Türkiye’nin sahip olduğu tüm imkânları çocuklar için seferber etmeye hazırız. İlerleyen sayfalarda eğitimin tüm kademelerini ve paydaşlarını kapsayan çözüm önerilerimizi bulacaksınız. Eğitimde ezber bozmaya hazırlanıyoruz.
TESPİTLER
Dünyada eğitim sisteminin kalitesini gösteren belli ölçütler ve kriterler mevcuttur. Ülkede yer alan devlet okullarının durumu, öğrencilerin üniversiteye gitme oranları, verilen eğitimin kalitesi, ülkede genel eğitim seviyesinin durumu, öğrencilerin sınavlardaki başarı durumları, iyi eğitime ulaşılabilirlik durumu, kişilerin aldıkları eğitimden tatmin olma durumu ve mezunların yeterlilik durumu ve iş bulabilme oranları, bu ölçütlerin başında gelmektedir.
Dünya Ekonomik Forumunun Eylül 2022 raporuna göre, eğitim seviyesi en iyi olan ülke İsviçre, ikinci sırada Singapur ve üçüncü sırada ise Finlandiya yer almaktadır. Ülkemiz ise listenin 99. sırasında yer almıştır.
OECD tarafından geliştirilen ve Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (Programme for International Student Assessment) olan PISA 2018 raporuna göre ise en iyi ülkeler sırasıyla Çin, Singapur, Makao, Hong Kong, Estonya, Kanada, Finlandiya, İrlanda, Güney Kore, Polonya, İsviçre, Yeni Zelanda, Amerika, Birleşik Krallık ve Japonya’dır. Ülkemiz OECD ortalamasının altındadır.
OECD verilerine göre ise ülkemiz hem yükseköğretim mezunlarının hem de ortaöğretim mezunlarının istihdam oranlarının en düşük olduğu OECD ülkesidir. Bununda ötesinde Türkiye’de işsiz nüfus içinde 12 aydan uzun süredir işsiz olanların oranı OECD ortalamalarının tam tersine, eğitim düzeyi yükseldikçe artmaktadır. Yükseköğretim mezunu işsizlerin yaklaşık yarısı 12 aydan uzun süredir işsizdir. Yükseköğretim mezunu olmak, OECD ülkelerinin hemen hemen hepsinde istihdam avantajını artırmaktadır. Bu ülkemizde, üniversite-sanayi-kamu sinerjisinin tam kurulamamasından kaynaklanmaktadır. Sanayinin ve kamunun (bir kısım savunma sanayi dışında) yerel pazara odaklı olması ve Ar-Ge ihtiyacını yabancı ortaklarından alarak ilerlemesi üniversite çıktılarının ticarileşmesi için zemini ve dolayısıyla yetişmiş Ar-Ge personeli için istihdamı hazırlayamamaktadır. Bu da sanayinin, üniversiteleri sadece belli konularda istihdam yeri olarak görmesini ve üniversite çıktılarının ise ticarileşmeden uzaklaşmasını sağlamaktadır. Maalesef bu da beyin göçünü hızlandırmaktadır. Bu sinerjinin bilim, teknoloji ve inovasyon politikaları ile tesis edilmesi yükseköğretimle beraber istihdamın artması için önemlidir.
Erken çocukluk eğitimine yatırımın getiri oranı diğer kademelere göre oldukça fazla olmasına rağmen ülkemiz öğrenci başına en düşük harcama yapan OECD ülkesi ve 3-5 yaş aralığında erken çocukluk eğitimine katılımın en düşük düzeyde gerçekleşen ülke olarak görülmektedir. Ülkemiz genç nüfusunu doğru bir eğitim sisteminde tutarak kalkınmayı amaçlamaktan öte, Millî Eğitim Bakanlığı’nın yayımladığı Örgün Eğitim İstatistiklerine göre, 2021-22 eğitim yılında 6-17 yaş grubundaki yaklaşık 570 bin 293 çocuk ve gencimiz, bir başka deyişle zorunlu eğitim çağındaki her 100 çocuk ve gencimizin nerdeyse 4’ü eğitimin dışındadır.
Ülkemizin bütçe kalemlerine baktığımızda; MEB bütçesi (189 Milyar TL), ÖSYM (931 Milyon TL), Yükseköğretim (57.7 Milyon TL) diğer bakanlıklardan fazla olduğunu görülmesine rağmen bu bütçenin oldukça yetersiz olduğu bilinmektedir. Çünkü bu bütçenin çok önemli bir payının personel giderleri olması ve diğer kalemlerin, özellikle eğitim yatırımlarına ayrılan payın ve eğitim kurumlarının ihtiyaçlarını sağlayacak payın eksikliği sonucunda, eğitimde kalitenin tesis edilemediğinin bir göstergesidir. Aynı zamanda, personel giderleri için ayrılan bütçe de yetersiz kalmıştır. Buna bağlı olarak, öğretmenlerimizin hayat standartları, yıllar içinde hızla azalmış, toplumdaki öğretmen statüsünü de etkilemiş ve eğitimi negatif döngüye sokmuştur.
Erken çocukluk eğitimine yatırımın getiri oranı diğer kademelere göre oldukça fazla olmasına rağmen ülkemiz öğrenci başına en düşük harcama yapan OECD ülkesi ve 3-5 yaş aralığında erken çocukluk eğitimine katılımın en düşük düzeyde gerçekleşen ülke olarak görülmektedir. Ülkemiz genç nüfusunu doğru bir eğitim sisteminde tutarak kalkınmayı amaçlamaktan öte, Millî Eğitim Bakanlığı’nın yayımladığı Örgün Eğitim İstatistiklerine göre, 2021-22 eğitim yılında 6-17 yaş grubundaki yaklaşık 570 bin 293 çocuk ve gencimiz, bir başka deyişle zorunlu eğitim çağındaki her 100 çocuk ve gencimizin nerdeyse 4’ü eğitimin dışındadır.
Kısaca, öğrenciler, öğretmenler, veliler, özel okul yatırımcıları, istihdam piyasası, diğer eğitim paydaşları ve devlet dahil, “mutsuzdur”.
Toplumu mutlu etmenin yolu, eğitimin ana gündem konusu olmasıdır! Eğitimin bireye, ekonomiye, topluma refah ve zenginlik getireceğine inanmak ve o maddi ve manevi yatırımı yapmaktır. Bu bağlamda çözüm planımızı oluşturduk.
ÇÖZÜMLER
Eğitime bakış açımızın zihinsel alt yapısını şekillendirdik. Toplumsal mutabakat ile ilerleyeceğimiz eğitim politikamızın merkezine “MUTLU İNSANI”, zeminine de “DEMOKRASİYİ” koyacağımız eğitim anayasamızın temelini oluşturduk.
“HER YER OKUL, HER YAŞ EĞİTİM” anlayışımız ile eğitim sistemini, okul dışı faaliyetleri de içine alacak şekilde, 3 yaşında başlayan ve HAYAT BOYU süren bir eğitim anlayışını yapılandırdık. Eğitim paradigmamızı; “eşitlikçi, yorumlayıcı, eleştirel, hümanist ve problem çözme” odaklı olarak belirledik.
Bu paradigmamızın merkezinde “insan”, zemininde ise demokrasi ve özgürlük olacaktır. Böylece tüm öğrencilerimizin ve eğitim iş görenlerimizin müzakereci, mutlu, esnek, sanatsal, sportif, yaratıcı, mücadeleci, problem çözücü, girişimci ve üretim odaklı bir anlayış geliştirmelerini sağlayacağız.
Böylece barış, sosyal adalet ve evrensel bütünlük ideallerine ulaşacağız. Bunun sonucunda ise eğitimi, toplumsal ve ekonomik kalkınmanın itici bir gücü olarak toplumun tüm alt sistemlerini
etkilemesini sağlayacağız.
Tüm öğrencilerimize, toplumumuzun değerlerini kazandırarak toplumun barışçıl düzenini inşa edeceğiz.
Her bir öğrencimize, “demokratik birey”, “bilinçli tüketici-bilinçli seçmen” ve “iyi bir vatandaş olma,” özellik ve davranışlarını kazandıracağız.
Eğitim felsefemizde, “yeniden kurmacı ve yapılandırmacı” yaklaşımlara yer vereceğiz.
Yeniden Kurmacı eğitim felsefesi ile toplumsal kalkınmada, toplumsal problemlerin çözümünde, okullarımıza birer laboratuvar misyonu kazandırarak önemli rol, görev ve sorumluluklar yükleyeceğiz.
Tüm eğitim uygulamaları ve paydaşlarının; öğrencinin eğitim sürecinde aktif olarak kendi bilgisini yapılandırdığı, problem çözdüğü ve ürün odaklı olmasına olanak tanıyan, yeniden kurmacı ve yapılandırmacı eğitim felsefelerini aktif kılacağız. Bu süreçte, donanımlı olan öğretmenlerimizin, öğrenenlerle rehberlik yaparak yöneltme ve yerleştirme yaptıkları bir işleyişi gerçekleştireceğiz.
Yapılandırmacı eğitim felsefesiyle de öğrencilerimizin problem çözücü, yapıcı ve yaratıcı ve insancıl davranışlarının gelişerek kendisine ve topluma katkı sağlamasının önünü açacağız. Öğrenmeyi, öğreteceğiz.
Eğitim sistemi; fiziksel donanımı, eğitim programı, öğrencisi, öğretmeni ve kurum yöneticisi ile bir bütündür. Bu bütünün, temele aldığımız eğitim felsefesi ile can bulacağı gerçeğinden hareket edeceğiz.
Çocuklarımızın, ulusal ve uluslararası yasa, sözleşme ve düzenlemelerden doğan haklarını kullanmalarını sağlayacağız.
Çocuk Hakları konusunu, eğitim sisteminin odağına alacağız.
Okul çocuğu korur bakış açısıyla çocuk koruma sistemi ile eğitim sisteminin bağının kurulması, okulun çocuk koruma sistemini güçlendirmedeki rolünün vurgulanması, öğretmenlerin koruyucu ve önleyici tedbirlere dair güçlendirilmesi, farkındalık ve becerilerinin artırılmasını öneriyoruz.
Eğitimimizin sosyal temeline, “gerçekçi, bilimsel ve bütünsel” bir bakış açısı ile bakacağız.
Eğitim sistemimizi yapılandırırken ve eğitim programlarımızı geliştirirken; toplumumuzun coğrafi, ekonomik ve kültürel özelliklerini objektif olarak dikkate alacağız. Ulusal ve yerel düzeylerdeki eğitim sorunlarına anında müdahale ile çevre-okul ilişkilerini önemseyerek, öğretmenin toplumsal görevi, okulun toplumdaki yeri ve işlevini özenle tanımlayarak işlevsel hale getireceğiz.
Eğitim sistemimizde “teknoloji üretimi ve kullanımını” katalizör olarak kullanacağız.
Eğitim yönetiminde, “bilimsel süreçleri ve liyakatı” önceleyeceğiz.
Millî Eğitim Bakanlığı’ndan, daire başkanlıkları, şube müdürlükleri, il ve ilçe müdürlükleri ve her il-ilçe okul yöneticilerimize kadar tüm eğitim yöneticilerimizin, eğitim düzeyleri ve liyakatlarını titizlikle inceleyerek görev yapmalarını sağlayacağız. Eğitim yönetiminin, tarafsız, politize olmaktan uzak ve şeffaf olmasını, demokratik yönetim zemininde gerçekleştireceğiz.
Eğitim sistemimizin ekonomisini, “eğitime ayrılan bütçe, harcamalar ve üretim odaklı eğitim” olarak yapılandıracağız.
Merkezi Yönetim Bütçesi’ne oranını yüzde 15’e yükselteceğiz.
Eğitim sistemimizin hukuksal temelini “anayasamıza ve evrensel hukuka” göre yapılandıracağız.
“Kapsayıcı Eğitim” anlayışımızı, eğitim sistemimizin omurgası yapacağız.
Öğretmenlerimizi, geleceğimizin kurgusunda “Yapı Taşı” olarak bir REHBER olarak tanımlayacağız. Toplumun her bireyine, Hayat Boyu Öğrenme perspektifinde, 21. Yüzyıl Becerilerinin tamamını kazandıracağız ve 2030 hedefine yönelik eğitim programlarını yenileyeceğiz.
Eğitim sürecinde, “Müzakere Kültürünü” geliştirerek, demokrasi anlayışımızı yapılandırarak “Ötekileştirme” anlayışına son vereceğiz.
Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaş medeniyet seviyesini yakalayarak bu seviyeyi sürdürecek ve ilerletecek atılımı yapacağız ve evrensel niteliklerin oluşturulmasında dünyaya örnek olacağız.
25 Yıllık Master Eğitim Planımızı ilan edeceğiz.
Eğitim sistemimizin, ilk bir (1) yıllık acil eylem planı içerisindeki hedefleri ve beş (5) yıllık eylem planı çerçevesindeki hedeflerimizi uygulayacağız.
• Her öğrencimizin ve öğretmenimizin en az bir yabancı dil ve bir bilgisayar programlama dili ile yetişmesini sağlayacağız.
• Dersliklerde, 20-25 öğrenciye bir öğretmen hedefine ulaşacağız.
• Üniversiteye giriş sınav stresini, fırsat eşitliğinden taviz vermeyecek şekilde azaltacağız.
• 2030 yılına kadar kaybolacak ve yeni doğacak olan mesleki alanlara yönelik eğitim programlarımızı geliştireceğiz.
Eğitim Sistemimizin mekanik ana çerçevesini günümüz koşullarını dikkate alarak, 21. Yüzyıla uygun bir şekilde belirledik.
Eğitim sistemimizi, bilim ve teknoloji vizyonumuz ile “TÜM’e” ulaştıracağız.
MEB ve yükseköğretimin eş güdümünü, “Tüm Eğitim Sistemi (TÜM)” çerçevesinde 4+4+4 yerine “4∞” sembolü ile dört farklı kademeyi (Erken Çocukluk, İlkokul, Ortaokul, Lise) ve Hayat Boyu Öğrenme (Üniversite ve Sonrası- Yaşam Boyu) çerçevesinde sonsuz sembolü (∞) ile yapılandıracağız. TÜM içinde, bugünkü MEB’i, her türlü meslek lisesi ve yüksek okulunu, özerk üniversiteleri ve kurulacak Yükseköğretim Üst Kuruluşunu (YÜK), TÜBİTAK, TÜBA ve KOSGEB gibi kuruluşların üniversitelere, akademisyenlere, öğrencilere verdiği bilimsel araştırma, geliştirme, inovasyon ve girişimcilik teşvikleri ve yatırımlarını koordinasyon ve planlama içinde değerlendireceğiz.
Eğitim yıllarını 345+345+Hayat Boyu olarak yeniden tanımlayacağız. Okul öncesini 3 yıl ve bir yılını zorunlu ve ilk iki yılını seçmeli yapacağız. Akabinde zorunlu ilkokul (4), zorunlu ortaokul (5) ile eğitimi devam ettireceğiz. Zorunlu lise (3), lisans (4) ve bütünleşik doktora (5) olarak ilerleteceğiz. Liseden sonra bir sonraki kademeye geçmeyecekler için 1 yıl klinik stajı, girişimcilik faaliyetini ya da tezsiz yüksek lisansı teşvik edeceğiz.
Temel bilgi ve becerilerin kazandırılarak kişilik gelişiminin desteklendiği, nitelikli birer vatandaş ve etkili bir ekonomik potansiyel olmanın temellerinin atıldığı zorunlu eğitim süreci en hassas
olduğumuz eğitim sürecimiz olacak.
“Hayat Boyu Öğrenmeyi”, yaşam biçimine dönüştüreceğiz.
“Pi” Sayısı (3.14151…) gibi Temel, Evrensel ve Sonsuz bir eğitimi hedefleyeceğiz.
ERKEN ÇOCUKLUK EĞİTİMİ- Erken çocukluk eğitimini, önlere çekerek çocukların, beden, zihin ve duygu gelişimlerini bütüncül bir anlayışla, çocukluklarını yaşatarak ilkokula hazırlayacağız.
İLKOKUL EĞİTİMİ- Uluslararası fiziksel, bilişsel ve duyuşsal gelişim kuramlarını dikkate alarak, ilkokul sürecini dört yıl olarak yeniden yapılandıracağız.
ORTAOKUL EĞİTİMİ- Ortaokul eğitimini, liseye geçiş sınavına hazırlık kademesi olmaktan kurtaracağız. Çocuklarımızın, çocukluklarını yaşamasını önceleyeceğiz. Sağlam bir akademik alt yapı, özgüven gelişimi ve yabancı dil ile kodlama becerisini kazandıracağız.
LİSE EĞİTİMİ- Lise eğitimini, üniversiteye giriş sınavına hazırlık yaşantısından kurtaracağız. Lise diplomasının değerini artırarak lise eğitimini, kendini gerçekleştirme ve olumlu kimlik edinmenin öğretim kademesi olmasını ve “Erken Yükseköğretim” olarak, Yükseköğretimin, ya da “İş Yeterliliği” belgesi ile üretim sanayisinin bir parçası yapacağız.
LİSANS EĞİTİMİ- Bu dönemdeki gençlerimizi; beden, zihin, ahlak ve duygu bakımından özgür ve bilimsel düşünce gücüne sahip, yurt ve dünya kalkınmasına destek sağlayacak, Türkiye Cumhuriyeti Devletine sahip çıkan, saygın birer yurttaş olarak eğitim görmelerini sağlayacağız. Üniversite öğrencilerimizin, fizyolojik ve barınma ihtiyacı gibi temel gereksinimlerini gidereceğiz.
LİSANSÜSTÜ EĞİTİM- Lisans üstü eğitim sürecini, lisans türünün amacına göre yeniden yapılandırarak interdisipliner ve esnek bir yapı kazandıracağız. Bu yapılanmayı; akademik kariyer, yaşam boyu öğrenme ya da kariyer basamaklarına uygun olarak programlayacağız.
HAYAT BOYU ÖĞRENME- Üniversiteleri halka açacağız. Hayat Boyu öğrenme anlayışını, bir “yaşam biçimine” dönüştürerek, çağın gerektirdiği; bilgi, beceri ve donanımı tüm vatandaşlarımıza kazandıracağız.
REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK- Okul öncesinden, liseye kadar olan tüm eğitim kademelerinde, okulun öğrenci sayısına göre ihtiyacı karşılayacak nitelikte RPD kadrosu oluşturacağız. Aynı zamanda eğitim kurumlarının bağlı bulunduğu merkezi Psikolojik Destek ve Rehberlik genel müdürlüğü kurarak işlevsel hale getireceğiz.
EĞİTİM PROGRAMLARININ; alan ve eğitim bilimleri uzmanları tarafından profesyonel olarak geliştirilmesini sağlayacağız.
Z-Kuşağı için Acil Eğitim Programı (ZAP) hazırlayacağız.
“Pilot Okul/ Deney-Gözlem Okulları” uygulamalarımız ile geliştirdiğimiz eğitim programlarının ön denemesini gerçekleştireceğiz.
“Dijital Yeterlilik Öğretim Programı” geliştireceğiz.
Eğitim programlarının hedef/kazanımlarını, yerel ve evrensel ihtiyaçlara göre belirleyeceğiz.
Eğitimin; öğrenme-öğretme yaşantılarını, “aktif öğrenme, bilgiyi yapılandırma, yaratıcılık ve problem çözme” temeline oturtacağız.
Eğitim programlarımızı, ulusal ve uluslararası (OECD, BM, UNESCO vb.) kurumların hedeflerinin eklektik yaklaşımı sonucunda oluşturacağız.
“Bilişim Etiği Öğretim Programı” geliştireceğiz.
Meslek Liselerinin eğitim programlarını, 21. yüzyıl beceri setlerine göre yapılandıracağız.
İlkokul, ortaokul ve lise kademelerinde, bazı dersleri zorunlu bazılarında ise seçmeli olarak tanımlayacağımız ders içerikleri yelpazesi oluşturacağız. Bu çerçevede; Kültür ve Sanat Dersleri, Hukuk ve Adalet Dersi, Eğitimin Önemi Dersi, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dersi, Doğa ve İklim Dersi, Girişimcilik ve İnovasyon Dersi, Yaratıcılık Dersi, Kodlama Dersi, Yazılım ve Robotik Dersi, Yaşam Boyu Spor ve Sağlık ve Finansal Okur Yazarlığı gibi derslere yer vereceğiz.
Zümre sistemini yenileceğiz.
ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNİ, “eğitimde iyi örnekler” anlayışımız ile maddi ve manevi olarak ödüllendireceğiz.
(KPSS) ile öğretmen atamasına son vereceğiz.
“Eşit İşe, Eşit Ücret” hakkaniyetini gerçekleştireceğiz.
“Norm Kadro” sorununu çözeceğiz.
Adil, hakkaniyetli ve objektif bir “kariyer gelişimi” inşa edeceğiz.
Öğretmenlerimizin, göreve başladıkları yerlerde yaşam koşullarını takip edeceğiz.
• Öğretmenlerimiz adına, “Eğitim Destek Banka Kartı” düzenleyeceğiz.
• Öğretmenlerimizin maaşlarını artıracağız.
• Öğretmenlerimiz ve öğretim üyelerimize “Finansal teknoloji/Fintech” desteği sağlayacağız.
• Kırsal kesimlerde görev yapmakta olan öğretmenlerimize maddi olarak “Yol Desteği” sağlayacağız.
“İş Başında Eğitim” anlayışını hedefleyeceğiz.
Hibrit eğitim çerçevesinde, öğretmenlerimizin, ders içeriği geliştirme bilgi ve becerilerini arttıracağız.
Öğretmenlik mesleğinin sorunlarını, mesleki yıpranma/deformasyon, gerçeğini dikkate alarak çözeceğiz.
Öğretmen sendikaları ve meslek odalarını, mesleğin niteliğini geliştirmek ve meslek etiğini korumakla ilgili olarak yeniden yapılandıracağız.
Üniversite seçme sınavlarının, “Öğretmenlik Mesleği” ile ilgili tercihlerinde taban puanı sınırlaması getireceğiz.
Öğretmenlerimizin, “Öğretmenlik Meslek Etiği” ilkelerine bağlılığının takipçisi olacağız.
Öğretmenlerimizin ilk atamalarında ve beş yıllık rutinlerde “psikolojik sağlık” durumlarını önemseyeceğiz.
Öğretmenlerimizin “fizyolojik sağlık” durumlarını önemseyeceğiz.
Ataması yapılamayan öğretmen adaylarımızı, sisteme kazandıracağız.
Arz ve talep dengesini kurarak ataması yapılamayan öğretmen havuzunu eriteceğiz. Ayrıca öğretmenlik tanımını zenginleştirerek hibrit eğitim sistemini ve bireyselleştirilmiş eğitim hedefini gözeterek ek istihdam yaratacağız.
Eğitim Fakültelerinin, ihtiyaç dahilinde çoğalmasına ve öğrenci kapasitesinin, fakülteye bağlı olarak belirlenmesine özen göstereceğiz.
Ayrıca “Gölge Öğretmen” şeklinde ve “Destekleme ve Yetiştirme Kurslarında (DYK)” istihdam edeceğiz.
Ücretli ve PİKTES’li Öğretmenlerimizin deneyim yıllarını aynı KPSS puanı olduğu takdirde deneyim puanı olarak değerlendireceğiz, göreve atanması halinde önceki yıllardaki deneyimlerini özlük haklarının bir parçası yapacağız.
EĞİTİMCİLERİN VE YÖNETİCİLERİN EĞİTİMİ yetiştirme politikamızı, toplumsal ve ekonomik ihtiyaçlarımıza göre belirleyeceğiz.
Öğretmen yetiştirme sürecinde “Ortak Eğitim Programı” uygulayacağız.
• Öğretmen eğitimi programının yarı yarıya teori ve pratikten oluşmasının, öğretmen niteliğinin arttırılmasındaki önemini vurgulayacağız. Uygulama boyutunun önem kazandığı bir eğitim sürecinde, süreç değerlendirme yaşantıları oldukça önem kazanacaktır. Bu nedenle teorik süreç ile pratik süreç yaşantılarının bir arada değerlendirilerek öğretmen eğitiminin tamamlanmasına rehberlik edeceğiz.
Öğretmen yetiştirmede “Eğitim Fakülteleri” etkin olacaktır.
Eğitim yöneticilerinin, eğitim bilimleri ve benzer alanlarda lisans üstü eğitim sahibi olmaları şartını arayacağız.
Öğretmen eğitimi programlarının geliştirilmesi sürecinde; her eğitim fakültesinin kendi eğitim programını geliştirmesine rehberlik yapacağız.
Eğitim yöneticilerinin, hayat boyu öğrenme süreci içerisinde kalmalarını önceleyeceğiz.
Yurt dışı atamalarda, akademik ve dil yeterliliği vazgeçilmezimiz olacaktır.
Eğitim Müfettiş ve Müfettiş Yardımcılarını, objektif kriterlere göre atayacağız.
Teftiş kurullarını yeniden işler hale getireceğiz.
Tüm öğretmen ve okul yöneticilerimizin “Bilişim Teknolojileri” konusundaki eğitimlerini gerçekleştireceğiz.
ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNUNU öğretmenlerimizin taleplerini dikkate alarak yeniden yapılandıracağız.
Öğretmenlerimizin kurumsal ve toplumsal saygınlığı yeniden kazandırmak, ilk işimiz olacak.
“Kariyer Gelişiminde”, “Uzman Öğretmenlik Baş Öğretmenlik” sınavlarını kaldıracağız.
• Öğretmenlerimizin statüsünü, veliler ya da öğrenciler arasında sarsacak tartışmaya neden olacak tüm uygulama ve yapılanmalara son vereceğiz. Öğretmenlerimizi, liyakat sistemine göre, akademik başarılarına göre, maddi olarak ve üst düzey görev ve sorumluluk vererek ödüllendireceğiz. Kısaca 360 derece değerlendirme ve akademik yıllanma veya derinleşme gibi yöntemlerle değerlendirme sürecini ve fonksiyonel farklılığı tanımlayacağız.
Öğretmenlerimizin eğitimini, yaşam boyu öğrenme perspektifinde destekleyeceğiz.
Kadın eğitimcilerimizin, okul yönetimi süreçlerinde yer alarak sayılarının artmasını destekleyeceğiz.
Öğretmen ve okul yöneticilerimizin lisans üstü eğitimini yasal düzenleme ile destekleyeceğiz.
Öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin atamalarını, “Ağustos” ayı başında tamamlayacağız.
Merkezi sınavlardan ücret almayacağız.
Ulusal ÖLÇME-DEĞERLENDİRME ve Geliştirme Kurumu açacağız.
ÖSYM’yi yeniden yapılandıracağız. ÖSYM’yi, “ölçen”, “değerlendiren” ve “geribildirim” veren bir yapıya kavuşturacağız.
Liselere Geçiş Sınavını (LGS) kaldıracağız.
Yüksek Öğretim Kurumları (YKS) sınavlarını uzun vadede yardımcı sınav statüsü ile değerlendirmeye alacağız.
Geçiş dönemimizde, “Orta Öğretim Başarı Puanının”, üniversiteye giriş sınavlarında “adil” bir işlev görmesini sağlayacağız.
Geçiş aşamasında, MEB kazanımları ile ÖSYM’nin sınav sorularını senkronize edeceğiz.
Merkezi sınavlardan ücret almayacağız.
Açık Öğretim ve Liselerin amacı dışında kullanılmalarının önüne geçeceğiz.
Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi (ABİDE) Projesini yaygınlaştıracağız.
AFETLERDE KESİNTİSİZ EĞİTİM yapılanmamız ile kesintisiz eğitimi sağlayacağız.
Küresel pandeminin eğitime verdiği zararı telafi edeceğiz.
• Küresel salgın ile eğitimden uzak kalmış nesil şimdiden “kayıp nesil” olarak adlandırılmaktadır. ‘Her zorluk bir fırsata kapıdır!’ anlayışı ile amacımız, kapsamlı, iyi planlanmış ve öğrenme kayıplarında telafinin ötesine geçen stratejik bir program çerçevesinde “kazanç nesli” hedeflemektir.
Telafi Eğitimi Kurulunu kuracağız.
Telafi Eğitim Bütçesini oluşturacağız.
Eğitim döngüsünden çıkan öğrencilerimizi, sisteme kazandıracağız.
Olağan dışı süreçlerde, eğitim konusunda tek yetkili “Millî Eğitim Bakanlığı” olacaktır.
Sürekli güncelleme yapacağımız, Afet Eğitimi Acil Eylem Programı eğitimimiz ile “Güven” sorununu gidereceğiz.
“EĞİTİMDE KALİTE Standartlarımızı”, 25 Yıllık Master planımız çerçevesinde kurumsal iş birlikleri ile oluşturacağız.
Eğitimde, “Yapay Zekâ” çalışmalarına yoğunlaşacağız.
“İkili Öğretime” son vereceğiz.
“Okul Bölgesi” yapılanmasını sağlayacağız.
Eğitim kurumlarımızı, “evrak” memurluğundan kurtaracağız.
Millî Eğitim Bakanlığı ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerinde, “Eğitimin Niteliğini Artırma ve Denetleme” birimleri oluşturacağız.
Okul yöneticilerimizin bürokratik işlemlerini azaltacağız ve “E-Devlet” üzerinden gerçekleştireceğiz.
“Gölge Öğretmen” uygulamasını sistemin vazgeçilmezi yapacağız.
ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARININ gelişmesini, büyümesini ve niteliklerinin artmasını sağlayacağız.
Özel okul seçimi ve özel okul eğitimi sürecinde “eşit koşul” konusunda fırsat eşitliğini oluşturacağız.
Özel Okulların sorunlarını çözeceğiz.
• Özel okulların açılma prosedürlerinden, fiziksel olanaklarına, sınıf mevcutları ve öğretmen istihdam etme koşullarına değin tüm süreci iyileştirerek geliştirecek günümüzün ve geleceğin ihtiyacını karşılayacak şekilde yasa ve yönetmeliklerle güvence altına alacağız. Büyük ve küçük ölçekli tüm özel okullarımızın kendi ekosistemlerini oluşturmalarına ya da geliştirmelerine destek olacağız.
• Özel okulların, okul bahçesi ve rekreasyon alanlarını, toplam metrekare içerisinde değerlendireceğiz.
Özel okul öğretmenlerinin “özlük haklarını” güvence altına alacağız.
Özel öğretim KURSU öğretmenlerinin, “özlük haklarını” düzenleyerek güvence altına alacağız.
Özel okulların “sınıf mevcudu” sorununu çözeceğiz.
Özel okul, “Ücretsiz Öğrenci” kontenjanını düzenleyeceğiz ve devlet tarafından sübvanse edilmesini sağlayacağız.
Özel okul denetleme-geliştirme sürecini “rutine” bağlayacağız.
Özel okulların, öğretmen ve yönetici devamlılığına katkı getireceğiz.
KDV oranı düzenlemesi yapacağız.
Profesyonel Özel Yetiştirme Kurslarını destekleyeceğiz.
Kamu ve özel kurum ve kuruluşların meslek edindirme ve geliştirme kurslarını destekleyeceğiz.
Sürücü kurslarını yeniden yapılandıracağız.
Eğitimde Teknolojilerinin kullanımını geliştirecek büyük ve küçük ölçekli projeleri destekleyeceğiz.
“Bilişim Etiği” yasası ile eğitim-öğretim sürecini güvence altına alacağız.
Okullarda “Bilişim Etiği” dersini zorunlu yapacağız.
“Dijital Okur-Yazarlık” seferberliği yapacağız.
Eğitimde teknoloji kullanımını geliştirecek büyük ölçekli projeleri destekleyeceğiz.
Bilişim Teknolojileri (BT) Derslerini her öğretim kademesinde zorunlu yapacağız.
Bilgisayar Öğretimi ve Teknolojileri Eğitimi Bölümü mezunu uzman ve öğretmenlerimizin istihdamını arttıracağız.
Bilişim teknoloji ve araçlarının etkili ve verimli kullanımını her kademedeki sınıfımızda kullanacağız.
Bilişim teknolojileri ile ilgili seçmeli derslerin sayısını arttıracağız.
Okullarımızın, “Fiber İnternet” altyapısını oluşturacağız.
Öğretmenlerimizi 21. YY dijital bilgi ve becerileri ile donatacağız.
Dijital kaynaklı yeni oluşan mesleklere yönelik okullar açacağız ve eğitim programları geliştireceğiz.
Eğitim ve Okul Teknolojileri konusunda girişimcilik fonlarına yatırım yapacağız.
“Dilden-dile anında çeviri” teknolojilerine yatırım yapacağız ve erken aşamada kullanılmasını yaygınlaştıracağız.
Eğitimde, “Çoklu-dil araçlarına, video işleme, edge/bulut, arttırılmış gerçeklik” teknolojilerine yatırım yapacağız ve hızla kullanacağız.
Bilgisayar teknolojileri “Aranan Elemanlarımızı” mesleki teknik liselerimizden sağlayacağız.
Sınıflarımızda, Web 2/3 araçlarının kullanımını sağlayacağız.
ÖZEL EĞİTİMDE kalıcı çözümler üreteceğiz.
Eğitim Fakültelerinin, “Özel Eğitim Bölümünü” güçlendireceğiz.
“Erken Tanı” hassasiyetimizi, özel eğitimin başına koyacağız.
“Çoklu Engele, Çoklu Eğitim Desteği” sunacağız.
Mesleki personel ve uzman sorununu çözeceğiz. Eğitim ve Rehabilitasyon kampüslerinde alanında
“Yetkin” eğitimcileri istihdam edeceğiz.
Özel eğitime ihtiyaç duyan 0-18 yaş aralığındaki tüm öğrencilerimize ücretsiz eğitim desteği vereceğiz.
Özel eğitim veren kurumların sayılarını, ülkenin ihtiyacına göre dengeli dağılımını sağlayacağız.
Özel eğitime ayrılan bütçe oranını arttıracağız.
Üstün yetenekli öğrencilerin eğitimini, üstün yetenekli eğitim kadrosu ile gerçekleştireceğiz.
Üstün yetenekli öğrenci seçme ve tanılama sürecini objektif ölçütler dahilinde gerçekleştireceğiz.
Yaygın Gelişimsel Bozuklukların (YGB) eğitiminde, önleyici rehberlik hizmetleri sunacağız.
“Eğitim ve Rehabilitasyon Kampüsleri” açacağız ve yaygınlaştıracağız.
3-6 yaş arası “özel gereksinimli eğitim anaokullarını” yaygınlaştıracağız.
“Duyu Bütünleme, Ergoterapi, Müzik ve Görsel Sanat” ortamları oluşturacağız.
Özel eğitim okullarına, fizyoterapist ve sağlık personeli tahsis edeceğiz.
Özel gereksinimli çocuk ve gençlerimizin eğitimini “maddi “olarak destekleyeceğiz.
“Yardımcı Eleman” uygulamasını yasallaştıracağız.
MESLEK VE BECERİ EĞİTİMİ toplumumuzun diğer sistemlerini besleyecek ve destekleyecek bir yapıda oluşturacağız. Liseyle beraber meslek nosyonun yerleşmesini ve seçmeli dersler ile öğrencilerin akademik veya mesleki dersleri arasında bireysel tercihlerini yapmalarını sağlayacağız. Meslek lisesi öğrencilerimizi, diploma puanı ortalaması ile “Meslek Yüksek Okullarına” kabul edeceğiz.
Meslek Yüksek Okulundan, ilgili bölüm olan dört yıllık fakülteye yatay geçiş imkanını sağlayacağız.
Meslek Liselerimiz aracılığı ile ulusal ve uluslararası NİTELİKLİ iş gücü ihtiyacını karşılayacağız.
Çok Programlı Liselerin bölümlerini, ülkenin ve çağın gereklerine göre çoğaltacağız.
Hasta ve Yaşlı Bakımı Liseleri açacağız.
Tarım Liseleri açacağız.
Bilişim ve Teknoloji Liselerini yaygınlaştıracağız.
Yeni Nesil Turizm Liseleri açacağız.
“Ustalık ve Zanaat Eğitimini”, Meslek Liselerinin lokomotifi yapacağız.
Mesleki ve Teknik Liselerinin, eğitim programlarını 2030 hedefleri doğrultusunda yeniden yapılandıracağız.
Mesleki-Teknik Eğitim Liselerinde görev yapmakta olan öğretmenlerimizin güncel ve evrensel bilgilerini geliştirmek amacıyla hizmet içi eğitimlerine önem vereceğiz.
Mesleki-Teknik Eğitim Liselerinden mezun olan öğrencilerin, iş bulma ve iş kurma kapasitelerinin gelişmesine kaynaklık sağlayacağız.
Meslek Liselerine ilişkin oluşturulan tutum ve görüşleri “olumlu” olarak yeniden yapılandıracağız.
“Girişimcilik” dersini, Meslek Lisesi öğrencilerimize zorunlu yapacağız.
Meslek Lisesi öğrencilerimizin “Başarılarını” maddi olarak destekleyeceğiz.
Meslek liselerimizin, “Yazılım, Siber Güvenlik ve Milli Savunma” eğitim programlarını yapılandıracağız.
Meslek Liselerimizin “Eğitim Bütçesi” kalemini ayrıca yapılandıracağız.
Meslek Liselerimizin “Önem ve Değer” hakkını, kendisine teslim edeceğiz.
YABANCI DİL edinimini, ihtiyaç haline getireceğiz.
Yabancı Dili “ders” olmaktan çıkarıp, bir iletişim aracı, yaşam tarzı olduğu gerçeğini benimseteceğiz.
“Öğrenci Hareketlilik Programı” ile yabancı dil eğitimini destekleyeceğiz.
Yabancı Dil Eğitimini, “Okul Öncesi” eğitim sürecinde yoğunlaştıracağız.
“Yetkinlik Temelli” yabancı Dil eğitimini gerçekleştireceğiz.
Yabancı dil öğretmen eğitiminde, “teorik ağırlığa ve sınav odaklı” bir sisteme son vereceğiz.
Yabancı Dil Eğitimi Öğretmenlerimizin, hizmet içi eğitimlerini sıklaştırarak güncelleyeceğiz.
Yabancı Dil öğretmenlerimizin, “Yurtdışı” deneyimlerini maddi olarak destekleyeceğiz.
Yabancı Dili “anlıyorum ve konuşuyorum” algısına dönüştüreceğiz.
Yabancı Dil eğitimine ayrılan süreyi, okul öncesinden itibaren artıracağız.
Liseyi bitiren öğrencilerimizin dil yeterliliğinin, en az “C1” seviyesinde olmasını hedefleyeceğiz.
Yabancı dil eğitiminde dijital ve çevrimiçi kaynaklara yoğunlukla yer vereceğiz.
“Kendi-Kendine öğrenme” yeterliliğini Yabancı Dil eğitiminde etkili olarak kullanılmasını sağlayacağız.
Yabancı Dil öğretmenlerimizin, öğretimini gerçekleştirdiği dili en az “C1” seviyesinde kullanabilmesi
için gerekli eğitim faaliyetlerini gerçekleştireceğiz.
Bir dilden diğerine “anında sesli ve yazılı çeviri” teknolojilerine yatırım yapacağız.
ERKEN ÇOCUKLUK EĞİTİM sürecinde “sürdürülebilir” hedeflere ve “değerler” eğitimine yer vereceğiz.
Erken çocukluk eğitimini, tek bir çatı altında toplayacağız.
Erken Çocukluk Dönemi Eğitimi bütçesini artıracağız.
4-6 yaş arası Okul Öncesi eğitimini tamamen ücretsiz yapacağız.
Okul Öncesi öğrencilerimizin, okulda sağlıklı beslenmelerine katkı sağlayacağız.
Okul Öncesi öğrencilerimizin “Güven ve Özgüven” duygusunu bilişsel ve psikomotor uygulamaların yanında, sosyal-duyuşsal öğrenme yaşantılarına da ağırlık vererek değerler perspektifini güçlendireceğiz.
2 ve 4 yaş aralığında olan çocuklarımızın eğitimini, evlerinde “ebeveynleri” aracılığı ile destekleyeceğiz.
Erken Çocukluk Eğitimi Merkezleri ve Okulları açacağız.
Erken çocukluk dönemi “Eğitim Programlarını” yeniden yapılandıracağız.
Erken çocukluk eğitiminde “dil” gelişimine önem vereceğiz.
Erken çocuklukta, “Yabancı Dil” eğitimine ağırlık vereceğiz.
Okul Öncesi kurumlara, hemşire veya sağlık personeli kadrosu tahsis edeceğiz.
Erken çocukluk dönemi özel gereksinimli öğrenciler için “özel eğitim anaokulları” açacağız.
Okul Öncesi öğretmenlerimizin mesleki bilgilerini sık sık güncelleyeceğiz.
Okul Öncesi öğretimi gözlemleyerek değerlendiren bir “Koordinatörlük” sistemi oluşturacağız.
Okul Öncesi Eğitim Yöneticilerinin alan mezunu olmaları şartını arayacağız.
Okul Öncesi öğretmenlerinin kadrolarını artıracağız.
Okul Öncesi eğitim süreci verilerini, ilkokul eğitimi ile bütünleştireceğiz.
Erken çocukluk eğitimi sürecine öğretmen yetiştiren kaynakları birleştireceğiz.
Okul Öncesi dönemi, mevcut eğitim yöneticilerinin gözlem ve değerlendirme becerilerini geliştireceğiz.
Okul Öncesi özel eğitim kurumları standardı oluşturacağız.
Erken çocukluk eğitimini, tek bir çatı altında toplayacağız.
Erken Çocukluk Dönemi Eğitimi bütçesini artıracağız.
4-6 yaş arası Okul Öncesi eğitimini tamamen ücretsiz yapacağız.
Okul Öncesi öğrencilerimizin, okulda sağlıklı beslenmelerine katkı sağlayacağız.
Okul Öncesi öğrencilerimizin “Güven ve Özgüven” duygusunu bilişsel ve psikomotor uygulamaların yanında, sosyal-duyuşsal öğrenme yaşantılarına da ağırlık vererek değerler perspektifini güçlendireceğiz.
2 ve 4 yaş aralığında olan çocuklarımızın eğitimini, evlerinde “ebeveynleri” aracılığı ile destekleyeceğiz.
Erken Çocukluk Eğitimi Merkezleri ve Okulları açacağız.
Erken çocukluk dönemi “Eğitim Programlarını” yeniden yapılandıracağız.
Erken çocukluk eğitiminde “dil” gelişimine önem vereceğiz.
Erken çocuklukta, “Yabancı Dil” eğitimine ağırlık vereceğiz.
Okul Öncesi kurumlara, hemşire veya sağlık personeli kadrosu tahsis edeceğiz.
Erken çocukluk dönemi özel gereksinimli öğrenciler için “özel eğitim anaokulları” açacağız.
Okul Öncesi öğretmenlerimizin mesleki bilgilerini sık sık güncelleyeceğiz.
Okul Öncesi öğretimi gözlemleyerek değerlendiren bir “Koordinatörlük” sistemi oluşturacağız.
Okul Öncesi Eğitim Yöneticilerinin alan mezunu olmaları şartını arayacağız.
Okul Öncesi öğretmenlerinin kadrolarını artıracağız.
Okul Öncesi eğitim süreci verilerini, ilkokul eğitimi ile bütünleştireceğiz.
Erken çocukluk eğitimi sürecine öğretmen yetiştiren kaynakları birleştireceğiz.
Okul Öncesi dönemi, mevcut eğitim yöneticilerinin gözlem ve değerlendirme becerilerini geliştireceğiz.
Okul Öncesi özel eğitim kurumları standardı oluşturacağız.
Eğitimde “Cinsiyet Eşitliğini” sağlayacağız.
Temel eğitimden itibaren, kız çocuklarına ve kadınlara birer “İşgücü” olma potansiyeli taşıdıkları bilincini geliştireceğiz.
Eğitim, sanat, sosyal, bilim, hukuk, sanayi, girişimcilik gibi alanlarda başarılı olan kadın ve kızları “örnek” olarak öne çıkaracağız.
Eğitim döngüsünden “Erken Ayrılan” kızların, geriye dönüşünü hızlandıracağız.
“Kapsayıcı Eğitim” anlayışımızı kız çocukları için seferber edeceğiz. Dezavantajlı grupların eğitime erişimini kolaylaştıracağız.
Kız çocukları ve kadınları “STEAM” alanlarında etkin kılacak olan eğitim programlarımızı uygulayacağız.
Kız çocuklarına, “Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik” alanlarının kendileri için uygun çalışma alanı olduğu bilgisini ve algısını yaygınlaştıracağız.
“Anne Eğitimini” çarpan etkisi açısından, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda önemseyeceğiz.
“Cinsiyetçi Meslek Yaklaşımına” son vereceğiz.
“Kadınlara, bilişim teknolojileri okur-yazarlık ve kullanımı” için ücretsiz eğitimler vereceğiz.
Kadın ve genç kızlara, internetin güvenli kullanımı konusunda ücretsiz eğitimler vereceğiz.
Eğitim programlarımızda, “bilişim sektöründe eşit bilgi/beceri/deneyim düzeylerinde” kadınların erkeklerle eşit temsil hakkı olduğu hakkındaki hedeflere yer vereceğiz.
Kız çocuklarına ve kadınlara “girişimci” davranışlarını teşvik edeceğiz.
Akademik, sosyal ve sanat alanında başarılı olan kız çocuklarının “Yurt Dışı” çalışma ve projelerini maddi ve manevi olarak destekleyeceğiz.
Kız ve erkek çocuklarının “Çoklu Yetenek Alanlarının” eşit dağılım gösterdiği algısını yerleştireceğiz.
EĞİTİMİN FİNANSMANINI üç eksen ile iyileştireceğiz. “Merkezi Bütçe”, “MEB Finansman Alt Yapısı”, “Okul Ekonomisi”ni yeniden tasarlayacağız.
“Eğitim Destek Banka Kartını” uygulamaya alacağız.
Öğrenci başına düşen “Eğitim harcaması” tutarını, OECD ülkeleri düzeyine çıkaracağız.
“Okul Aile Birliğinin” faaliyet alanını, eğitimin niteliğini geliştirmeye yönelik olarak işlevselleştireceğiz.
Özel kurum ve kuruluşların, eğitim sistemine finansal katkılarını özendirecek düzenlemeler yapacağız.
Spor, Kültür, Tarih, Sanat, Bilim ve proje geliştirme faaliyetlerini, “Eğitim Destek Banka Kartı” üzerinden finanse edeceğiz.
Lisans öğrencilerimizin, “KYK kredilerini” güncel enflasyona göre yapılandıracağız.
İhtiyaç sahibi öğrencilerimizin Eğitim Destek Banka Kartına yurt ve kira yardımı sağlayacağız.
“Dijital eğitim aboneliklerinde”, Eğitim Destek Banka Kartının kullanımını sağlayacağız.
Eğitim sürecinde, tasarruf ve tutumu, yaşam biçimine dönüştüreceğiz.
Okulların, MEB dışı gelirlerinin artmasını teşvik edeceğiz.
Öğretmenlerimizin, “Eğitim-Öğretim” ödeneğini, ülkenin ekonomik gerçekliği ölçüsünde yapılandıracağız.
Okullarımızı, bilim, sanat, spor, teknoloji, edebiyat ve felsefe günleri gibi bilimsel faaliyetlerde destekleyeceğiz.
OKUL SİSTEMİNİ yeniden yapılandıracağız. Öğrencilerin kendilerini güvende hissettikleri, meraklarını giderdikleri, sosyal etkinlikler-akademik etkinlikler-sanat-bilim-spor yapabildikleri “demokratik” bir okul kültürünü tesis edeceğiz.
“Okul, öğrenci içindir” felsefemizi uygulayacağız.
• Okullarımızı hem fiziksel mekân olarak sevimli hale getireceğiz hem de demokratik bir sınıf ve okul yaşantısının, öğrencinin özgüvenini geliştirmesini, problem çözme becerisi ve yaratıcılığını geliştirmesini sağlayacağız.
• Okul iklimi, sınıf yönetimi, öğretmen görev-rol ve davranışları, öğretim materyalleri ve öğretim yaşantılarını kendi içinde uyumlu olmasını sağlayarak; öğrenciye göre gerçekleştireceğiz. Kısaca gerçek yaşamı yani hayatın kendisini okula yani sınıfa taşıyacağız.
“Okul, toplum içindir” anlayışımızı uygulayacağız.
Acil eylem planımızla, okullaşma oranımızı “okul ve okul alt yapı hizmeti kiralama” yoluyla artıracağız.
Okulda geçirilen zamanın, OECD ülkeleri ile paralellik göstermesini sağlayacağız.
Okullarımızın, dijital güvenlik sistemini kuracağız.
Okullarımızda, “Zararlı madde ve alışkanlıklarla mücadele programı” uygulayacağız.
Eğitim bilimleri alanlarında doktora derecesine sahip olanları bazı okullara “CTO” olarak atayacağız.
Okullarda hizmet ve tedarik zincirini kuvvetlendireceğiz.
Okul kayıtlarındaki “Gizli Okul” ekonomisini kaldıracağız.
Okulları, çok işlevli kampüsler haline getireceğiz.
Fen Lisesi, Üstün Yetenekliler Okulları gibi eğitim kurumlarımızın hem fiziksel hem de akademik kadrosuna önem vereceğiz.
Öğrenci kulüplerine alan oluşturacağız. Bilim kulüplerini, kuluçka merkezleri haline getireceğiz.
Okulun kimliğinin oluşmasını ve marka değerinin tesis edilmesini destekleyeceğiz.
Okul kütüphanelerini geliştireceğiz.
Özel okulları “eğitim-öğretim” niteliklerini artıracak maddi ve manevi katkıyı sağlayacağız.
Uluslararası öğrenciler için cazibe ülkesi olacağız.
Okulların isimlerinin belirlenmesi ya da değişmesini, Okul Aile Birliği ve mezunlarının nitelikli çoğunluğunun kararına bırakacağız.
Kriterleri uygun olan temel eğitim okulların, Eğitim Fakültesi Uygulama Okulu olarak tanımlayacağız.
Erken çocukluk eğitimini, ilköğretim binalarından ayıracağız.
Çocuklarımızın, okula gidiş ve dönüşlerini güven altına alacağız.
Taşımalı eğitim sürecinde olan çocuklarımızın hayatını kolaylaştıracağız.
Eğitim iş görenlerimizi “mobing ve cam tavan” gibi baskılardan koruyacağız.
“Her Köye Bir Eğitim Yuvası” planımızı hayata geçireceğiz.
Öğretmenlerimizi, okul yöneticilerimizi, öğrencilerimizi olası şiddete karşı güven altına alacağız.
Sığınmacıların tamamını, ülkemize adım attıkları günden-geri dönüşleri sağlanıncaya kadarki zaman diliminde, ülkemiz kültürünü kazandırmaya yönelik olarak eğitim sürecine dahil edeceğiz.
• Bu süreci, aile eğitimi, çocuk ve genç eğitimi programlarını ayrı ayrı geliştirerek uygulayacağız ve toplumun eğitim seviyesi ve değer yargıları içinde tutacağız.
Sığınmacı çocukların uyum süreçlerini, “Oryantasyon Eğitim Programları” ile sistematikleştireceğiz.
“Okul Öncesi Dönem Sığınmacı Eğitimi Programı” geliştireceğiz.
“Sığınmacı Temel Eğitimi Kaynaştırma Programı” geliştireceğiz.
“Sığınmacı Anne-Baba Eğitimi Programı” geliştireceğiz.
“Sığınmacı Genç, Mesleki Eğitim Programları” aracılığı ile potansiyel iş gücünü kazanmaya çalışacağız.
Sığınmacı eğitiminin nasıl olacağı ile ilgili “Öğretmen Eğitimleri” gerçekleştireceğiz.
“Türkçe Dili Eğitim,” kurslarını planlayarak yoğunlaştıracağız.
Sınıf Öğretmenlerimize, “Sığınmacılara Türkçe Dil Eğitimi Kursu” vereceğiz.
Eğitim-öğretim yazılı ve basılı materyallerinin, sığınmacı gerçeğini içermesini sağlayacağız.
“Sosyal Uyum Programları” geliştireceğiz.
DİJİTAL ÖĞRENME yöntem ve tekniklerini geliştireceğiz ve hızlı kullanımını içselleştirerek eğitim kalitemizi artıracağız.
“Türkiye Dijital Genel Yeterlilik Çerçevesi” oluşturacağız.
Bilgi ve veri okuryazarlığı yeterlilik çerçevesi oluşturacağız ve uygulayacağız.
Dijital yeterlik boşluklarını tespit edeceğiz.
Dijital ortamda “Güvenlik Alanı” oluşturma yeterliliği sağlayacağız.
Dijital teknolojiler yoluyla “iş birliği oluşturmayı” sağlayacağız.
“Dijital Kimlik Yönetimi” sistemini geliştireceğiz.
“Dijital içerik geliştirme” yeterliliği oluşturacağız.
İnteraktif dijital içeriği artıracağız ve sınıfın ve okul dışı öğrenmenin bir parçası yapacağız.
İçeriği ve deneyimlemeyi çevrimdışı da tüketilmesini sağlamak için saklayacağız.
Coğrafyadan bağımsız sınıfların dijital ortamda oluşmasını sağlayacağız ve kaynaşmayı, beraber öğrenmeyi artıracağız.
Dijital öğrenmede “Fırsat Eşitliğini” sağlayacağız.
Öğretmenlerimizin, “Dijital Öğretim Yeterliklerini” geliştireceğiz.
Öğrencilerimizin “Yakınsal Gelişim Alanını” kullanarak, BİREYSEL ÖĞRENME gelişimlerini, akran desteği, öğretmen, anne-baba, rehber, kardeş vb. destekler ile sağlayacağız.
Formal süreçte, her öğrencinin kendi öğrenme stilleri ve öğrenme stratejilerini fark ederek geliştirmelerini sağlayacağız.
Öğrencilerimizin kendini gerçekleştirme amacını destekleyeceğiz.
Tüm eğitim kademelerimizde öğrenim görmekte olan öğrencilerimizin, süreçte eksik ve sınırlı yanlarını görmelerini sağlayacağız. Yapılan süreç ve sonuç değerlendirme sınavları sonucunda, öğrencinin aldığı sonuçlarla, kendisine adeta “ayna” tutma becerisi kazandıracağız. Böylece eğitim sistemimizde gerçekleştirilen sınav sonuçlarının “yıkıcı” etkisini bu yolla ortadan kaldıracağız. Ayrıca, öğrencilerimizin grup etkileşimlerini, psikolojik eğitim ve sosyal becerilerini de geliştirerek okulların, bireyin bütüncül gelişimine hizmet eden bir araç olduğu algısını yaratacağız.
“Öğrenme Analitiği Teknolojileri” üreteceğiz.
Öğrencilerimiz, “Hazır Bulunuşluk Seviyelerine” göre ilerlemelerini sağlayacağız.
“Bireysel Gelişim Temel Planlama Haritası” ile öğrencilerimizin ilerlemelerini sağlayacağız.
“Yeterliliğe Dayalı Değerlendirme” yapacağız.
Okulların rekreasyon alanları ile bireysel gelişimin niteliğini artıracağız.
Çocuğun, gencin ve yetişkinin, kendisini kendi gibi hissettiği özgür olduğu ve yaratıcılığı geliştiren en önemli alanlardan biridir “rekreasyon” ortamları. Öğrenenlerin; Mimarlık, Heykel, Resim, Müzik, Edebiyat (Şiir ve Nesir, Gösteri sanatları (dans ve tiyatro), Sinema ve film, Medya sanatları (radyo, televizyon ve fotoğraf) ve Spor alanlarında etkinliklerde bulunacakları ortamları, okullarda oluşturmaya çalışacağız. Okulların fiziksel olanakları sınırlı ise, o şehir, ilçe ya da köyde ortak kullanıma uygun alanlarda rekreasyon alanları oluşturacağız.
Öğrencilerimizi “Kitap Okuma” alışkanlığı kazandırarak geliştireceğiz.
Öğrencilerimizin ailelerini eğitim-öğretim sürecinde aktif kılacağız.
Öğrencinin isteği ile işin veya programın nitelikleri arasındaki eşgüdümü sağlayacağız.
Ortaöğretimde, seçmeli derslerde öğrencilerimizi özgür bırakacağız.
Öğrencinin kendisine ayna tutmasını sağlayacağız.
Geliştirdiğimiz eğitim politikaları kapsamındaki stratejilerimiz sonucunda, bütüncül bir yaklaşım ile ülkemizin her bir vatandaşının; bilgi, beceri ve yeteneklerini eşit bir eğitim zemininde gerçekleştireceğiz.
Ekonomik reformumuz ile elde edeceğimiz kazanımlarımızı, eğitimdeki bölgesel farklılığı gidermek için kullanacağız.
Okul öncesi eğitim reformumuz ile uzun vadede eğitime erişimde eşit koşulları sağlayacağız.
Eğitime erişimdeki eşitsizliklerle, yapılandıracağımız bürokratik irade ile mücadele edeceğiz.
İlkokul ve ortaokul temel beceri ve yetkinliklerin bu kademelerdeki tüm öğrencilerimize kazandırılmasının takipçisi olacağız.
Anne-Baba eğitimine vereceğimiz önemle, fırsat eşitliğini yakalamaya çalışacağız.
Eğitimde fırsat eşitliğini ölçmenin temel bir yollarından birisi, ebeveynlerin eğitim düzeyinin çocukların eğitim düzeyini ne kadar etkilediğini ölçmektir. Çocukların eğitim düzeylerinin, ebeveynlerin eğitim düzeylerinden az etkilendiği toplumlar, eğitimde fırsat eşitliğinin yüksek olduğu toplumlardır. Anne-babası eğitimli olan çocukların, fırsat eşitliğinden yararlanma oranları daha yüksektir. Bu nedenlerle, anne ve baba eğitimlerinin çarpan etkisi, bizim için yadsınamayan bir fırsattır.
Okulların nitelikleri arasındaki marjinal farktan doğan eşitsizliği, ortadan kaldıracağız.
Dezavantajlı bölgelerdeki okulları nicelik açısından güçlendireceğiz.
Temel eğitimde hedefimiz, yüzde yüz (%100) okullaşma olacaktır.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini, eğitim yoluyla çözerek aşacağız.
Ekonomik dağılımdaki uçurumdan mağdur olan çocuklarımızı, maddi ve manevi olarak destekleyerek eğitime erişimlerini sağlayacağız.
Millî Eğitim Bakanlığı olarak, eşitsizlikleri artırma riski olan politika ve uygulamalardan kaçınacağız.
Sosyal politikaları destekleyerek, eğitime erişim eşitliğini yakalayacağız.
Lise eğitimi, öğrencilerimizin kendi ilgi ve yeteneklerini keşfedecekleri bir eğitim kademesi olmasını sağlayacağız.
Uzaklık ya da mesafenin, eğitime erişime olan etkisini ortadan kaldıracağız.
Eğitimi sürekli izleme ve değerlendirme stratejilerimiz ile dezavantajlı bölge okullarının kalkınmalarını sağlayacağız.
Kırsal bölge okullarına atanan öğretmenlerin uzun süreli görev yapılarını özendireceğiz.
Dezavantajlı bölgelerde görev yapmakta olan öğretmen ve okul yöneticilerine farkındalık eğitimleri vereceğiz.
Mevsimlik Tarım İşçisi ailelerini izleyeceğiz.
DEVA Partisi Temel Haklar Eylem Planındaki ANADİLİ EĞİTİMİ ile ilgili maddeleri dikkate alacağız.
Toplumumuzda Anadilinde; okuma, yazma, anlama ve dinleme yeterliklerini, temel eğitim sürecinde önceleyerek tamamlayacağız. Çocuklarımızın ve gençlerimizin, dildeki dört temel beceriyi
kazanmalarını sağlayacağız. Dil yeterliliğinin, bilişsel/zihinsel yetkinliği artırdığı gerçeğinden hareket edeceğiz. Anadilinde eğitim temel bir insan hakkıdır.
Türkiye’de konuşulan veya az konuşulan (unutulmaya yüz tutmuş) dillerle ilgili akademik çalışmaların artırılmasını teşvik edeceğiz.
DEVA Partisi Temel Haklar Eylem Planındaki DİN EĞİTİMİ ile ilgili maddeleri dikkate alacağız.
Kur’an Kurslarını, formal eğitim sürecinde yeniden yapılandıracağız.
İmam Hatip Okullarını arz-talep dengesi ile sürdüreceğiz.
Eğitim Sisteminin salt öğrenci yetiştirmenin ötesinde ülkemizin ekonomik ve toplumsal kalkınmasına deva olması için bilim, teknoloji, inovasyon ve tersine beyin göçü politikalarımız ile yapılandırdık.
BİLİM POLİTİKAMIZIN öznesi, “insan” olacaktır. Doğa bilimlerinden, girişimcilik ve teknoloji üretimine kadar bütüncül ve odaklı bir politika yürüteceğiz.
Vatandaşlarımıza, eğitim politikalarımız aracılığı ile “bilimsel düşünme” becerileri kazandıracağız.
Bilimsel okuma- yazma becerileri olmayan toplumların, bilimsel düşünme becerileri gelişmez ve teknoloji de üretemezler. Bu nedenle, bilim felsefesi başta olmak üzere felsefenin her alanının eğitim kurumlarımızda yer almasını sağlayacağız.
Ülkemizin ve uluslararası bilim dünyasının bilimsel bulgularından ve eserlerinden yararlanacağız.
Post-pozitivist bir perspektifte, yapıcı ve yaratıcı bir bilim politikası sürdüreceğiz.
“Özgürlük” temel ilkeli bir Bilim Politikası yürüteceğiz.
“Bilimsel Bakış Açısı” geliştireceğiz.
Güven ve sevgiyi, bilim politikamızın zeminine yayacağız.
Bilim politikamızın odağında “demokratik eğitim” yaşantıları olacaktır.
“Bilimin”, “İş-Gücünün” önüne geçmesini sağlayacağız.
Bilim politikamızın itici gücü de “teknoloji üretimi” olacaktır.
Bürokratik işlemleri azaltarak bilim politikamızın olumlu etkisini hızlandıracağız.
Bilimi sevdirme, bilim yapmaya özendirme politikamız, “hayalleri, problemleri, istekleri, merakları” destekleyerek, ötekileştirmeden, cesaretlendirerek olacaktır.
“Profesyonel kurumsallaşma” bilim politikamızın temeli olacak.
Bilim ve Teknoloji ekosisteminin tüm bileşenlerini önemseyen dengeli politikalar geliştireceğiz.
“Ulusal Bilimsel ve Teknolojik Seferberlik” yoluyla, bilim politikamızın maddi kaynağını oluşturacağız.
Gelişmiş ve etkili programlarla bilginin temel kaynağına önem ve öncelik vererek, inovasyon ve girişimciliği teşvik edeceğiz.
“Üniversite-Sanayi-Kamu İş birliği” ile gelişen endüstriyi hızla içine alacak dinamik ve uzun vadeli bilim ve teknoloji politikamızı geliştireceğiz.
Öngörülü, gelecekteki “Teknoloji Dalgalarına” göre konumlanmış, fırsat ve tehditlere hazırlıklı Bilim ve Teknoloji politikaları geliştireceğiz.
Kültür ve Sanat, Yüksek Öğrenim, Eğitim ve Tarım gibi doğrudan kesişen tüm politikalara uyumlu ve eşgüdümlü işleyen bir Bilim ve Teknoloji politikası geliştireceğiz ve uygulayacağız.
Yükseköğretimin mekanik alt yapısını açıkladığımız DEVA Partisi Yükseköğretim Eylem Planı ile yürüteceğiz.
Ülkemizin ORTA GELİR TUZAĞINDAN çıkaracak teknoloji atılım senaryolarını “ULUSAL İNOVASYON SİSTEMİ” ile kurgulayacağız.
Teknoloji üretimimizde, “hız” faktörünü önceleyeceğiz. Hızlı Bilgi-Teknoloji-Ürün geçişini sağlayacağız.
Hızlı koşanın, daha hızlı koşabileceği bir Ar-Ge ve İnovasyon politikasını tesis edeceğiz.
Bilim alanlarını, “Kısa-Orta-Uzun” döngülü olarak sınıflandıracağız.
Bilim ve Teknoloji üretmeye aracılık yapan kurumları çoğaltacağız. Ulusal İnovasyon Sistemi içinde değerlendireceğiz.
TÜBİTAK’ı yeniden yapılandıracağız.
Teknolojide, küresel liderliğe oynayacağız. Merkezi yönetim bütçesinden Ar-Ge için yapılan harcamaların GSYH içindeki payını %0,28’den %2’ye çıkartmayı hedefleyeceğiz.
Nitelikli “İş-Gücünü” önemseyeceğiz. Teknolojide seçilmiş alanlarda küresel liderliği hedefleyeceğiz.
Ulusal Ar-Ge programlarımızın, uluslararası tanınırlığını sağlayacağız. Güçlü ulusal ve uluslararası
Ar-Ge iş birliklerini hedefleyeceğiz.
Bilimsel “öngörü” araştırmaları için bütçe oluşturacağız.
“Ürün-Değer Zincirinin” ortağı olacağız.
Bilim ve Teknolojide, Birleşmiş Milletler İnsani Gelişme Endeksi’nde, ilk 20’nin içine olacağız.
Bilim ve Teknolojiye ayıracağımız bütçe GSMH’nın en az yüzde 3 olmasını sağlayacağız.
Özel sektörün Ar-Ge ve yenilikçi politikaları için GSYİH’nın yüzde 3’ünü ayıracağız.
“Araştırma Koordinasyonu” oluşturacağız.
Üniversitelerin, bilimsel araştırma sonuçlarını “ÖNCELEYECEĞİZ.”
Akademisyenlerin ve girişimcilerimizin Ar-Ge teşviklerini kolaylaştıracağız.
İşsiz üniversite mezunları ve çalışanlar için “Yeni Beceri Edinme (re-skilling)” ve “Yeniden Beceri
Edinme (up-skilling)” programlarını, üniversite bünyelerinde açacağız.
İNOVASYONUN önünü açacağız.
KOSGEB ve TÜBİTAK üzerinden girişimcilik ve Ar-Ge teşviki verilmesini kaldıracağız. Girişimcilik ve inovasyon ruhuna ve dünyadaki eşleniklerine uygun verilmesini sağlayacağız.
Yurt Dışı Bilim İnsanı kaynaklarını maddi olarak destekleyeceğiz.
Girişim ve risk sermayesine yatkın insan yeteneğinin artmasını sağlayacağız.
Ulusal Patent Politikası oluşturacağız.
5G ve 6G gibi temel fikri hakları Ulusal Patent Politikası içerisinde destekleyeceğiz.
“TERSİNE BEYİN GÖÇÜ” yapacağız.
Son yıllarda dikkate değer şekilde artan “Yetişmiş İnsan Gücünün” yurtdışına çıkışını azaltacak politikalar uygulayacağız.
Bilim insanlarının ve girişimcilerinin ülkemizde araştırma yapmalarını ve “startup” kurmalarını destekleyeceğiz.
Uluslararası toplantılar için ülkemizi cazibe merkezi yapacağız.
Eğitimde adaletsizliğin gerçek anlamda can yakıcı olduğu günlerdeyiz. Hayatın tüm yönlerini olumsuz etkileyen başarısızlığı tersine çevirmeye kararlıyız.
Mahallelere göre eğitim kalitesinin değiştiği, nitelikli eğitime erişilemediği, okul sıralarında aç karınla oturan çocukların olduğu bir dönemde eğitim eylem planımızı hazırladık. Merkezinde insanın, zemininde ise hukuk ve özgürlüğün yer aldığı bir model tasarladık. Türkiye’nin 21. yüzyılın dünyasında kendisinden emin, mutlu, huzurlu ve sağlıklı yetişmiş donanımlı insan gücüyle damgasını vurmasını sağlayacak bir yol haritası ortaya koyduk. Biz eğitimi tek tip bireyler yetiştirme aracı olarak görmüyoruz. Öğrenen, bilgiye erişebilen, sorgulayan gençlerle ülkemizin topyekûn yükseleceğine inanıyoruz. Bu nedenle eleştirel düşüncenin önünü ardına kadar açmayı hedefliyoruz x Ülkemizi; analitik düşünen, hayalleri kalıplara sığmayan, özgür bir nesil ile birlikte yönetmek istiyoruz. Türkiye’nin sahip olduğu tüm imkânları çocuklar için seferber etmeye hazırız. İlerleyen sayfalarda eğitimin tüm kademelerini ve paydaşlarını kapsayan çözüm önerilerimizi bulacaksınız. Eğitimde ezber bozmaya hazırlanıyoruz.
Dünyanın hızla dijitalleşerek bilim ve teknoloji, inovasyon ve girişimcilik temelli değiştiği zamanımızda, eğitimin ana gündem olması kaçınılmazdır. Küresel rekabetin önemli bir paydaşı olabilmemiz, dinamik istihdam piyasasının taleplerini karşılayabilmemiz ve insanlarımızın mutluluğunu tesis edebilmemiz için, eğitimin hayati rol oynadığını görmekteyiz. Aynı zamanda toplumsal hayatımızın demokrasi, eşitlik ve adalet ekseninde yeni dünyanın bir parçası olması; ülkemizin orta gelir tuzağından çıkması için de eğitimi önemli bir araç olarak görmekteyiz.
Dijitalleşme, ekonomimizi ve toplumumuzu hızla değiştirmekte; otomasyon ile yeni yetenek ve beceri alanlarına olan ihtiyaç, istihdam piyasasının ve toplumsal hayatın parçası olmanın şartı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu da geleneksel istihdam tanımını temel olarak değiştirmekte hem gençlerin hem de yetişkinlerin hayat boyu eğitim döngüsünün içinde kalma zorunluluğunu ortaya çıkartmaktadır.
Bugün içinde bulunduğumuz dünya görüşü, “eğitim” kavramını, bilinenin ya da ezberde olanın ötesine taşımaktadır. Eğitim, öğrenci, öğretmen, okul, mekân, yaş, süre, eğitim programı gibi sınırlı değişkenlere yüklenen anlamları büyük ölçüde değiştirerek; eğitime “her zaman her yerde ulaşılabilir eğitim” arayışını ortaya çıkartmaktadır. Bu arayış, doğa bilimlerinde hâkim olan baskın paradigma değişiminin, toplum hayatına; dolayısıyla da eğitime yansıması ile başlamıştır. Her yaş dönemi ve eğitim kademesinde yer alan her kişi; demokratik, özgür, eşitlikçi, hoşgörülü, kapsayıcı ve mutlu öğrenme ortamlarını talep etmektedir. Bu talepler, daha insan merkezli ve daha mutlu birey özelliğini tarif etmektedir. Günümüz dünyasında eğitime ilişkin beklentiler, “insanı” merkeze alan bir eğitim anlayışını gerekli kılmıştır. İşte tam da bu nedenlerle “insan” faktörü eğitim politikamızın merkezinde yer alıyor. Erken çocukluk eğitiminden, yükseköğretim sürecine değin tüm öğretim kademelerinin eğitim programlarını, eğitim yönetimini, eğitim
ortamlarını, yöntem ve teknikleri ile ölçme ve değerlendirmeye kadar eğitim sisteminin tüm bileşenlerini bu odak üzerinden irdeledik. Eğitim politikamızın merkezine aldığımız öğrencilerimizi, dünün ezberi olan hayata hazırlamak değil; “gerçek yaşamın içinde” yetiştirerek yaratıcı davranışlarını geliştirmek temel amaçlarımızdan biri olacak. Bunun için okullarımıza birer toplumsal laboratuvar niteliği kazandıracağız. Millî Eğitim Bakanlığının (MEB) alt yapısını daha fonksiyonel hale getirerek içerik, akademik kadro, fiziki alt yapı, finans, ölçme, değerlendirme ve teftiş mekanizmalarını yeniden yapılandıracak, bilimsel veriye dayalı, şeffaf ve hesap verebilir biçimde yöneteceğiz. Verimlilik ve ölçeklendirme kazanarak devlet okullarının özel okul konforuna ulaşmasını sağlayacağız. Eğitimi, MEB, Yükseköğretim, Meslek Liseleri ve Yüksek Okulları, TÜBİTAK, TÜBA, KOSGEB gibi kurum ve kuruluşların ilgili bölümleriyle beraber düşünerek “TÜM Eğitim Sistemi” anlayışıyla 4 kademe (Erken Çocukluk, İlkokul, Ortaokul, Lise) + Hayat Boyu (Üniversite ve Sonrası) çerçevesinde (4∞ sembolü ile) değerlendireceğiz. Çünkü, son on yılda gözlemlenen toplumsal değişimlerin, ekonomik gelişmeler sonucunda oluştuğu, ekonomik gelişmelerin ise, o toplumun eğitim sistemine bağlı olarak gerçekleştiği biliniyor. Bu bağlamda, eğitim eylem planımızı yenilikçi/reformist bir yaklaşım ile oluşturarak eğitim politikalarımızı bu yaklaşım üzerine inşa ettik. Zaten pek çok verimsizliğin olduğu eğitim sistemi, KOVİD-19 salgınıyla daha da fazla hasar aldı. Bugün zorunlu eğitim çağındaki yaklaşık 676 bin çocuğumuzun eğitim sistemi dışında kalması; öğrencilerin sekiz yıllık temel eğitimin sonunda sözel ve sayısal alanda düşük performans göstermesi; Yüksek Öğretim Kurumları (YKS) sınavı, Temel Yeterlik Testi (TYT)’den 150 puan barajının altında kalan ciddi bir aday kitlesinin oluşması; 2,5 milyon YKS adayı gencin 1,5 milyonunun sistem dışında kalması; öğretmenliğin artık profesyonel bir meslek alanı olarak görülmemesi; ataması yapılamayan, ücretli, sözleşmeli, PİKTES’li öğretmenler sorunu; eğitim yönetiminde yaşanılan liyakat sorunları ve okul öncesi eğitimin ihmal edilmesi ve daha pek çok sorunla karşı karşıyayız. Ortaya koyduğumuz eğitim politikalarının çerçevesini, sistemi yapısal olarak değiştirerek etkili, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir model inşa edecek şekilde oluşturduk. Teknik ihtiyaçlarla toplumsal beklentileri bir araya getirmek için konuyla ilgili istatistiklerden, bilimsel literatürden ve toplumsal araştırmalardan istifade ettik. Örneğin, üstün yetenekli öğrencilerin yeni yapı ve yaklaşımlarla eğitiminden, pedagojik formasyon eğitimi sertifika programlarına, kapsamlı öğretmen atamalarından güvenli istihdama kadar eğitim sisteminin tüm bileşenlerini kapsamlı bir şekilde ele aldık. Özel eğitim hizmetlerinin niteliğini artırarak yıllardır ihmal edilen veya görmezden gelinen -neredeyse toplumun dışına itilmiş özel çocukları (Otizm, Down, Asperger, Spastik, Serebral Palsi, zihinsel ve bedensel engelli tüm çocuklar) ve ailelerini de sahiplenecek bir yapı önerdik. Bu onların hayatları boyunca her anlamda yanlarında olmayı taahhüt ettik. Bu çocuklar için her ilde ve büyük ilçelerde tüm gün 8.30-17.30 arası ve hayat boyu eğitim görecekleri, sağlık hizmetlerinin sunulduğu, spor ve sanat faaliyetleri yapabilecekleri, tarım ve hayvancılıkla ilgilenebilecekleri, psikolojik destek alabilecekleri eğitim kampüsleri açacağız.
Ülkemizin coğrafi bölgeleri arasındaki istihdam ve gelir düzeylerinin, eğitim düzeyine bağlı olarak görece farklılaştığı gerçeği ile, bazı bölgelerdeki cinsiyet ayrımının, çocuklarımızı eğitim döngüsünün dışında bırakması sonucunda ortaya çıkan mağduriyet, çocuk istismarı ve çocuk yaşta evlilik gibi travmatik durumlara engel olacağız. Genel toplumun sadece yüzde 17’sinin, 18-24 yaş aralığındaki gençlerin ise yüzde 7’sinin eğitim sisteminin iyi/çok iyi olduğunu düşündüğü, yüzde 55’inin de eğitim sistemini kötü/çok kötü bulduğu, eğitim sistemi olmaktan çıkmış, adeta “entropiye” uğramıştır. Bunun yanı sıra, 18-24 yaş grubu her dört gençten birinin eğitimin kendisine bir şey katmadığını düşünmesi, eğitim programları, öğrenme sürecinin ve diplomaların nitelikten yoksun olduğunun göstergesidir. Ülkemizde her 10 gençten 7’sinin eğitim sisteminin kötü/çok kötü olduğunu düşündüren unsurları ortadan kaldırarak gençlerimize umut vereceğiz. Onları Türkiye’nin entelektüel sermayesinin temeli haline getirerek ülkemizi pek çok alanda atılım yapmasını sağlayacağız. Bu amaçla belirlediğimiz her hedefin uygulama sürecini etkin şekilde takip edecek ve denetleyeceğiz. 18-24 yaş grubu gençlerimizin yüzde 34’ü eğitimin, sınavlara dayalı olarak gerçekleştirilmesi sorununun çözülmesini talep ediyor. Eğitim Eylem Planı kapsamında, öğreneni öğrenme sürecinin merkezine alarak “sonuç değerlendirmenin” yanı sıra, “süreç değerlendirme” ölçümlerini yüzde 50 oranında kullanmayı sağlayacak yapısal değişiklikleri hedefledik. LGS benzeri liseye giriş sınavlarını sonlandırmak ve üniversite sınav stresini azaltmak ile ilgili hedefler de eğitim politikalarımız arasında yer alıyor. YÖK’ü kaldırarak tüm üniversitelere bilimsel, idari ve mali özerkliklerini vereceğiz ve eğitim fakültelerini yeniden yapılandırarak öğretmenlerini özgürce yetiştiren kurumlar haline getireceğiz. Aynı zamanda, öğretmenliğe giriş kriterleri ile öğretmen eğitimi sürecinin niteliğinin artırılması, meslek kanununu yenileyerek ve liyakati öncelemek suretiyle öğretmenin toplumsal statüsünü arttıracağız. Böylece nitelikli öğretmen ihtiyacını karşılamış olacağız. Gençlerimizin yüzde 33’ü eğitimin siyasetin kontrolünde olduğunu düşünüyor. Bu sorunu eğitim sisteminin hedeflerini uzun vadeli devlet politikası haline dönüştürerek çözeceğiz. Eylem planımızda yer alan kısa ve uzun vadeli hedefleri gerçekleştirme mekanizmasını, eğitim yaşı perspektifi ile oluşturduk. Unutmamak gerek ki eğitimde bir yaş 25 yıldır ve bu da eğitimde yapılacak olan en küçük değişimin bile “bir neslin” yaşamına etki etme potansiyeli vardır. Bunu dikkate alarak eğitimi siyasallaştıran tüm argümanlara son vererek; eğitim sistemimizi eşitlikçi, demokratik ve özgür iradeyle öğretmenlerimizin merkez alınacağı bir yapıya dönüştüreceğiz. Genel toplum ve gençlerin yaklaşık yüzde 95’inin nitelikli eğitimin herkes için parasız olmasını önemli/ çok önemli bulmaları, Eğitim Eylem Planını hazırlarken bize önemli ölçüde yön verdi. Gençlerin en sorunlu eğitim kademeleri olarak gördüğü “lise ve üniversite” eğitimi sürecini; eğitim programlarından, eğitimde işgücü, fiziksel mekân, teknolojik altyapı ve ekipman planlamasında adımlar atarak çözeceğiz. Paralel olarak, hedeflerimizin bir odağı da “lise diplomasına” sahip gençlerimizin hayata etkin katılımını sağlayacak bilgi, beceri ve yetkinliklere sahip olmalarını sağlamak oldu. Liseleri sadece yükseköğretime hazırlık kursu olma durumundan çıkartıp gerçek, amaçlarına uygun “erken yükseköğretim” kurumlarına dönüştüreceğiz. Toplumumuzun yaklaşık yüzde 94’ünün kız çocuklarının ve genç kadınların eğitime katılımını artırmak için geliştirilecek olan teşvikleri, önemli/ çok önemli bulmaları eğitim eylem planımızı şekillendirmemizde başka önemli bir gösterge oldu.
Geçtiğimiz günlerde MEB’den yapılan açıklamada, okula gitmeyen 280 bin kayıt dışı öğrenci olduğunu açıkladı. Binlerce çocuğun nerede olduğunun bilinmediği bir eğitim sistemini kökünden değiştirmek amacıyla oluşturduğumuz, Eğitim Eylem Planımızı toplumsal ihtiyaçları dikkate alarak yapılandırdık hatta “Eğitim Destek Banka Kartı” ile ihtiyaç sahibi tüm öğrencilerimizin eğitim ihtiyaçlarını karşılama hedefiyle yapılandırdık. Bugün Türkiye’de 18-24 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 60’ının eğitim döngüsünde olmadığı ve 25-64 yaş aralığındaki her iki yetişkinden birinin ortaöğretim mezunu dâhi olmadığı bir toplumsal fotoğraf ile karşı karşıyayız. Bu fotoğraf hem kendi iç dinamiklerimiz hem de OECD ülkeleri ile kıyaslandığında, “siyah-beyaz ve flu” bir fotoğraftır. DEVA Partisi Eğitim Eylem Planı, çağımızın talep ettiği insan profiline uygun olmayan bu fotoğrafı en kısa zamanda “renkli ve parlak” bir görüntüye kavuşturmak için hazırlandı. Reform niteliğindeki bu plan ile, Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı edebiyat eserinde anlatılan eğitim reformu yolu ile ülke kalkınması öyküsünü ülkemizde de gerçekleştireceğimize olan inancımız tam. Öğretmenlerimizi ülke kalkınmasının kahraman rehberleri yapacağız. Öğrencilerimizi ise son ders zili çaldığında okuldan kaçarcasına uzaklaşan değil, okula
gitmeyi sabırsızlıkla bekleyen ve yeni bilgiler öğrenmek için her yeri okul gören, dünya çocukları ile aynı kulvarda yarışan mutlu bireyler haline getireceğiz. Bu vizyonun temeli olan eylem planımızın hazırlanmasında emeği geçen tüm gönüllülerimize, eğitimcilere,
politika uzmanlarına, sivil toplum kuruluşu temsilcilerine, teşkilatımıza ve eğitim alanı ile ilgili kişisel tecrübesini paylaşan -her yaştan- gençlere teşekkür ederiz.
“HER YER OKUL, HER YAŞ EĞİTİM” anlayışımız ile eğitim sistemini, okul dışı faaliyetleri de içine alacak şekilde, 3 yaşında başlayan ve HAYAT BOYU süren bir eğitim anlayışını yapılandırdık. Eğitim paradigmamızı; “eşitlikçi, yorumlayıcı, eleştirel, hümanist ve problem çözme” odaklı olarak belirledik. Bu paradigmamızın merkezinde “insan”, zemininde ise demokrasi ve özgürlük olacaktır. Böylece tüm öğrencilerimizin ve eğitim iş görenlerimizin müzakereci, mutlu, esnek, sanatsal, sportif, yaratıcı, mücadeleci, problem çözücü, girişimci ve üretim odaklı bir anlayış geliştirmelerini sağlayacağız. Böylece barış, sosyal adalet ve evrensel bütünlük ideallerine ulaşacağız. Bunun sonucunda ise eğitimi, toplumsal ve ekonomik kalkınmanın itici bir gücü olarak toplumun tüm alt sistemlerini etkilemesini sağlayacağız. Tüm öğrencilerimize, toplumumuzun değerlerini kazandırarak toplumun barışçıl düzenini inşa edeceğiz. Her bir öğrencimize, “demokratik birey”, “bilinçli tüketici-bilinçli seçmen” ve “iyi bir vatandaş olma,” özellik ve davranışlarını kazandıracağız.
İlk aşamada sözlü sınavı, ilerleyen kısa zaman diliminde ise Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) ile öğretmen atamasına son vereceğiz.
“Eşit İşe, Eşit Ücret” hakkaniyetini gerçekleştireceğiz.
“Norm Kadro” sorununu çözeceğiz.
Adil, hakkaniyetli ve objektif bir “kariyer gelişimi” inşa edeceğiz.
Öğretmenlerimizin, göreve başladıkları yerlerde yaşam koşullarını takip edeceğiz.
• Öğretmenlerimiz adına, “Eğitim Destek Banka Kartı” düzenleyeceğiz.
• Öğretmenlerimizin maaşlarını artıracağız.
• Öğretmenlerimiz ve öğretim üyelerimize “Finansal teknoloji/Fintech” desteği sağlayacağız.
• Kırsal kesimlerde görev yapmakta olan öğretmenlerimize maddi olarak “Yol Desteği” sağlayacağız.
“Eğitim Destek Banka Kartını” uygulamaya alacağız.
Öğrenci başına düşen “Eğitim harcaması” tutarını, OECD ülkeleri düzeyine çıkaracağız.
“Okul Aile Birliğinin” faaliyet alanını, eğitimin niteliğini geliştirmeye yönelik olarak işlevselleştireceğiz.
Özel kurum ve kuruluşların, eğitim sistemine finansal katkılarını özendirecek düzenlemeler yapacağız.
Spor, Kültür, Tarih, Sanat, Bilim ve proje geliştirme faaliyetlerini, “Eğitim Destek Banka Kartı” üzerinden finanse edeceğiz.
Lisans öğrencilerimizin, “KYK kredilerini” güncel enflasyona göre yapılandıracağız.
İhtiyaç sahibi öğrencilerimizin Eğitim Destek Banka Kartına yurt ve kira yardımı sağlayacağız.
“Dijital eğitim aboneliklerinde”, Eğitim Destek Banka Kartının kullanımını sağlayacağız.
Eğitim sürecinde, tasarruf ve tutumu, yaşam biçimine dönüştüreceğiz.
Okulların, MEB dışı gelirlerinin artmasını teşvik edeceğiz.
Öğretmenlerimizin, “Eğitim-Öğretim” ödeneğini, ülkenin ekonomik gerçekliği ölçüsünde yapılandıracağız.
© 2022 Copyright @ Tüm Haklar Deva Partisi’ne aittir.
Veri Güvenliği ve Çerez Politikamız
Erişilebilirlik Araçları