DEVA İKTİDARININ MADENCİLİK VE ENERJİ EYLEM PLANI

MADENDE GÜVEN, ENERJİDE ATILIM

Hakkındaki Videoyu Oynat DEVA İktidarının Madencilik ve Enerji Eylem Planı

MADENCİLİK VE ENERJİ EYLEM PLANI

Madencilik ve enerjide sahici bir atılım yapmak ve dışa bağımlılığımızı azaltmak zorundayız. Madencilik ve Enerji Politikaları Eylem Planımız bu doğrultuda çizdiğimiz istikametin detaylarını içeriyor. Enerjiden madenciliğe, dış politikadan iklim değişikliğine ve işçi haklarına kadar her alanda sözü olan bir eylem planı hazırladık. 

Maden Eylem Planı - Bölüm 1

1. İş Sağlığı ve Güvenliği ile Çevre duyarlılığını ön planda tutarak ‘Sorumlu Madencilik İlkeleri’ni’ belirleyeceğiz. 

“Önce İnsan, Önce Çevre” duyarlılığını ön planda tutularak sektörün tüm paydaşları ile beraber “Sorumlu Madencilik İlkeleri” belirlenmeli, Çevre, İş Sağlığı ve Güvenliği ile maden kaynaklarının değerlendirilmesi arasında uluslararası normlarda bir uyum sağlanmalıdır. Ülkede üretim, istihdam ve ekonomik refah için maden mevzuatının belirli bir çerçeveye oturtulması, öncelikle paydaşlarca mutabık kalınan madencilik ilkelerinin güncel şartlarda belirlenmesine dayandırılmalıdır. Madencilik sektörünün önde gelen ülkelerini, özellikle Kanada, ABD, Almanya ve Avustralya örnekleri inceleyip, sektörün faaliyetlerini tartışmaların odağı olmaktan çıkarmak için kuşatması gereken “Sorumlu Madencilik İlkeleri’ni” oluşturacağız. Bu konuda Dünya’nın önde gelen kuruluşlarından Avustralya Madenciler Derneği (Association of Mining and Exploration Companies -AMEC); Kanada Madenciler Derneği (Mining Association of Canada – MAC) gibi kuruluşlarla, madencilik faaliyetlerinin finansmanı için önkoşul çerçevesi çizen EBRD – Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Madencilik Politikaları İlkeleri’nden geniş ölçüde yararlanacağız.

2. 3213 Sayılı Maden Kanunu’nu yeni baştan yazacağız. 

1985’ten bu yana yapılan 23 değişiklikle yamalı bohçaya dönen Maden Kanunu güncel şartlarda ihtiyaca cevap vermek bir yana sektörde yaşanan sorunlara kaynaklık etmektedir. TMMOB Maden Mühendisleri odası, TEMA Vakfı, ilgili İşçi ve İşveren Sendikaları ile ciddi çalışmaları bulunan akademya dahil tüm paydaşların katılımıyla uluslararası normlara ve her maden grubunun ayrı ayrı ihtiyaçlarına cevap verecek yeni bir maden yasası yazımı kaçınılmaz hale gelmiştir. Maden Kanunu’nda bugüne kadar yapılan değişiklikler bütünsellikten yoksun olup zamanla ortaya çıkan tekil talepleri karşılarken ilgili diğer kanunlarla uyumu da yeterince gözetmekten uzaktır.

Kanun ve yenilenecek yönetmelik ülkemizin “Orman, Su ve Tabii Kaynaklarını” kuşatan bir perspektifle doğal kaynakların en etkili kullanımı ve uygulamalardaki denetimin en hızlı sonuca ulaştırılması konusunda azami faydayı sağlamalıdır.

Hem madencilik faaliyetlerinin kontrolünü hem çevresel etkileri, orman gibi, su gibi hayati kaynaklarımızın korunmasını etkili bir eşgüdümle yönetmek, bürokrasiyi azaltıp madenciliğe ve madenciliğin önünü açmak hedeflenmelidir. 3213 Sayılı Maden Kanunu’nu yeni baştan kaleme alacağız. Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği ve ilgili diğer yönetmelikleri yeni Maden Kanunu’na göre uyarlayacağız. Yapılacak düzenlemede paydaşların katkılarıyla belirleyeceğimiz Sorumlu Madencilik İlkeleri’ni kılavuz edineceğiz.

Yapılacak Düzenlemede Orman Kanunu, Çevre Kanunu, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, Mera Kanunu ve diğer ilgili kanun ve yönetmeliklerle mevcut çelişkileri gidereceğiz. Açık ve şeffaf bir kanun hazırlayacağız. Mevzuatı sadeleştirerek bir bütün olarak ülke yararına projelerin ve işletmelerin önünü açacağız. Maden ruhsatlarının verilmesini Cumhurbaşkanlığı’ndan alıp tekrar ETKB MAPEG sorumluluğuna vereceğiz. Mermer-Doğal Taş Madenciliği, Agrega Madenciliği, Kömür Madenciliği, Metalik Madenlerin işletilmesi birbirinden çok farklı süreçlere ve çevresel etkilere sahiptir. Madenciliği en üst seviyede, en yüksek katma değere sahip olacak şekilde yapabilmek ve çevresel etkilerini en iyi şekilde düzenleyebilmek için mevzuatta maden gruplarına özgü düzenlemeler yapacağız.

3. Maden işletmelerindeki Yetkilendirilmiş Tüzel Kişiliklerin (YTK), Daimî Nezaretçilerin ve İş Güvenliği Uzmanlarının mesleki bağımsızlığını ve iş güvencesini yasal teminat altına alacağız. 

Kaynak tuzlaları hariç olmak üzere maden ruhsat sahalarındaki işletme faaliyetleri maden mühendisi nezaretinde yapılır.

Maden ruhsat sahalarındaki işletme faaliyetlerinde asgari bir maden mühendisi daimî olmak üzere işletme tekniği, büyüklüğü ve yapısal durumu göz önüne alınarak diğer meslek disiplinlerinden de mühendis istihdam edilmesi zorunludur. Daimî nezaretçilere bir nevi İSG sorumluluklarının yüklenmiş olması, yani Maden Yönetmeliği ile daimî nezaretçinin görevinin “Daimî nezaretçi iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili alınan tedbirlerin uygunluğunu denetler.” şekline tanılanması İSG sorumlulukları ile işletme hedefleri arasında bulanıklık yaratabilmektedir. Daimî nezaretçi ve İSG uzmanı pozisyonlarının net çizgilerle birbirinden ayrıştırılması, bu alanlardaki yetkilendirmelerin nesnel koşullarda ‘ahbap-çavuş’ ilişkilerinden arınmış amaca matuf hale getirilmesi elzemdir. Ayrıca, gerek daimî nezaretçi ve/ veya gerek iş güvenliği uzmanlarının serbestçe ve korkusuzca çalışabilmeleri ve sağlıklı bir biçimde mesleklerini yapabilmeleri için, ücretlerinin işverenler tarafından değil de kaynağı işverenler tarafından sağlanan fondan ödenerek istihdamı sağlanmalıdır. Daimî nezaretçi ve/ veya İş güvenliği uzmanlarının rahat ve objektif kontroller yapabilmelerinin önü bu şekilde açılarak bağımsızlıkları arttırılmalıdır. İSG uzmanlarının aldığı resmi maaşlarından bir kısmını açıktan işverene iade ettiğine dair iddiaların temelsiz kalması büyük önem arz etmektedir. Madencilik mevzuatı ve İSG mevzuatı arasında uyumsuzluk yaratan bir hüküm olan daimî nezaretçilere yüklenen denetim sorumluluğunun etkisizleştirilmesini gidereceğiz. Daimî nezaretçi ve İSG uzmanlarının pozisyonlarını net bir biçimde tanımlayarak, ilgili kanunlar nezdindeki dayanak eksikliğini ve İSG sorumluluğuna dair bulanıklığı ortadan kaldıracağız. Yetkilendirilmiş Tüzel Kişilik temsilcisi mühendis, daimî nezaretçi ve/veya İSG uzmanlarının iş güvencesini ve bağımsızlığını maliyeti işverenlerce karşılanacak bir fondan dağıtarak sağlayacağız. Daimî nezaretçi eğitimlerinin MAPEG tarafından taşeron firmalara yaptırılmasını mercek altına alacak, bu konuda uzman olan meslek odaları tarafından da eğitimlerin verilmesinin önünü açacağız. Madencilik sektörü başta olmak üzere İSG uzmanlığında branşlaşmaya gidilmesi konusunu gündeme alıp iş güvenliği uzmanlarının branşlarına çok yakın olan alanlarda görev yapması konusunu bir sonuca bağlayacağız.

4. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü kadrosunu güçlendireceğiz. 

MAPEG’in ülke sathında tüm madencilik faaliyetlerini ayrıntılı olarak denetleme imkanlarından yoksun olduğu gözlemlenmektedir. Bu zafiyet ile maden kazaları arasında ilişki olması olasılığı yüksektir. Özellikle işletmelerde ani üretim kapasitesi artışı ile karşılaşıldığı durumlarda ve/veya yüksek kapasitede çalışmakta olan kapalı işletmelerde MAGEP denetiminin yeni bir yapıya kavuşturulması elzem görünüyor. MAPEG’in yeniden yapılandırılması ve madencilik faaliyetlerinin belirli yoğunluğa ulaştığı seçilmiş bölgelerde taşra teşkilatı kurulması konusunu irdeleyeceğiz ve gereğini yapacağız. Üretim artışı lisansı için MAPEG bünyesinde yeni bir birim ihdas edip belirlenmiş kapasitenin üzerinde üretim yapan ve/veya son 3 yıl gerçekleşen üretim miktarının üzerinde üretim yapmayı planlayan tüm kapalı işletmeler için ‘ilk onayı’ daha hassas süreçlere bağlayacağız ve yürümekte olan üretim sürecinin bir parçası olarak ‘online’ denetim usulü getireceğiz. Kapasite artışlarının ve/veya ani üretim artışlarının gerektirdiği altyapı yatırımlarının yapılmasını teminat altına alacağız.

5. Sektördeki üretim baskısı sorununu ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar yapacağız

2010 yılında 3213 Sayılı Maden Kanunu’na “İşletme projesine aykırı faaliyette bulunulması ve faaliyetlerin can ve mal güvenliği açısından tehlikeli bir durum oluşturduğunun tespit edilmesi halinde maden üretimine yönelik faaliyetler durdurulur.” cümlesi eklenmişti. Ancak 18.02.2015 tarihinde yayımlanan 6592 sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile “can ve mal güvenliği” ibaresi kaldırılarak fıkra “İşletme projesine aykırı faaliyetlerin işletme açısından tehlikeli olduğunun tespit edilmesi hâlinde tehlikeli durum giderilinceye kadar üretim faaliyetleri doğrudan durdurulur.” şekline dönüştürüldü. Bu meyanda birçok husus dahil olmak üzere, mesela fazla üretim için baskı yapılması artık faaliyetlerin askıya alınması için bir gerekçe olarak sayılıp sayılmayacağına dair nesnel ölçütler bulunmadığı veya nasıl izleneceğine dair herhangi bir gösterge tanımlanmadığı için, bu hükmün pratikte nasıl uygulanacağı belirsizlik içermektedir. Sektörde üretim baskısı nedeniyle işçi sağlığı ve iş güvenliğinin riske atılmasının önüne geçmek için etkili düzenlemeler yapacağız. Bu düzenlemeleri yaparken dünyadaki iyi uygulamalardan yararlanacağız. Madencilik faaliyetlerini i) Açık İşletmeler, ii) Cevher İşleme Tesisleri ve iii) Kapalı işletmeler olarak ayrı ayrı ele alıp, özellikle yüksek kapasitede çalışan iii. grup işletmelerin yıl başında MAPEG’e verdikleri üretim miktarı ve işletme yöntemi ile ilgili taahhüt ihlallerine caydırıcı yaptırımlar getireceğiz. Devletin kömür yardımları uygulaması nedeniyle üretim baskısı olup olmadığını bağımsız uzmanlar eliyle araştıracağız ve gereken önlemleri tavizsiz uygulayacağız.

Maden Eylem Planı - Bölüm 2

6. İşletme Güvenliği Sigortasını kapalı ve/ veya yüksek riskli işletmelerde zorunlu hale getireceğiz. Mevcut Ferdi Kaza Sigortası uygulamasının 3. göz olarak ayrıca etkin bir denetim unsuru olmasını sağlayacağız. 

Sigortacılık sektörünün maden işletmelerinin özellikle İSG işlevleri açısından denetiminde etkin rol almasının sağlanması, çıkar çatışmaları sonucu oluşabilecek ihmal ve eksikliklerin giderilmesinde rol oynayabilir. Ferdi Kaza Sigortası poliçelerinin sigorta şirketlerinin 3. göz olarak denetim unsuru haline gelmesi bakımından içeriğinin uyarlanması elzemdir. Maden işletmelerinin risk analizlerinin bağımsız kuruluşlarca yeniden derlenip özellikle yüksek risk öngörülen kapalı işletmelerde işletme güvenliği sigorta sistemini zorunlu hale getireceğiz. Bu şekilde işletmeyi sigortalayan bağımsız firmanın denetimini mümkün kılacağız. “Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası” düzenlemesinin üçüncü göz olarak ocakların denetlenmesinde etkin rol oynamasını sağlayacağız.

7. Madenciliğe Kapalı Alanları belirleyeceğiz. 

Yaşanan iklim değişikliği etkilerinden sakınma, biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesi, su kaynaklarının muhafazası, güvenli gıdaya erişim ve benzeri muhtelif konular insan sağlığı, refahı ve esenliğine dair teyakkuzda olmayı zorunlu hale getirmiştir. Madencilik faaliyetlerinin ekosistemde tahribata yol açtığı, sosyo ekonomik ve kültürel yaşamda kalıcı ve telafisi mümkün olmayan kayıp ve zararlara neden olduğuna dair ciddi tartışmalar yaşanmaktadır. Dünya Miras Komitesi (World Heritage Committee) raporları ile ileri sürülen madencilik faaliyetlerinin tarihi ve doğal alanlar için iklim değişikliğine dair sorun yarattığı savı ve çevreci kuruluşların iddiaları sonrasında ‘Madenciliğe Kapalı Alanlar’ tartışması başlamıştır.

Bu kavram, tüm canlılar nezdinde bugün ve gelecekte sağlıklı yaşam hakkına saygılı, ekonomik ve ekolojik olarak sürdürülebilir hakkaniyetli bir yaşam için doğa, tarım ve kültür mirası alanların yasalarla istismara kapatılması ve bu meyanda madencilik faaliyetlerinin anılan yerlerde yasaklanmasını ifade etmektedir. Madenciliğe Kapalı Alanlar konusu uluslararası ve özel finans kuruluşları tarafından da maden yatırımlarının finansmanında dikkate alınır hale gelmiştir. * Madenciliğe Kapalı Alanlar konusunda ilgili paydaşları bir araya getirerek çalıştay yapacağız.

Maden ve Metaller Uluslararası Konseyi ICMM’nin madencilik yapmamayı taahhüt ettiği UNESCO alanlarını ve Dünya Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği IUCN’nin korunması gereken doğal alanlara dair çizdiği çerçeveyi inceleyeceğiz. Madenciliğin neden olduğu olumsuz etkilerin en aza indirilmesi çerçevesinde rehabilitasyonu mümkün olmayan ve koruma değeri yüksel hassas doğal alanların tespitine yönelik yöntem ve süreçlerini belirleyeceğiz. Çevre Kanunu, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, Mera Kanunu, Zeytin Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını koruma Kanunu dahil yasal düzenlemelerin tümünde madencilik faaliyetlerine istisna tanıyan maddelerini belirli bir standarda ve uygulanabilir bir kurumsal denetime kavuşturacağız. Süreç sonucunda yasal zemini teşkil edilecek Madenciliğe Kapalı Alanlar envanterini oluşturmaya ve tedricen genişletmeye başlayacağız.

8. Madencilik faaliyetleriyle bozulan arazilerin rehabilitasyonunu güvence altına alacağız

Madencilik faaliyetleri sonucu bozulan arazilerin doğaya yeniden kazandırılması konusu ciddi tartışmalar yaratmaktadır. Tahripkâr madencilik uygulamaları, başarılı rehabilitasyon uygulamalarının yeterince görülmemesi, denetim eksiklikleri ve yaptırımların uygulanmasındaki zafiyet sektörün gelişmesinin önünde engel olarak durmaktadır.

Madencilik için kaçınılmaz olarak üzerinde durulması gereken rehabilitasyon konusunun sektör çapında bir mekanizma kurularak çözümü yolunda özgün yaklaşımlara ihtiyaç vardır.

Madencilik faaliyetleri başlamadan ilgili işletmenin dahil olacağı bir mekanizmanın kurularak madencilik faaliyeti başlamadan rehabilitasyon yükümlülüğünün yerine getirilmesinin sağlanacağı sürecin tüm detayları halkın bilgisine sunulmalıdır.

Türkiye’de rehabilite edilmesi gereken alanları bir portföyde toplayacağız. Mevcut düzenlemelere ek olarak firmaların rehabilitasyon yükümlülüklerini işletme faaliyetlerinin sürdüğü esnada şirketlerin finansal yeterlilikleri mevcutken üretim sürecini müteakiben mümkün olduğunca yerinde, mümkün değilse başka yerlerdeki eşdeğer nitelikteki rehabilitasyon gerektiren alanlarda yerine getirmelerini sağlayacağız. İşbu mekanizma detaylarını Madencilik Faaliyetleri Sonucu Bozulan Arazilerin Doğa’ya Yeniden Kazandırılması Yönetmeliği çerçevesinde tanımlayacağız.

9. Türkiye’nin sahip olduğu maden ve metal envanterinin tespitine hız vereceğiz, sektörün milli gelirdeki payını arttıracağız. 

Maden sahalarına ait işletme ruhsatlarının teknolojik ve mali yetkinliği olmayan şahıs ve kuruluşlara düşük bedellerle verilmesine son verilmeli. Madenlerimizin geliştirilerek yüksek katma değerli ürünlere dönüştürülmesi için gerekli destek mekanizmaları netleştirilmelidir. Şeffaf olmayan ihale süreçleri ve şartnameler ile ülke madenlerinin sermaye gücü olmayan şahıs veya tüzel kişilere ihale edilmesi sektörü hareketsiz kılmaktadır.

Yetkinliği olmayan kişi ve kuruluşlara ihale edilen madenlerimiz, genellikle emek sömürüsüne dayalı, çevreye zararlı yöntemlerle çıkartılmakta ham veya konsantre olarak yurtdışına ihraç edilmektedir. Yatırım ortamını iyileştirilerek ülkemizde buluculuk faaliyetlerine ve katma değerli proseslere dayalı tesislerin kurulmasına hız vereceğiz. Mevzuatı sadeleştirecek, yetkin şirketlerin önündeki engelleri kaldıracağız. Maden sahalarının ihalelerini yatırım yapabilecek kabiliyette ve bankalarca fizibilitesi kabul edilebilir nitelikte bulunan yetkin şirketlere şeffaflıkla vereceğiz. ‘Çantacı’ tabir edilen ve siyasi etkilerle imtiyaz elde ettiğine dair emareler gösteren vakaları inceleyeceğiz.

İdari denetim sonucu gerekli dosyaları yargı denetimine tabi tutacağız. Hedef teknolojilerde mevcutları destekleyecek gereğinde yeni uzman enstitüler kuracağız. Özel şirketlerin uluslararası ortaklarıyla beraber Türkiye’de AR-GE ve diğer konularda ortak çalışmasını teşvik edeceğiz

10. Maden arama faaliyetlerini ve ithal ikamesi yapacak üretim tesislerini teşvik edeceğiz

Gelişmiş ülkelerde, sanayinin temel hammaddeleri madenlerin işlenmesi ile üretilir. Ayrıca, dünyada elektrikli araç teknolojisinde meydan gelen gelişmeler ile 21. Yüzyılda bakır, çinko, nikel, değerli metaller gibi çok sayıda metal ve nadir element metalleri milli sanayi ve savunma sanayii için hayati öneme sahip olmaya başlamıştır. Doğu Anadolu’dan ülkemize giren ve Anadolu’yu boydan boya geçerek Trakya’dan Balkanlara giren, Tetis Metal Kuşağı (Tethyan Metallogenic Belt) dünya ekonomisinin ihtiyaç duyduğu çok sayıda değerli metal madenlerini içerir.

Kalkınmanın ana ham maddesi olan madenlerimizin bulunması ve ülkemizde işlenerek ürünlere dönüşmesi önemli bir hedef olmalıdır. Teşviklerin farklı özellikler arz eden maden gruplarına özgü olarak yapılandırılması esas alınmalıdır. Yatırım ortamını iyileştirerek ülkemizde katma değer yaratan proseslere dayalı tesislerin kurulmasını sağlayacağız. Bu tesislerde mamul madde ve nihai ürün üretimini temin edeceğiz.

Sektörün gelişimi için öncelik olarak arama faaliyetlerinin teşvik edilmesine önem vereceğiz. Madencilik sektörünü canlandırıp, kendi hammaddemizi üretip, katma değerli ürün haline getirenlere; ihracata önemli katkı sağlayanlara stratejik yatırım teşviki vereceğiz. MTA’nın maden arama faaliyetlerine yeni bir ivme katacağız. Hedef teknolojilerde mevcutları geliştirecek ve yeni uzman enstitülerin kurulumunu destekleyeceğiz. Özel şirketlerin uluslararası ortaklarıyla beraber Türkiye içinde AR-GE ve diğer konularda ortak çalışmasını teşvik edeceğiz.

Maden Eylem Planı - Bölüm 3

11. Orta-Küçük Ölçekli Rezervlerin İşletilmesinde Çevre ve İSG dışındaki yükümlülükleri hafifleteceğiz.

12. TENMAK’ı kuruluş amacına uygun faaliyet düzeyine taşıyacağız. 

Ülkemiz jeolojik yapısı itibarı ile birçok orta-küçük ölçekte maden rezervlerine sahiptir. Ancak bu maden rezervlerini işleten ruhsat sahiplerinin mevzuata dayalı yasal yükümlülüklerinin fazla olması nedeniyle süreç içinde faaliyet yapamaz konuma gelmekte ve orta-küçük ölçekte maden rezervlerinde üretim yapılamamaktadır. Zaman içerisinde de orta-küçük ölçekte maden rezervi işleticilerinin sektörden çekildiği gözlemlenmektedir. Çevre ve İSG dışındaki yükümlülükleri küçük ve orta ölçekteki maden rezervlerinin işletilmesinde esneteceğiz. Uygulamaya dair esasları belirleyerek sektörde üretim, istihdam ve ihracatı destekleyeceğiz. Gerektiği taktirde ilk işletme yıllarında madencilik faaliyetlerini Devlet Hakkı ödemelerinden muaf tutacağız.

Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) bünyesinde a. Bor Araştırma Enstitüsü, b. Nükleer Enerji Araştırma Enstitüsü, c. Temiz Enerji Araştırma Enstitüsü, d. Nadir Toprak Elementleri Enstitüsü ve e. Enerji Araştırma Enstitüsü olup 28.03.2020 tarihinde 57 No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kurulmuştur. Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu’nu kuruluş hedefleri ile birlikte görev ve sorumluluklarını tam anlamıyla yerine getirecek şekilde vasıflı teknik ve idari kadro ile takviye edip etkin organizasyonel yapıya kavuşturacağız.

13. Madencilik izin süreçlerini öngörülebilir yapacağız ve tüm süreçleri şeffaflaştıracağız. 

Şeffaflık ve öngörülebilirlik, madencilik sektörü için de çok hayati bir konudur. Madencilikte öngörülebilirliğin sağlanması için ruhsat devri, Rodövans, arama ve işletme ruhsatı, ruhsat temdidi, işletme izni vb. işlemlerin hangi kriterlere göre değerlendirildiği ve ne kadar sürede izin verileceğinin netlikle bilinmesi zorunluluk arz etmektedir.

Bu işlemlerin süresinin bilinmesi ve ilgili işlemlerin, devlet nezdinde ruhsat süreçlerini yöneten sadece MAPEG tarafından yürütülmesi, diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla olan iş ve işlemlerin koordine edilmesi ve sonuçlandırılması elzemdir. Bu yolla, danışmanlık hizmetleri veya herhangi nam altında maruz kalınan rüşvet ve yolsuzluk olaylarının önüne geçilmelidir. Riskli ve pahalı bir yatırım alanı olan madencilikte projelerin finans kaynağı bulabilmesi siyaset temaslı değil aksine şeffaf süreçler sayesinde mümkündür.

Sektörün gelişmesi şeffaflık ve öngörülebilirliğe bağlıdır. MAPEG’nü izin süreçlerini süre sınırlamaları dahil öngörülebilir şekilde netlikle yürütmek üzere görevlendireceğiz. MAPEG’ndeki yürütme, izleme ve koordinasyon süreçlerini belirli konular bakımından ilgili paydaşlarca izlenebilir hale getireceğiz. İzin süreçlerinin temas ettiği diğer bakanlıklardaki işlerin koordinasyonunda MAPEG pivot rolü oynayacak.

14. Yatırımcı için elzem olan Ruhsat Güvencesini sağlayacağız. 

Maden hakları ve ruhsat güvencesinin sağlanması, ülkemizde hem yurt içi hem de yurt dışı yatırımcılarının, yatırım yapmasının önündeki en önemli konudur. Günümüzde gerek ürün taahhüdüne girmiş gerek madene dayalı tesis kurmuş, yatırım yapmış ruhsat sahiplerinin ruhsat güvencesi neredeyse yoktur. Bu durum madencileri sektörden uzaklaştırmaktadır. Maden Kanunu, Madencilik Faaliyetlerinde Uygulama Yönetmeliği ve diğer mevzuatta ruhsat iptaline ilişkin hükümleri yeniden inceleyerek, ruhsat iptalleri yerine mümkün olduğu nispette idari para cezası ve benzeri hükümler getireceğiz.

15. Ruhsat Bedeli ve Devlet Hakkını yatırımları caydırmayacak seviyelerde belirleyeceğiz. 

Maden Kanunu’na göre ruhsat bedeli altında talep edilen rakamlar ve yine yanında istihraç edilen madenlerden alınan Devlet Hakkı bedellerinin sektörün üstüne ciddi bir yük bindirdiğine dair yakınmalar mevcuttur. Anılan bedellerin hesaplanmasının karışık olduğu ve işletmelerin yatırım yapma kararlılığını yer yer engelleyici seviyede belirlendiği anlaşılmaktadır. Ruhsat Bedellerini ve Devlet Hakkı Bedelini yatırımları caydırmayacak seviyede ve her bir maden grubu için münhasıran n belirlemek üzere yapılacak çalışmaları ivedilikle ikmal edeceğiz. Devlet Hakkı ödemelerini yatırım projesinin karakterine ve önemine binaen belirli süreler için belirlemek üzere yapılacak çalışmaları ivedilikle ikmal edeceğiz. Devlet Hakkı ödemelerini yatırım projesinin karakterine ve önemine binaen belirli süreler için almayacağız.

Maden Eylem Planı - Bölüm 4

16. Maden Orman İzin Bedellerini uluslararası normlara uygun hale getireceğiz. 

Orman izin bedellerinin yüksekliği çoğu zaman yeraltı kaynaklarımızı araştırılamaz veya değerlendirilemez hale getirmektedir. Çevre, kültürel miras vb. açılardan madenciliğe kapatılması gereken alanlar dışında ve başarılı rehabilitasyon projelerinin uygulanmasını teminat altına aldıktan sonra uluslararası emsallerine kıyasla caydırıcı düzeydeki orman izin bedellerinin yüksek tutulması gereksizdir.

Sektör temsilcileri yüksek izin bedelleri nedeniyle uluslararası rekabet gücümüzün azalmakta olduğunu, maden ithalatının her geçen sene arttığını ve madenlerde işletilebilir minimum tenör oranlarını yukarıya çıkmasıyla ekonomiye kazandırılabilecek cevherlerin pasaya ayrıldığını iddia etmektedir.

Orman izin bedellerinin yüksekliğine, caydırıcılığına, rekabet gücünü azalttığına, ithalata yol açtığına dair sektörün dillendirdiği sorunların çözümü için yapacağımız çalışmaları ivedilikle ikmal edeceğiz. Alacağımız kararların ve yapacağımız uygulamaların gerekçelerini şeffaflıkla kamuoyu ile paylaşacağız. Bunlarla beraber hangi ormanların madenciliğe uygun olup hangilerinin olmadığını paydaşlarla beraber tespit edecek, uygun olmayan ormanlarda herhangi bir faaliyete izin verilmemesi konusunu kati kurallarla uygulayacağız. Orman bölgelerinde izin verilen maden sahalarının izin verilen alanların dışına çıkmaması ve çevre kurallarına uyulması konusunda sıkı denetimler ve otokontrol mekanizmaları ile tam uygunluk sağlayacağız.

 

17. Tarımla madenciliğin eş zamanlı yapılabileceği projeleri destekleyeceğiz. 

Madencilik yapılan sahalarda rehabilitasyon sonrası bu toprakların en kaliteli zeytininin, balının üretildiği başarılı örneklerden hareketle tarım ve madenciliğin bir diğerini dışlamadığı projeleri desteklemek gerekir. Tarım ve madenciliğin eş zamanlı yapılabileceği istisnai düzenlemeleri çalışacağız. Bu perspektifle Zeytin Kanunu, Mera Kanunu ve ilgili diğer kanunlarda yer alan süreçleri kapsayan düzenlemeleri yasakçı bir zihniyetle değil çevreci bir anlayışla ve istismara kapalı tatbik kabiliyeti olan sıkı kurallar çerçevesinde yapabilmek adına düzenlemeleri gerekirse getireceğiz.

 

18. Madenciliğe dayalı sanayimizi stratejik sektörler arasında hak ettiği yere getireceğiz. 

Madenlerimizin ülkemizde işlenmesi ve katma değerli son ürünlerin üretilmesi ile ihracat gelirlerimiz ve istihdamımız artacaktır. Bunun yanısıra cari açığın hafifletilmesi, tedarik zincirlerinde çeşitli nedenlerle ortaya çıkan kırılmalardan etkilenmemek ve jeopolitik değişkenliklere karşı bağışıklık kazanmak gibi kritik önemi haiz konular dikkate alınmalıdır.

Son zamanlarda ortaya çıkan teknoloji muhtevası yüksek ürünlerde, yenilenebilir enerji üretimine ilişkin makine ekipman üretiminde, yaygınlaşan elektrikli araçların üretiminde, başta nükleer enerji olmak üzere stratejik yakıt ve hammadde üretimi ve zenginleştirilmesinde ülke ihtiyaçları paralelinde yeterli kapasiteyi oluşturmak amacı ile stratejik yatırımlara özel teşvik uygulamaları yapacağız.

 

19. Kamu öncülüğünde Metal Borsası kurarak yerli üretim endüstri metallerinin, değerli metallerin ve nadir metallerin dünya pazarlarında değerlendirilmesini sağlayacağız. 

Türkiye’de kurulacak metal merkezleri sayesinde dünya piyasalarıyla kurulacak ilişki sonucu sağlanacak derinleşme, endüstri metalleri, değerli metaller ve nadir metallerin teknolojisi ve üretim konularında öncü ülkeler arasında girilmesine yol açacak, yüksek metal üretim kapasitesine sahip bir yapı ortaya çıkacaktır. Yüksek metal üretim kapasitesi sayesinde, “Yeni İstanbul Metal Borsası” ile dünya metal pazarı içinde fiyat belirlenmesinde büyük etkinliğe sahip Londra Metal Borsası ile hem rekabet edilebilecek hem işbirliği yapılabilecektir.

Başta Türkiye olmak üzere yakın coğrafyamızda üretilen metal, maden, mineral ve sair emtianın küresel pazarlara arzını mümkün kılmak, uluslararası müşteriler ile buluşturmak, ülkemizin zengin maden, mineral ve emtia varlıklarının uluslararası rayiç fiyatlardan dünya piyasalarına arz edilebilmesini kolaylaştırmak amacıyla Yeni İstanbul Metal Borsası’nı kuracağız ve dünyadaki benzer borsalar ile entegre olmasını sağlayacağız.

 

20. Metal rafinerilerine dayalı sanayii geliştireceğiz. 

Türkiye kendi madenlerine dayalı proseslerini geliştirip, yeni ürünler üretilmesi ile gelişmiş ekonomiler arasında yerini almalıdır. Türkiye, bölgesinin metal üretim merkezleri ile sadece Türkiye’deki değil zengin maden cevherlerini yeterince işleyemeyen, yakın coğrafyamızdaki madenlerinin ülkemiz metal merkezlerinde değerli ürünlere dönüştürülmesini sağlayacak bir ufukla donatılmalıdır.

Teknolojinin geliştirilmesi için çalışılmaya muhtaç üniversite ve sanayi işbirliği alanları fazlasıyla mevcuttur. Metal rafinerilerine dayalı sanayii geliştirmek için ekonomiyi büyütecek ve istihdam artıracak projelerin hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi yönünde gerekli ortamı hazırlayacağız.

Değerli metal ve bağlı endüstrileri (izabe ve rafine tesisleri gibi) ekonomiye olan doğrudan ve dolaylı katkıları ile kısa ve orta vadede milyarca dolarlık bir sektör haline getireceğiz. Türk sanayiinin kullanımı amacıyla yurt dışında maden arama çalışmalarının önünü açacak yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi elzemdir. Maliyet yapısı itibarıyla mukayeseli üstünlük sağlayabileceğimiz alanlarda ve madenciliğin teşvik edildiği ülkelerdeki fırsatları araştıracağız. Bu meyanda MTA’nın yurtdışında madencilik faaliyetleri yapabilmesi yönünde çalışmalar yapacağız.

 

21. MTA’nın yurtdışında madencilik faaliyetleri yapabilmesinin önünü açacağız. 

Türk sanayiinin kullanımı amacıyla yurt dışında maden arama çalışmalarının önünü açacak yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi elzemdir. Maliyet yapısı itibarıyla mukayeseli üstünlük sağlayabileceğimiz alanlarda ve madenciliğin teşvik edildiği ülkelerdeki fırsatları araştıracağız. Bu meyanda MTA’nın yurtdışında madencilik faaliyetleri yapabilmesi yönünde çalışmalar yapacağız.

Enerji Eylem Planı - Bölüm 1

1. Elektrik ve doğalgaz faturalarını tüm maliyet kalemlerini gösterecek şekilde yapılandıracağız. 

Mevcut durumda gizli kalemler içerecek şekilde tasarlanan faturaları, tüm maliyet kalemlerini gösterecek şekilde yeniden yapılandıracağız. İdari düzenlemelerle dağıtım şirketlerinin faturalarda şeffaf ve anlaşılabilir bir şekilde tüm maliyet kalemlerini göstermesini sağlayacağız.

 

2. Elektrik tarife yapısını yalın ve anlaşılır hale getireceğiz, dar gelirli kesimlerin etkilenmemesini sağlayacak adımları atacağız. 

Elektrik tarifeleri, yapılan son değişiklikler ile daha karmaşık hale gelmiştir. Tarife yapısı sadeleştirilmek durumundadır. Tarife yapısını sadeleştirmeden önce dar gelirli ailelerin etkilenmemesi için nihai olarak DEVA Partisi’nin sosyal yardımlara ilişkin eylem planında yer alan Asgari Gelir Desteği programından bu aileleri yararlandırılacağız ve geçiş döneminde indirimli tarife gibi çözüm mekanizmalarını kullanacağız.

 

3. Elektrik piyasasını ve fiyat oluşum mekanizmalarını maliyet tabanlı ve serbest hale getireceğiz. 

Kamunun elektrik ve doğalgaz piyasasındaki boğucu ağırlığını, piyasa oyuncuları marifetiyle serbest fiyat oluşumlarına fırsat tanıyacağı düzeye çekeceğiz. Kamu, enerji sektöründe aktif bir oyuncudan çok düzenleyen, teşvik eden ve denetleyen bir role bürünecek. EPDK’nın piyasa tavan fiyatlarını enerji maliyetlerini dikkate alarak belirlemesini sağlayacak yasal düzenlemeyi yapacağız. BOTAŞ’ın doğalgaz ithalatındaki tekel konumunu kaldıran yasal düzenlemeleri yapacağız. Doğalgaz fiyatlarını serbest piyasa şartlarına 2 ila 3 yılda kademeli olarak getireceğiz.

 

4. Enerji maliyetlerini düşürerek tarım ve sanayi sektörlerine ivme kazandıracağız. 

Etkin piyasa mekanizmaları ve vergi indirimleri ile enerji maliyetlerini düşürerek, tarım ve sanayinin ivme kazanmasını ve rekabet güçlerinin artmasını sağlayacağız. Böylece enerji sektöründe yatırımlar ve üretim artacak, rekabetçi yapı sayesinde tarım ve sanayi ürünlerinde tüketici fiyatları daha uygun hale gelecek, cari açık olumlu yönde etkilenecek.

Tarımsal kullanımda mazottan ÖTV almayacağız. Rekabetçi piyasa yapısıyla elektrik üretiminin artması ve kaynaklarının çeşitlendirilmesi ile maliyet düşüşleri sağlayacağız. Vergi sisteminin gözden geçirilerek fiyat mekanizmalarını bozucu etkilerini en aza indireceğiz. Hidrokarbon arama ve sondaj faaliyetlerini çevre politikalarımız çerçevesinde hızlandıracağız.

 

5. Elektrikte kayıp-kaçak oranlarının düşürülmesini sağlayacak yeni düzenlemeler yapacağız, düzenli ödeme yapan son tüketici üzerindeki haksız yükü kaldıracağız. 

Etkin piyasa mekanizmaları ve vergi indirimleri ile enerji maliyetlerini düşürerek, tarım ve sanayinin ivme kazanmasını ve rekabet güçlerinin artmasını sağlayacağız.

Böylece enerji sektöründe yatırımlar ve üretim artacak, rekabetçi yapı sayesinde tarım ve sanayi ürünlerinde tüketici fiyatları daha uygun hale gelecek, cari açık olumlu yönde etkilenecek. Tarımsal kullanımda mazottan ÖTV almayacağız. Rekabetçi piyasa yapısıyla elektrik üretiminin artması ve kaynaklarının çeşitlendirilmesi ile maliyet düşüşleri sağlayacağız. Vergi sisteminin gözden geçirilerek fiyat mekanizmalarını bozucu etkilerini en aza indireceğiz.

Hidrokarbon arama ve sondaj faaliyetlerini çevre politikalarımız çerçevesinde hızlandıracağız. Elektrikte kayıp-kaçak oranlarının düşürülmesi konusunu etkili şekilde yönetecek ve bu alanda elde edilen kazanımı doğrudan son tüketiciye yansıtacağız. Tarımsal sulamada yaşanan kaçak (bedeli ödenmeyen) kullanım ile mücadele ederken, bu olgunun kök nedeni olan tarımsal sulama yatırımlarını hızla ikmal edeceğiz. Evsel kayıp-kaçak önlemede Asgari Gelir Desteği programımız önemli bir önleyici unsur olacak. Kayıp-Kaçak oranlarını dağıtım şirketleri ile işbirliği içinde azaltacağız. Tarımsal sulama yatırımlarını hızla ikmal ederek kaçak kullanıma gerekçe teşkil etmesini ortadan kaldıracağız. Dağıtım ve iletimde yatırımları arttırarak kayıpları azaltacağız. Dar gelirli ailelerin elektrik giderlerini asgari gelir desteği çerçevesine alacağız.

Enerji Eylem Planı - Bölüm 2

6. Elektrik kesinti sayılarını AB standartlarına getireceğiz. 

Elektrik dağıtım şirketlerinin yatırım, bakım ve arızaya müdahalede yaşattığı zafiyetleri gidereceğiz. Ticari temelli uygulamalarının aynı zamanda hizmet kalitesi temelli uygulamalara etkin ve uygulanabilir şekilde dönüşümünü sağlayacağız. Dağıtım şirketlerinin elektrik kesinti performansına göre ödül/ceza mekanizmalarını hayata geçireceğiz.

 

7. Genel olarak devlet yönetiminde karar süreçlerini kural-bazlı ve şeffaf hale getireceğiz. Bu çerçevede öngörülebilir, rekabetçi, sürdürülebilir ve şeffaf enerji piyasaları oluşturma hedefini de gerçeğe dönüştüreceğiz. 

Enerji piyasalarının tamamında gerçek mücbir sebepler dışında devletin müdahalelerine son verecek ve piyasaların öngörülebilir, rekabetçi, sürdürülebilir ve şeffaf bir yapıda olmasını sağlayacağız. Bu yaklaşımı istikrarlı bir şekilde piyasalara gerekli mesajları vererek sürdüreceğiz. Piyasalara güven telkin eden mesajları ivedilikle vereceğiz. Vadeli ve spot piyasalara işlerlik kazandıracağız. Piyasa oyuncuları arasında çalıştaylar yaparak iletişim ve şeffaflığı geliştirileceğiz.

 

8. Yatırımcıları caydıran, usulsüzlüğe ve yolsuzluğa zemin açan uygulamalarla ‘Hukuki Güvenlik ve Belirlilik İlkesi’ni merkeze alarak mücadele edeceğiz. 

Enerji yatırımları, yüksek maliyetli, uzun sürelere yaygın, özellikli finansman kaynakları gerektiren ve büyük ölçekli yatırımlardır. Ancak, EPDK, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkesine aykırı olarak mevcut yatırımcıları mağdur eden, kazanılmış hakları gözetmeyen, yeni yatırımcıları sektöre girmekten caydıran kararları zaman zaman alabilmektedir. Bu tür EPDK kararları piyasaların öngörülemez hale gelmesine yol açmakta, üretimin ve rekabetin arttırılarak enerji giderlerinin azaltılmasını zorlaştırmaktadır.

Nitekim, en son 11.08.2022 tarih ve 31920 sayı ile EPDK tarafından yayınlanan “Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” özü itibarıyla yenilenebilir enerji yatırımlarının önünü açacak yenilikler ve esneklikler yanında sektöre zarar verecek unsurları da barındırmaktadır.

Yatırımcıları caydıran, piyasalarda belirsizliği arttıran, enerji piyasasında üretimi ve rekabeti engelleyen, usulsüzlüğe ve yolsuzluğa zemin hazırlayan uygulamaları önlemek için ‘Hukuki Güvenlik ve Belirlilik İlkesi’ni merkeze alacağız. Teknik yeterliliği, sağlam finansmanı, ekonomik fizibilitesi ve Bakanlığın genel planlaması çerçevesinde uygunluğu olan yatırımların önünü açarak karmaşayı, uyuşmazlıkları ve belirsizlikleri mümkün olduğunca önleyeceğiz.

 

9. Kaynak çeşitliliğine büyük önem vereceğiz. 

Türkiye’nin büyük ekonomik potansiyelini göz önünde bulundurarak, bütün birincil kaynaklardan rasyonel ve çevre ile uyumlu bir şekilde faydalanacağız. Çevre politikaları ile uyumlu olmak şartıyla bütün birincil kaynaklar ile üretilen enerjinin piyasaya erişim mevzuatını sadeleştireceğiz.

 

10. Yatırım projeleri için kamulaştırma süreçlerini hızlı ve hukuka uygun yürüteceğiz. Kamulaştırma gereken projeleri geliştirme hakkını girişimcilere açık artırma ile vereceğiz. 

Kamulaştırma süreçlerinde yaşanan sorunları şeffaf ihale süreçleriyle ve vatandaş taşınmazlarının hakkaniyetli bedellerle kamulaştırılmasını sağlayan düzenlemeler ve uygulamalarla aşacağız. Kamulaştırma süreçleri ihtiva eden ihalelerin tam şeffaflıkla yapılması yönünde kanunları ve uygulamaları gözden geçireceğiz. Kamulaştırma bedellerinin adil olması için yargı yollarını etkinleştireceğiz.

Enerji Eylem Planı - Bölüm 3

11. Mevcut yasal çerçevenin lafzına ve ruhuna uygun olarak tanımlanmış görevleri dışındaki ETKB faaliyetlerine, topyekûn bir kurumsal yapılandırmayla son vereceğiz. 

Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) yıllar içerisinde yetki ve sorumlulukları, kadroları, harcamaları ve çok sayıda şirketleri ve alt-kurumlarıyla belirli bir stratejiye dayanmaksızın genişleyen ve kaynak tüketen bir devlet aygıtı haline gelmiştir.

ETKB teşkilatlanmasını gözden geçirecek, yeniden yapılandırma ile kaynakları verimli kullanarak çalışmasını sağlayacak, personel yapısını güçlendireceğiz. ETKB’nin faaliyet alanlarını ve bu alanlara ilişkin görev kapsamını yeniden tanımlayacağız. Kurumsal anahtar performans ölçütlerini belirleyerek izlemeye alacağız.



12. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı gibi piyasada rekabet eden kurumların bir kısım hisselerini öncelikle halka açıp şeffaflıklarını arttıracak, hisse değerini yükselterek uygun olanları özelleştireceğiz. 

Devlet mülkiyetinde kalan enerji ve madencilik ile ilgili şirketlerin faaliyet alanlarının stratejik önemini ve doğal tekel konumunu dikkate alarak halka açıklık oranını arttıracağız, uygun olanları özelleştirileceğiz. Bu süreci şeffaf, rekabeti arttırmaya yönelik ve halk yararına olacak şekilde yürüteceğiz. BOTAŞ, TPAO ve devletin diğer büyük enerji şirketlerinin öncelikle kısmen halka açılmasını sağlayacak, bu şirketlerin şeffaf ve piyasa koşulları altında faaliyet yapmasını sağlayacağız. Şirketlerin stratejik önemini ve doğal tekel konumunda olup olmadığını dikkate alarak ‘altın hisse’ ve benzeri usuller dahil halka açıklık oranını arttıracağız.

 

13. Sınır ötesi elektrik ve doğalgaz ticaretini geliştireceğiz. 

Bölgesel bağlantı kapasitelerini arttırarak sınır ötesi elektrik ve doğalgaz ticaretini geliştireceğiz. TEİAŞ’ın başka ülkelerle olan iletim kapasitesini arttıracağız. Dışişleri Bakanlığı’nın koordinasyonu ile ilgili ülkelerle müzakereler yürüteceğiz. Doğalgaz ithalatını BOTAŞ’ın tekelinden çıkartacağız. Stratejik önemi ve ekonomik rasyoneli olan yeni boru hatları yapım projelerini hayata geçireceğiz.



14. Komşu ülkelerle bölgesel enterkonnekte elektrik ticaret sisteminin oluşmasında öncü olacağız. Girişimcilerimiz için yeni pazarlara giriş imkânı sağlayacağız. 

Her mal ve hizmette olduğu gibi elektrikte de serbest ticaret kazan/kazan sonuçlarının ortaya çıkması için komşu ve diğer bölge ülkelerle enterkonnekte sistemin geliştirilmesi büyük önem taşıyor.

Ülkemiz konumu itibarıyla etrafında elektrik almaya veya satmaya hazır ülkelerle çevrilidir. Bölge ülkeleri ile görüşerek ortak bir elektik ticaret platformu oluşturacağız. Müzakere süreçlerini karlı ticaret için elzem iletim kapasitelerini arttırama perspektifi ile yürüteceğiz. Elektrik piyasa mekanizmaları ile ilgili geçiş sürecindeki ülkelere danışmanlık hizmeti sunacağız.

 

15. Hidrokarbon (Doğalgaz ve Petrol) arama, sondaj ve üretim faaliyetlerine sağlam esaslar çerçevesinde hız vereceğiz. 

Hidrokarbon arama, sondaj ve üretim faaliyetlerini Türk Şirketleri liderliğinde ve özellikle münhasır ekonomik bölgelerimizde kaynak bulma amaçlı olarak yürüteceğiz. Ülkenin petrol ve gaz talebini göz önünde bulundurarak işbu faaliyetleri gerçekleştireceğiz. İdari süreçleri azami şekilde sadeleştirecek, yatırımcı haklarını koruyacağız. Mevcut sistemde âtıl kalan sahaların verimli ve etkin kullanılmasını sağlayacağız.

Net-sıfır karbon salımı hedefimiz doğrultusunda gerçekleştireceğimiz faaliyetleri karbon yakalama ve AB karbon piyasaları ile bağlantılı olarak yürüteceğiz. Özel şirketlerin arama ve sondaj faaliyetlerini güvenle yürütmesi için mevzuatı sadeleştirilecek ve bulunan kaynakların yararlanma haklarını garanti edeceğiz. Akdeniz’de haklarımızı koruyarak münhasır ekonomik bölgeler ile ilgili uluslararası antlaşmaları tamamlayacak ve arama faaliyetlerini yoğunlaştıracağız. Ülkemizin jeostratejik konumundan faydalanarak uluslararası işbirliğiyle hidrokarbon boru hatlarının yapımına öncelik verirken Türkiye’nin enerji odağı olma potansiyelini değerlendireceğiz.

 

16. Gazdan Sıvıya (GtL) çevrim teknolojilerinin geliştirilmesini destekleyecek, ulusal ve uluslararası düzeyde yeni teknoloji şirketlerin ortaya çıkmasının yolunu açacağız. 

Gazdan Sıvıya (GtL) çevrim prosesleri ile metan, karbon monoksit ve hidrojenden, FischerTropsch ve benzeri prosesler ile sıvı sentetik yakıt ve Dimetileter (DME) üretimine dayalı teknolojileri destekleyecek ve yaygınlaştıracağız. GtL ile ilgili uzman personel yetişmesini sağlayacağız.

Hedef teknolojileri geliştirmeye yönelik uygun olan üniversitelerimizde enstitüler kuracağız. Özel sektörün uluslararası ortaklarıyla beraber yurtiçinde AR-GE ve diğer konularda ortak çalışmasını teşvik edeceğiz.

 

17. Doğalgaz tedarikini uygun koşullarda gerçekleştireceğiz. 

Doğal gaz ihtiyacımızı etkin finansal yönetim, etkin müzakere, alım fiyatlarının sabitlenmesi, likit piyasalarda temsilcilik açarak emtia ticareti yapılması gibi araçlarla daha uygun maliyetlerle gidereceğiz. Doğalgaz ticaretinde bulunan özel sektörün önünü açacağız.

BOTAŞ’ın iletim ve dağıtım ile ticari faaliyetlerini ayıracağız. Piyasaların sağlıklı işlemesi için şeffaflığı arttıracağız. Kapasite tahsis ve depo kullanım ihalelerini düzenli bir şekilde yapacağız. Fiyatlardaki sübvansiyonları kaldıracak, dar gelirlilere Asgari Gelir Desteği sağlayacağız.

18. AB ile eşgüdüm içerisinde, en çok sayıda üçüncü ülkeyle en kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşmaları (“STA”lar) imzalayacak, bunlara enerji ürünlerini dahil edeceğiz. AB ile Gümrük Birliği’nin tekrar müzakeresi ve/veya başka ülkeler ile yapılacak STA’larda günümüz enerji teknolojilerindeki gelişmeleri de göz önünde bulundurarak enerji mal ve hizmetlerini dahil edecek ülkemize yeni iş sahaları kazandıracağız. AB ve diğer ülkeler ile STA müzakerelerini enerji odaklı yürüteceğiz.



19. Petrol rafinasyonu ve petrokimya teknolojilerinin geliştirilmesini destekleyecek, yeni teknoloji şirketlerinin ortaya çıkmasının yolunu açacağız. 

Petrol rafinasyon ve petrokimya proses teknolojilerinin geliştirilmesi için ulusal şirketler desteklenecek, ülkemizde katma değer sağlayacak ve hidrokarbon kaynakları zengini komşu ülkelere rafineri ve petrokimya teknolojisi ihraç edeceğiz. Petrol rafinasyonu ve petrokimyada uzman personel yetişmesini sağlayacağız. Hedef teknolojilerde uzman enstitüler kuracağız. Özel sektörün yabancı ortaklı yapılarla AR-GE ve iş birliği yapmasını teşvik edeceğiz. Patent mekanizmalarını iyileştireceğiz. Fikri mülkiyeti koruma mevzuatını kuvvetlendireceğiz.

Enerji Eylem Planı - Bölüm 4

20. Ülkemizin artan su ve enerji ihtiyaçlarını eşanlı karşılayabilecek entegre deniz suyu arıtma ve elektrik üretim santrallerinin kurulmasına öncülük edeceğiz. 

Ülkemizde tatlı su kaynaklarının uygunsuz ve aşırı kullanımına bağlı olarak ve zaman zaman yaşanan kuraklık dönemlerinde kullanım suyu ihtiyacımızı karşılamak amacıyla, deniz suyundan içme ve kullanım suyu üretim tesislerine yakın gelecekte ihtiyaç olacaktır.

Özellikle bölgeler ve havzalar arası su iletiminde boru hatlarının yapılabilir olmadığı durumlarda anılan tesislerin kurulup işletilmesinin önünü açacağız. Entegre su artıma ve elektrik üretim santrallerine yatırım yapılıp işletilebilmesi için kanuni mevzuatı gözden geçireceğiz. Gerektiği hallerde bu tip tesislere teşvikler vereceğiz. Toplam su kaynaklarımızın çevre ile bütünlük içinde ve havza bazında yönetimi ve diğer doğal kaynaklarla bütünleşik biçimde yapılmasına katkı sağlayacağız.

karşılamak amacıyla, deniz suyundan içme ve kullanım suyu üretim tesislerine yakın gelecekte ihtiyaç olacaktır.

 

21. 2030’a kadar toplam elektrik üretiminde Hidro dışındaki yenilenebilir enerji kaynaklarının (GES+RES+JES+BES) payını en az %30’a yükselteceğiz. 

Ülkemizde üretilen elektriğin toplam maliyetini düşürme, kaynak çeşitliliğini sağlama, ithal fosil yakıtlardan ziyade yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı santrallerden elektrik üretimini arttırma ulusal enerji güvenliğimiz için elzemdir. Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi artış hızı çeşitli nedenlerle yeterli hız ve ivmeyi yakalayamamıştır.

Mevcut potansiyelin üretime dönüştürülmesinde kamu yönetimi darboğaz olmaktan çıkartılmalıdır. Yapacağımız yasal ve idari düzenlemelerle serbest yatırımcıların önünü açacağız. Yenilenebilir enerji kurulu güç hedefini revize edecek ve 2030’a kadar hidro hariç GES+RES+JES+BES’lerden üretilen elektriğin toplamdaki payını asgari %30’a gelecek şekilde planlayacağız. 2015 yılında ‘askıya alınan’ Lisans Yönetmeliği’ni tekrar canlandıracak, serbest yatırımcıların GES/ RES/JES/BES projeleri geliştirmelerine fırsat verecek, üretimlerini serbest piyasada veya ikili anlaşmalar yoluyla son tüketiciye satmalarının önünü açacak şekilde mevzuatı düzenleyeceğiz. YEKA yönetmeliğini, kamunun GES/RES’lere verdiği alım garantilerinin maliyetini düşürmek için daha rekabetçi şartlara getireceğiz ve elektrik depolama tesislerini ülkemizde yaygınlaştırmak için kapsama alacağız. Lisanssız Üretim Yönetmeliği’nde, öz tüketimi için yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı santral kurmak isteyen yatırımcılara yönelik olarak ruhsat süreçlerini sadeleştirip kolaylaştıracağız.

 

22. Ulusal şebekeye azami kapasitede GES ve RES bağlantısını sağlamak için elektrik depolama tesislerinin kurulumlarını hızlandıracağız

Üretim noktalarında GES ve RES gibi kesintili üretim yapan santrallere entegre olarak ve elektrik şebekesinde dengeleme ve yük kaydırma gibi vazifelerde kullanılmak üzere elektrik depolama tesislerini kurmak büyük önem taşımaktadır. Tüketim noktalarında çatı GES’lerin oluşturduğu dengesizlikleri bertaraf etmek üzere depolama tesislerinin yaygınlaşmasını sağlamak, azami kapasitede yenilenebilir enerji kapasitesini ulusal şebekeye zarar vermeden bağlamak için elzemdir.

Öte yandan, 01.07.2022 tarihinde 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na torba yasayla “Depolama tesisi kurmayı taahhüt eden şirketlere depolama gücü kadar yarışma olmaksızın GES/RES ön lisansı verileceği” hükmü ilave edilmiştir. Kaynak israfını, masa başı projelerini ve yolsuzluk zeminini önlemek üzere depolama tesislerini teknik yeterliliği, uygun finansmanı ve ekonomik fizibilitesi olmayan, sadece imtiyaz elde etmek amacıyla kurmaya kalkışan girişimcilere lisans verilmesi hatasına düşülmemesi büyük önem kazanmıştır.

Elektrik depolama mevzuatını geliştirecek ve yatırımcıları bu tesisleri kurmaya teşvik edeceğiz. İşletmede olan GES ve RES’lerde elektrik depolama tesisi kurulmasını teşvik için elektrik tarife yapılarında elektrik satış gelirlerini arttırıcı düzenlemeler yapacağız. Elektrik depolama tesislerinin kurulumlarını hızlandırmak için KDV iadesi gibi teşvik mekanizmaları oluşturacağız. Elektrik piyasası kapasite mekanizmasını elektrik depolama tesislerini de teşvik edecek şekilde gözden geçireceğiz. Yeni kurulan binalarda elektrik depolama tesislerinin kurulmasını belli şartlarda zorunlu hale getireceğiz. YEKA yönetmeliğini, elektrik depolama tesislerini zorunlu kılacak şekilde gözden geçireceğiz.

 

23. Akıllı Şebeke uygulamalarının önünü açarak yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik şebekesine entegrasyonunu geliştireceğiz. 

Yenilenebilir enerji santrallerinin kesintili üretim yapmaları nedeniyle şebeke entegrasyonunu arttırmak için son nesil teknolojilerin kullanılması kaçınılmazdır. Analogdan dijitale geçmiş, anlık veri toplanabilen, uzaktan kumanda edilebilen sayaçlar, hücreler ve bunları dinamik olarak yönetebilen bir yazılım platformunu da içeren akıllı şebeke uygulamasını ikmal edeceğiz. Bakanlığın koyduğu ulusal hedef ve TEİAŞ sorumluluğunda sistem standartlarını belirleyecek ve elektrik şebekesinde yaygınlaşmasını sağlayacağız. Yerli sanayimiz gelişmekte olan akıllı şebeke konusunda ihracat yapabilecek yetenekte yazılım, donanım ve sayaç firmalarını barındırıyor.

Türkiye’yi bu teknolojileri ihraç eden bir ülke haline getireceğiz. Bakanlığın hedeflediği yıllık GES ve RES kapasitelerini hayata geçirebilmek için santrallerin şebeke gereksinimlerine uygun tasarlanması ve işletilmesinin sağlanması ve gerekli tahmin, ölçüm ve kontrol sistemlerinin kurulmasında TEİAŞ’a sorumluluk yükleyeceğiz. TEİAŞ’ın belli bir takvim içerisinde EDAŞ’lar ile de koordine olarak ulusal GES ve RES bağlantı kapasitelerini duyurmasını sağlayacağız. Akıllı Şebeke Uygulamaları kapsamına giren sayaç, yazılım, donanım şirketleri ve startup’larına AR-GE destek programları oluşturacağız.

 

24. Yerli güneş paneli üretim fabrikalarını uluslararası alanda rekabetçi hale getirecek, yan sanayii teşvik edecek ve Türkiye’yi bu alanda ihracat yapar hale getireceğiz. 

Serbest bölgede 2013’lerde kurulan ilk güneş paneli fabrikalarından bugüne 30’dan fazla panel üreticisi faaliyete geçmiştir. Bu üreticiler gümrük duvarları ve teşvik mekanizmaları ile korunmaktadırlar. Üreticilerimizin ihracat pazarlarında rekabetçi hale gelmelerini sağlayacak yasal ve idari düzenlemeleri yapacak, teşvik mekanizmaları güncelleyecek ve gümrük duvarlarını üreticilerimizi zora sokmadan kademeli şekilde indireceğiz. Güneş paneli komponentleri yan sanayiini teşvik edeceğiz.

 

25. Yenilenebilir enerji santralleri ve elektrik depolama tesislerinde kullanılan ekipmanların yerli üretimini yan sanayileriyle beraber teşvik edeceğiz. 

GES’lerde kullanılan inverter cihazları, elektrik depolama tesislerinin depolama hücresi, modül, inverter, konverter gibi katma değerli komponentlerinin yerli üretimini teşvik edecek, yenilenebilir enerji atağını cari açığı arttırmadan gerçekleştireceğiz. Yenilenebilir enerji santralleri ve elektrik depolama tesislerinde kullanılan ekipmanların yerli üretimini yan sanayileriyle beraber teşvik edeceğiz.

Enerji Eylem Planı - Bölüm 5

26. Yenilenebilir enerji potansiyelimizi etkin şekilde hayata geçirmek için YEKDEM modelini güncelleyeceğiz. 

YEKDEM mekanizması yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik etmek için geçici bir tür sübvansiyon aracı rolündedir. YEKDEM’in yeni piyasa şartlarına göre güncellenmesi sektör temsilcileri ve diğer paydaşlar ile istişare ederek uzun vadede kademeli olarak azaltılmalı ve bu mekanizmaya ihtiyaç kalmayacak sistemlere geçilmelidir. YEKDEM’i değişen piyasa şartlarına ve fiyatlarına bağlı bir şekilde tekrar tasarlayacağız. Zaman içerisinde kademeli olarak bu desteğe ihtiyacın kalmayacağı bir sisteme geçeceğiz.

 

27. Rezervuarlı barajların ve sulama kanallarının üzerine GES kurmanın önünü açacağız

Kamu tarafından işletilen rezervuarlı barajların üzerine GES’ler kurarak arzın artmasını, enerji üretiminin istikrarlı hale gelmesini ve buharlaşmanın azalmasını sağlayacağız.

Sulama kanalları üzerine güneş paneli kurulmasına yönelik çalışmalar yapacağız. Bu konularla ilgili mevzuattaki eksiklikleri gidereceğiz. Teknik problemlerin çözümüne yönelik detay mühendislik çalışmaları yaptıracağız, Ar-Ge faaliyetlerini destekleyeceğiz. Kamu barajlarında ve sulama kanalları üzerinde güneş santralleri kurulması için mevzuatı güncelleyecek, bu yatırımları ihale edeceğiz. Özel barajlarda ise spot piyasa fiyatlarını esas alan modeller ile bu tip ilave elektrik üretiminin önünü açacağız.

 

28. Yenilenebilir enerji santrallerinin tarım alanlarına ve tarımsal faaliyetlere olumsuz etkilerini yatırım aşamasından başlayarak önleyeceğiz. 

Jeotermal yatırımlarının Aydın, Nazilli gibi incir üretiminin olduğu belirli bölgelerde tarımsal faaliyetlere olumsuz etkiler yaptığı görülmektedir. JES yatırımlarında re-enjeksiyon yapılmaması ve gereğinden fazla tarım arazisi işgal edildiği yönünde gözlemler mevcut. Yine Rüzgâr Enerji Santrallerinin arıcılık faaliyetlerini olumsuz etkilediğine dair bulgular var. Yenilenebilir enerji santrallerinin tarım alanlarına ve tarımsal faaliyetlere yaptığı olumsuz etkileri belirleyerek gerekli önlemleri alacağız.

 

29. Paris İklim Anlaşması’nın hedefini ve gerekliliklerini yerine getirecek; Anlaşma prensipleri doğrultusunda 2050 yılı Net Sıfır Karbon Emisyonu hedefi koyacağız. 

Paris İklim Anlaşması’nın uygulanması hususunda enerji sektörü bazında somut adımlar atacağız. Sürdürülebilir kalkınma ilkesini benimseyerek emisyonlarımızı azaltacak ve düşük karbonlu ekonomi/enerji üretimi ilkesiyle büyüyeceğiz. Net sıfır emisyon hedefi koyarak iklim değişikliğine karşı öncü adımlar atan büyük ekonomiler arasında yer alacağız. Paris İklim Anlaşması kapsamında emisyon azaltım hedefini içeren Ulusal Katkı Beyanımızı sektörel bazda ve net sıfır hedefimiz doğrultusunda güncelleyecek; Anlaşma’nın periyodik raporlamalar dahil olmak üzere gerekli tüm koşulları sağlayacağız. Paris İklim Anlaşması’nın uygulanması için özel/özerk merkezi ve yerel idareler ile eşgüdüm içinde çalışacağız. Paris İklim Anlaşması’nı uygulamakla sorumlu bir eşgüdüm kurulu oluşturacağız. Paris İklim Anlaşması kapsamında Türkiye’nin alması gereken fonlara ulaşacağız. Kömürden en geç 2040’ta çıkış hedefi için gerekli araştırma ve çalışmaları ikmal edeceğiz. Kömürden çıkarken ‘Adil Dönüşüm’ ilkesiyle süreçte olumsuz etkilenecek yurttaşların kayıplarını telafi etmek amacıyla yeşil istihdam olanakları sağlayacağız.

 

30. Çevresel koşulları göz önüne alarak düşük veya sıfır karbonlu yakıtların ulaşımda kullanılabilmesi için mevzuatı hazırlayıp yürüteceğiz. 

Karbondioksit salımını azaltmak amacıyla düşük karbonlu yakıtların özellikle kara ulaşımında yaygınlaşması adına altyapı ve mevzuat düzenleme çalışmalarını hayata geçireceğiz. Düşük karbonlu yakıtlar kullanan demiryolu, kara ve deniz ulaştırma araçlarının yaygınlaşmasının önündeki idari engelleri kaldıracağız.

 

31. Teknolojideki son gelişmeleri de dikkate alarak nükleer enerjinin karbonsuz ve kesintisiz güç sağlama potansiyelinden alım garantileri vermeden faydalanacağız. 

İklim değişikliği ve küresel jeopolitik gelişmeler karbonsuz ve kesintisiz elektrik üretiminde nükleer teknolojilerin gelecekte de gündemde kalmayı sürdüreceğine işaret ediyor. Özellikle orta ve küçük ölçekli reaktörlere (SMR) dair çalışmalar çoğalıyor, yeni tip reaktörlerin geliştirilmesi ve uranyum dışında toryum gibi yakıtların potansiyelinin araştırılması yönünde faaliyetler hızlanıyor.

Anılan konulardaki AR-GE’ ve yatırımlar ülkemizde de desteklenmeli. Küçük ve orta boy reaktörler (SMR) dahil nükleer santrallerin yapılıp işletilebilmesi için mevzuatı güncelleyeceğiz. Toryum ve benzeri yeni nükleer yakıta dayalı teknolojilerin AR-GE çalışmalarını destekleyeceğiz. Nükleer Denetleme Kurumu’nu teknik ve idari kadro olarak güçlendireceğiz.

 

32. Ulaşımda elektrik ve hidrojen dönüşümünü gerçekleştireceğiz. 

Ulaşımda Elektrik ve Hidrojen Dönüşümü Master Planı’nı hazırlayarak tüm ülke genelinde karayolu ve demiryolu taşımacılığında elektrik ve hidrojen kullanan araçları yaygınlaştıracağız. Kademeli olarak ilgili altyapı yatırımlarını gerçekleştirecek ve şarj istasyonlarının kurulumunu teşvik edeceğiz.

Aynı şekilde deniz ve hava araçlarında da hidrojenin ve amonyak gibi farklı formların önünü açacağız. Elektrik ve Hidrojen Dönüşüm Master Planı’nı hazırlayıp uygulamaya başlayacağız. Hidrojen üretim, depolama ve kullanım teknolojileri ile ilgili AR-GE, pilot tesisleri ve diğer yatırım projelerini teşvik edeceğiz. Hidrojene ve elektrikli ulaşım araçlarına geçişi kolaylaştırmak için mevzuatı uyarlayacağız. Doğal gaz boru hatlarına hidrojen karışımı için çalışmaları tamamlayacağız. Elektrik şarj istasyonları için yönetmelikleri iyileştireceğiz.

 

33. Şehir ve bölge ısıtması için jeotermal kaynakların kullanılabileceği sahaları tespit edeceğiz. 

MTA tarafından amaçsal uygunluğu tespit edilen jeotermal kaynakların şehir ve bölge ısıtmasında kullanılması temiz enerji ve enerjide dışa bağlılık konularında avantaj sağlayacaktır. Böylece yerleşim yerlerinin ısıtılmasına uygun kaynak potansiyeline sahip illerdeki jeotermal sahalar yerinde değerlendirilmiş ve mahalli ekonomiye doğrudan katkı sağlamış olacaktır.

İlk elde bugüne kadar toplanmış bulunan jeotermal sondaj bilgilerini değerlendirerek şehir ve bölge ısıtması yapılabilecek alanları belirleyeceğiz. Bir pilot uygulama alanı seçerek ilgili yerel yönetimin yatırım çalışmasını her yönüyle destekleyeceğiz. Uygulama sonuçlarına göre jeotermal kaynakların ısıtmada kullanımının uygun bölgelerde yaygınlaşması için gerekli altyapı ve mevzuat çalışmalarını ikmal edeceğiz.

 

34. Batarya ve diğer enerji depolama yöntemleri ile karbon yakalama, kullanma ve depolama (CCUS) teknolojilerini geliştireceğiz. 

Yenilikçi enerji depolama ile ilgili donanım ve yazılım teknolojilerine ait AR-GE faaliyetlerinin önünü açarak bu alanda öncü duruma geleceğiz. İdari süreçleri kolaylaştırarak yeni teknolojilerin süratle piyasalara intikalini sağlayacağız. Batarya, enerji depolama, karbon yakalama, kullanma ve depolama (CCUS) ile ilgili uzman personel yetişmesini sağlayacağız.

Hedef teknolojileri geliştirilmesi için üniversiteler bünyesinde ve/veya bağımsız enstitüler kuracağız. Bu teknolojilere yatırım yapan ve bu teknolojileri kullanan şirketlere vergisel veya finansal destek sağlayacağız. Özel şirketlerin uluslararası ortaklarıyla yurtiçinde AR-GE ve diğer konularda çalışmasını teşvik edeceğiz. Patent mekanizmalarını ve fikri mülkiyeti koruma mevzuatını kuvvetlendireceğiz.

 

35. Hidrojen teknolojilerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasında öncü olacağız. 

Hidrojen teknolojilerinin AR-GE süreçlerine destek olarak ülkemiz şirket ve üniversitelerinin bu konularda öncü olmasını sağlayacağız. Hidrojene geçiş süreci böylece ülkemiz için önemli bir katma değer kaynağı olacaktır. Hidrojen teknolojileri ile ilgili uzman personel yetişmesini sağlayacağız.

Hedef teknolojileri geliştirilmesi için üniversiteler bünyesinde ve/veya bağımsız enstitüler kuracağız. Özel şirketlerin uluslararası ortaklarıyla yurtiçinde AR-GE ve diğer konularda ortak çalışmasını teşvik edeceğiz. Patent ve fikri mülkiyeti koruma mevzuatını kuvvetlendireceğiz. AB’nin hidrojen AR-GE fonlarından yararlanılabilmesini kolaylaştıracağız.

 

36. Küçük ölçekli biyogaz tesislerini yaygınlaştıracağız. 

Enerji ve gübre üretiminin yanı sıra çevre ile uyumlu atık yönetiminde büyük fayda sağlayan biyogaz tesislerinin küçük ölçekte de yaygınlaşmasının önündeki engellerin kaldırılması gerekmektedir.

Biyolojik atıklarının biyogaz tesislerinde değerlendirmesinin önündeki idari engelleri kaldıracağız ve gerekli teşvikleri sunacağız. Uygun yerlerde biyogaz tesislerinin kurulması için hukuki çerçeve oluşturacağız.

Enerji Eylem Planı - Bölüm 6

37. Karbondioksit depolamaya uygun jeolojik yapılarımızı belirleyip kullanıma açacağız. Avrupa karbon piyasalarından kaynak girişi sağlayacağız. 

Karbon depolama ile hem ülkemizin Paris İklim Anlaşması yükümlülüklerini yerine getirmesini hem uluslararası karbon piyasalarından gelir elde etmesini sağlayacağız. Bu şekilde mavi hidrojen ve amonyak üretiminin önünü açarken geçiş dönemi için düşük karbonlu yakıtlarının kullanılmasının devamını sağlayacağız. (Mavi, üretim sürecinde çıkan CO2’nin yer altında depolanması kaydıyla fosil yakıtlardan üretilen hidrojen ve o hidrojenden üretilen amonyağın temsili rengidir.

CO2 depolanmıyor, havaya salınıyorsa, temsili renk doğalgazdan üretim için gri, kömürden üretim için kara oluyor.) Ulusal karbon borsasını kuracak ve uluslararası benzer borsalar ile bağlantılı çalıştıracağız. MTA ve diğer kuruluşlarının ortak çalışması ile uygun karbon depo formasyonlarını (jeolojik yapıları) tespit edeceğiz. Ulusal karbon boru şebekesinin kurulması için mevzuat hazırlayıp yürüteceğiz.

 

38. Orta ve uzun vadede içten yanmalı motor yerine elektrikli araçları ikame edecek Geçiş Planı kapsamında elektrik üretim ve dağıtım altyapısının güçlendirilmesini sağlayacağız. 

Türkiye’de motorlu araç üretiminin ve kullanımının belli bir takvim içinde elektrikli modellere geçişi için, otomotiv sektörüne yönelik kapsamlı bir geçiş planı hazırlayacağız. Anılan plan uyarınca enerji sektörünün hızlı bir şekilde yeni duruma hazırlıklı hale gelmesini sağlayacağız. Enerji iletim ve dağıtım altyapısının yaygın elektrikli araç kullanımına hazır olması için ilgili şirketlerce gerekli yatırımların yapılmasını sağlayacağız. Elektrik üretim projeksiyonlarını bu kapsamda oluşacak ilave elektrik talebini gözönünde bulundurularak güncelleyeceğiz.

 

39. AB ile Enerji Faslı’nı açacak, faslı kapamanın teknik gereklerini yerine getireceğiz. 

AB Enerji Faslı’nı bütün detayları ile müzakere etmek ve gereğini yerine getirmek için kapsamlı çalışmalar yapacağız. Bütün devlet kuruluşlarının bu yönde ilerlemesi için hızlı bir şekilde gerekli reformları yapacağız. AB Enerji Faslı’nın detaylı uygulanması için koordinasyon kurulu oluşturacağız. Gerekli hukuki düzenlemeleri hayata geçireceğiz. AB ile siyasi şartlar uygun olduğunda da bu faslı kapatacağız.

 

40. Enerji yatırımlarında ÇED uygulamasını AB standartlarıyla uyumlulaştıracağız. 

Enerji yatırımlarında doğayı ve insanı olumsuz etkileyen, şeffaf yürütülmeyen ve formalite olarak görülen ÇED mekanizmalarının bilimsel, şeffaf ve adil bir şekilde uygulanması için tüm mevzuat ve süreçleri gözden geçireceğiz. ÇED süreçlerini en yüksek uluslararası standartlarda yürüteceğiz. “ÇED gerekli değildir” kararlarını sınırlandıracağız. Bu tip kararları sadece yetkin ve liyakatli kurumlar istisnai durumlarda verebilecek. Yöre halkının ve ilgili STK’ların görüşlerinin ÇED süreçlerine yansımasını sağlayacağız. ÇED raporlarının hazırlama sürecinin iyileştirilmesini ve rapora göre verilen taahhütlerin denetlenmesini etkin hale getireceğiz.

 

41. İklim krizi ile mücadelede ‘Karbon Fiyatlaması’ sistemini kuracağız. 

Karbon fiyatlaması sisteminden elde edilecek gelirler şirketlere temiz teknolojileri kullanmaları için teşvik ve vatandaşlarımızın sağlık harcamalarına destek için kullanılacaktır. Bu sayede AB’ye karbon sınır vergisi ödemek yerine, karbon salımı için yapılan vergi ödemelerini ülkemiz içinde tutacağız. Halihazırda Dünya Bankası’ndan alınan fonlarla yürütülen Karbondioksit salımı ticaret mekanizmasının kurulum çalışmalarını tamamlayacağız. Mekanizmanın kurulmasıyla elde edilecek gelirlerin temiz teknolojilerin teşvik edilmesi için kullanılmasını sağlayacağız.

 

42. Yeşil vergileme uygulamalarını hayata geçireceğiz. 

Yeni çevre vergileri konulması, mevcut vergilerin çevreye uygun hale getirilmesi, çevreyi olumsuz etkileyen sübvansiyonların ve vergilerin tedricen kaldırılması veya değiştirilmesini sağlayarak yeşil vergileme uygulamalarını güçlendireceğiz. Yeşil vergilemeye geçiş sürecini her yönüyle başlatacağız.

 

43. İş sağlığı ve güvenliği kurallarının uluslararası standartlarda bütünüyle uygulanmasını sağlayacağız. 

Tüm enerji sektöründe iş sağlığı ve güvenliği İSG kurallarının uluslararası standartlarının ülkemizde uygulanmasını sağlayacağız. Çalışanların güvenliği konusunda taviz vermeyecek, ülkemiz pratiklerini AB standartlarına kısa sürede ulaştıracağız. Mevcut kanunları gözden geçirerek günün şartlarına ve uluslararası gstandartlara göre güncelleyeceğiz. Şirketlerin yöneticilerinin ve kimi durumlarda sahiplerinin, bu konuda tam sorumluluğu üstlenmesi için gerekli düzenlemeleri yapacağız. Farkındalığı arttırmak için yoğun eğitim ve tanıtım kampanyaları yürüteceğiz.

 

44. Mühendislik şirketlerinin finans kaynağına ulaşamayan müşterileriyle enerji verimliliğini arttırmayı ve oluşan tasarrufun paylaşımını sağlayan modelleri destekleyeceğiz. 

Vatandaşın çok uygun koşullarda binalarını yalıtarak hem tasarruf etmesini hem ülke ekonomisine katkı sağlamasını temin edeceğiz. Bu konuda bugüne kadar yürütülen çalışmaları hızlandıracağız. Mühendislik servisi veren firmalarla finansa ulaşamayan hanelerin enerji tasarrufu yapmasını teminen geliştirilecek iş modellerinin önündeki hukuki ve idari engelleri kaldıracağız. Anılan modellerde iş yapılmasına özel finans destekleri tasarlayacağız. İşbu modellerin yaygınlaşması için kampanyalar yürüteceğiz.

 

45. Enerji verimliliği odaklı imar düzenlemelerini hayata geçireceğiz. 

Yeni binaların enerji verimi odaklı yapılmasını temin edeceğiz. Ayrıca mevcut bina stokunun kademeli fakat kararlı bir şekilde daha verimli bir hale getirilmesini sağlayacağız. Süratle bütün binaların mevcut sistemde en az C sınıfına denk gelen seviyeye ulaşmasını sağlayacağız. Binaların yalıtımı dışında otomasyon ile daha verimli ısıtılmasını/soğutulmasını teşvik edeceğiz. Binalarda mevcut uygulama sorunlarından hareketle enerji verimliliğini teşvik edici yeni düzenlemeler getireceğiz.

Mevzuatı binaların enerji verimli yapılması yönünde geliştireceğiz ve kuralları tavizsiz uygulayacağız. Binaların enerji kimlik belgesi ile değerlendirilme sistemini geliştireceğiz ve daha iyi uygulanmasını sağlayacağız. Yeni binalarda ve sitelerde belli kriterlere göre GES’leri ve elektrik şarj istasyonlarını zorunlu hale getireceğiz. Yeni binalarda doğalgaz yerine elektrikle ısınma, elektrikli ocak ve kazanları teşvik edecek ve böylelikle yeni binaların elektrik kaynağına dayalı olmasını hızlandıracağız.

 

46. Enerji verimliliği konusunda tüm ülke çapında seferberlik başlatacağız. 

Enerji verimliliği konusunda tüm paydaşların katılımıyla iyi uygulama örneklerini de dikkate alarak seferberlik başlatacağız ve süreci titizlikle takip edeceğiz. Enerji verimliliğini arttıran projelere teşvikler vereceğiz. Kamu kuruluşlarını enerji verimliliği karnesi üzerinden değerlendireceğiz. Dağıtık, kojenerasyon, trijenerasyon ve yerinde elektrik üretimini idari yönden kolaylaştıracağız ve teşvik edeceğiz.

 

47. Nüfusun büyük çoğunluğunun yaşadığı bölgeleri göz önünde bulundurarak kalıcı yaz saati uygulamasını sonlandıracağız. 

Kalıcı yaz saati uygulaması dikkate değer bir enerji tasarrufu sağlamadığı gibi halkımız tarafından memnuniyetle karşılanmadı ve Avrupa ülkeleriyle uyumsuzluğa yol açtı. Anılan uygulama ile Türkiye’nin en doğusundaki meridyene denk gelen saat dilimine geçilmiş oldu. Halbuki nüfusun büyük çoğunluğuna daha uygun olan UTC +3 saat dilimidir. Bu uygulamayı sonlandıracak, karanlıkta ulaşımı en aza indireceğiz.

Kalıcı yaz saati uygulamasını sonlandıracağız. Mesai ve okul saatlerinin başlangıç ve bitiş saatleri ile ilgili bölgesel esneklik sağlayacak, kararları valilikler ve belediye başkanları ile beraber yürüteceğiz.

 

48. İlkokuldan itibaren enerji tasarrufu, su kaynaklarının önemi ve yenilenebilir enerjinin önemine binaen Kaynak Kullanımı ve Enerji Verimliliği derslerini müfredata ekleyeceğiz. 

Erken yaşta farkındalık oluşturarak, gelecek nesillerin genelde kaynak kullanımına, özellikle su kullanımı ve enerjiye bakış açısını pozitif yönde geliştirmeye öncelik tanıyacağız İlk ve orta öğretim müfredatına Kaynak Kullanımı ve Enerji Verimliliği dersleri koyacağız.

Erken okul çağında su ve enerji tasarrufu üzerine ilgi ve bilinç oluşturmak için ülke çapında proje yarışmaları düzenleyeceğiz. Öğretmenler için eğitimler organize edeceğiz. TÜBİTAK bağlantılı projeler ve yarışmalar düzenlenmesi için ilgili kurumların entegrasyonunu sağlayacağız.

49. Üniversitelerde Enerji Mühendisliği bölümlerinin açılmasını sağlayarak enerji uzmanlarının yetişmesini sağlayacağız. 

Belirli ölçekteki sanayi, ticaret ve ulaştırma işletmelerinde, kamu kurumlarında, denetim, projelendirme, ölçme ve kontrol görevlerinde Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’na karşı sorumlu olarak, belirli aralıklarla vize sınavına tabi tutulacak enerji mühendislerinin çalışmasını zorunlu hale getireceğiz. Yurtdışı üniversitelerin enerji mühendisliği eğitimlerine eşdeğerde eğitim ve YÖK akreditasyonu getireceğiz. Enerjinin tüm alt bilim alanlarına özel, yüksek lisans bölümlerinin açılmasını sağlayacağız. Üniversite-Sanayi iş birliği çerçevesinde enerji projelerinin AB kaynakları ile buluşturularak ticarileştirilmesini organize edeceğiz.

İLKELERİMİZ

• 3213 Sayılı Maden Kanunu’nu yeni baştan yazacağız.

• Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü kadrosunu güçlendireceğiz.

• Sektördeki üretim baskısı sorununu ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar yapacağız.

• Elektrik kesinti sayılarını Avrupa Birliği standartlarına getireceğiz.

• Elektrikte kayıp-kaçak oranlarının düşürülmesini sağlayacak yeni düzenlemeler yapacağız, düzenli ödeme yapan son tüketici üzerindeki haksız yükü kaldıracağız.

HEDEFLERİMİZ

• Enerji maliyetlerini düşürerek tarım ve sanayi sektörlerine ivme kazandıracağız.

• Sınır ötesi elektrik ve doğalgaz ticaretini geliştireceğiz.

• Madencilik faaliyetleriyle bozulan arazilerin rehabilitasyonunu güvence altına alacağız.

• Türkiye’nin sahip olduğu maden ve metal envanterinin tespitine hız vereceğiz, sektörün milli gelirdeki payını arttıracağız.

• Madencilik izin süreçlerini öngörülebilir yapacağız ve tüm süreçleri şeffaflaştıracağız.

Madencilik ve enerjide sahici bir atılım yapmak ve dışa bağımlılığımızı azaltmak zorundayız.


Madencilik ve enerjide sahici bir atılım yapmak ve dışa bağımlılığımızı azaltmak zorundayız. Madencilik ve Enerji Politikaları Eylem Planımız bu doğrultuda çizdiğimiz istikametin detaylarını içeriyor. Enerjiden madenciliğe, dış politikadan iklim değişikliğine ve işçi haklarına kadar her alanda sözü olan bir eylem planı hazırladık.

Ülkemizin enerji güvenliğini sağlamayı hedefliyoruz. Kıyımızın bulunduğu denizlerde petrol ve doğal gaz arama ve sondaj faaliyetlerinde başarıya ulaşmak amacıyla akılcı ve barışçıl bir dış politika izleyeceğimizi şimdiden taahhüt ediyoruz. Enerji güvenliğini sağlayan bir ülkede, piyasaların serbest akış içerisinde topluma kaliteli ve uygun hizmet sunduğu mekanizma kurmayı amaçlıyoruz. Enerji piyasalarının düzenlenmesinde kurallı rekabeti, hukuki öngörülebilirliği ve özgürlük iklimini esas alıyoruz. Küresel fiyat dalgalanmaları ve Türkiye’nin hatalı kur politikaları nedeniyle dar gelirli vatandaşların kâbusu haline gelen enerji faturalarını hafifletmeyi sosyal devlet anlayışımızın bir uzantısı olarak görüyoruz. Tüm vatandaşlarımızın enerjiye rahatlıkla erişimini garanti altına almayı hedefliyoruz.

Madencilik açısından ise ülkemizin acı ve kahır dolu tarihinin bilincindeyiz. Yaşadığımız yüzyılda yaşanan facialarda madencilerimizin hayatını kaybetmesine, bu faaliyetlerde çevrenin tahrip edilmesine tahammülümüz yok. O nedenle iş güvenliği ve işçi sağlığını hiçe sayan tedbirsizliğe ve çevrenin tehdit edilmesine sıfır tolerans göstereceğiz. Madencilik sektörünü emek ve çevre dostu madencilik anlayışıyla güçlendireceğiz. Sektörün kalkınmamızdaki payını, gelişmiş demokrasileri örnek alarak büyüteceğiz. Eylem planımız, enerji ve madencilik alanında gerçekleştireceğimiz büyük atılımın somut adımlarını içeriyor. Ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Eylem planımız, ülkemize, çağımızın en büyük küresel krizine karşı bir yön kazandırma çabasıdır.

Bir yaşam ve gezegen savunmasıdır.

Gezegenimizi korumayı insanlık, ülkemizde yeşil dönüşüme öncülük yapmayı ise yurttaşlık sorumluluğu olarak kabul eden bir anlayışın ürünüdür.

Biz, doğa hakları ve çevre konusunu nesiller arası adalet ilkesini esas alarak kavrayan bir partiyiz. Bu toprakların bizden sonraki sakinlerine bırakmak istediğimiz Türkiye hayalimiz, dünyanın karşı karşıya olduğu iklim krizine verdiğimiz yanıtın sac ayaklarını oluşturuyor.Kirliliğin küresel iklim değişikliğini tetiklediği bir zamanda yaşadığımızın farkındayız. Bu nedenle ülkemizde çevre kirliliğiyle, hava kirliliğiyle, su kirliliğiyle, plastik kirliliğiyle mücadeleyi ön sıralara koyuyoruz. Öte yandan, yerkürede bazı alışkanlıkların değişmesinin vakti geldi. Dünyanın Yeşil Mutabakatı konuştuğu bir evredeyiz. Enerji, ulaşım, sanayi, tarım ve diğer pek çok alanda sektör bazlı yenilikler tüm dünyanın gündeminde.Biz de Türkiye’yi üretim süreçlerinde yapacağımız yeşil yeniliklerle beraber sürdürülebilir büyüme hedeflerimize ulaştıracağımızı öngörüyoruz. Ülkemizin küresel iklim değişikliğine karşı uluslararası çapta öncü adımlar atan büyük ekonomiler arasına girmesini amaçlıyoruz.Türkiye’nin yeşil dönüşümü DEVA Partisi’nin öncülüğünde yaşayacağını iddia ediyoruz.

Okumaya Devam Et Küçült
Madencilik ve Enerji Eylem Plani Ali Babacan

Ali BABACAN

DEVA Partisi Genel Başkanı
Candan Karlıtekin

Candan Karlıtekin

Tarım, Enerji, Ulaştırma Politikaları Başkanı

DEVA Partisi’nin çözüm önerilerinin, eş anlı olarak madenciliğin ülke kalkınmasına, yani gayrisafi milli hasılamıza yapacağı katkıyı en az 3 katına çıkartacağını hesapladık

Partimizin on dördüncü eylem planında son derece önemli iki başlığı ele aldık. Türkiye’yi gelişmiş ülkeler ligine yükseltme niyetiyle hazırladığımız eylem planımızda tek tek somut adımlar belirledik.

Kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerimizi yazılı olarak işaret ettik. Kendimizi madencilik ile enerjinin kesiştiği noktalarla sınırlamadık. Her iki alanın da tüm ihtiyaçlarını masaya yatırarak iki sektörü de kuşatan köklü yenilikler hazırladık.

Maalesef enerjide dışa bağımlılık ülkemizin siyasal ve ekonomik manevra alanını daraltırken, enerji maliyetlerindeki her bir artış vatandaşlarımıza geçim sıkıntısı olarak dönüyor. Türkiye’nin önünde belirsizliklerle dolu bir tablo var: Fosil kaynaklara sahip değiliz ama enerjiyi verimli kullanmaya dönük çalışmalarımız da hâlâ emekleme aşamasında. Karbon salımını 2050 yılında ‘net sıfır’ seviyesine çekmeyi hedefliyoruz ama hâlâ yerli ve yenilenebilir kaynaklardan yeterli ölçüde faydalanamıyoruz.

DEVA Partisi olarak kurguladığımız zeminde uygulayacağımız sağlıklı bir enerji politikasının belirsizlikleri aşacağına inanıyoruz. 7/24 emre amade hizmet verebilen hidroelektrik santral kapasitesi bakımından neredeyse doygunluğa ulaşan Türkiye bir kavşak noktasında.

Yerli veya ithal kömürle elde edilen enerjinin iklim değişikliği nedeniyle kısıtlanması, izlenecek politikaları bir yol ayrımına sürüklüyor. Sektörün başı belada. Enerji piyasasına yapılan müdahaleler sektörün en ciddi sorunlarının başında geliyor. Hukuki güvenlik ve belirlilik ilkesi uygulanmayınca yatırımcı gelmiyor, hatta kaçıyor. Bu müdahaleler nedeniyle elektrik piyasasında fiyatlar serbestçe oluşamıyor. Kamu otoritesinin yetkisiyle donatılan karar vericiler; bildiğimiz ve reddettiğimiz hevesleri ve zafiyetleri nedeniyle rekabetçi bir piyasayı tercih etmiyor. Böylece devlet, üreticiye alan açmıyor. Yatırımların akmasını istemese de engelliyor. İşleyen serbest piyasalar yoluyla tüketiciye uygun ve kaliteli hizmet sunmak yerine sübvansiyonlarla bütçeye yükleniyor.

Oysa Türkiye’nin bir mecburiyeti var: Kaynak çeşitliliği yaratmak, dışa bağımlılığı ciddi ölçüde azaltmak, rüzgâr, güneş ve jeotermal kaynaklardan üretilen elektriği maksimum düzeye ulaştırmak, iletim ağları dahil tüm altyapı eksikliklerini gidererek yenilenebilir enerji potansiyelini sonuna kadar kullanmak. Biz bu hedeflerimize ulaşmak için sektördeki yatırımcıyı cesaretlendirecek adımları atmayı öneriyoruz. Kamu yararını esas alan bir yaklaşımla, anlaşılır, sade ve uygulanabilir kurallar etrafında büyüyen bir piyasa oluşturmanın izini sürüyoruz. Öte yandan, bu eylem planımızda maden varlıklarımızın en doğru şekilde işlenmesi için bir dizi yol haritası çizdik. Biz, binlerce madencisini yerin dibinden çıkarıp toprağın altına gömen bir ülkenin yurttaşıyız. Madencilik denildiğinde aklımıza her şeyden önce işçi sağlığı ve iş güvenliği geliyor. Çünkü maden facialarının bir türlü durdurulamaması, özellikle kapalı işletmelerde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin sonuç vermemesi ve denetimdeki zafiyetler hepimizi büyük acılarla yüz yüze bırakıyor.

Yaşadığımız her bir acı bizi birtakım ahlaki ve hukuki kurallarla bağlıyor: Eğer bir madende son teknoloji kullanılmıyorsa, yapılan denetimler ve verilen eğitim yetersizse, olmazsa olmaz yatırımların toplam maliyeti, hasılayı kurtarmıyorsa yapılacak iş basittir: O maden işletilmemelidir. Tam da bu nedenle sorumlu madencilik ilkelerini kılavuz edindik. Demokratik ülkelerdeki gibi işletmeleri sıkı denetime tabi tutan, işletmenin ve işçilerin üzerinden üretim baskısını alan bir sektör yapısı kurguladık. İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile çevre hassasiyetini azami düzeyde koruyan bir çözüm paketi sunduk. DEVA Partisi’nin çözüm önerilerinin, eş anlı olarak madenciliğin ülke kalkınmasına, yani gayrisafi milli hasılamıza yapacağı katkıyı en az 3 katına çıkartacağını hesapladık. Sektörün yaşadığı gerilimlerin farkındayız. Üretim ve istihdam ile çevre duyarlılığı arasında en elverişli dengede duruyoruz. Madencilik ile tarım arasında çatışan değil, birbirini besleyen bir ilişki kurmak istiyoruz. Sektördeki yatırımcıların ruhsat güvenliğine ilişkin kaygılarını, yukarıda sözünü ettiğim gibi hukuki güvenlik ve belirlilik ilkesi çerçevesinde dikkate alan bir yaklaşım benimsiyoruz. Partimizin Eylem Planımızda yer alan tüm maddelerin aslında tek bir taahhüdü var: Demokratik, özgür ve müreffeh bir Türkiye’ye olan yolculuğun başarıyla sürdürülmesi için madencilik ve enerji alanlarında da en gelişmiş düzeydeki yerimizi almak.

Okumaya Devam Et Küçült

Madencilik izin süreçlerini öngörülebilir yapacağız ve tüm süreçleri şeffaflaştıracağız

Şeffaflık ve öngörülebilirlik, madencilik sektörü için de çok hayati bir konudur.

Madencilikte öngörülebilirliğin sağlanması için ruhsat devri, Rodövans, arama ve işletme ruhsatı, ruhsat temdidi, işletme izni vb. işlemlerin hangi kriterlere göre değerlendirildiği ve ne kadar sürede izin verileceğinin netlikle bilinmesi zorunluluk arz etmektedir. Bu işlemlerin süresinin bilinmesi ve ilgili işlemlerin, devlet nezdinde ruhsat süreçlerini yöneten sadece MAPEG tarafından yürütülmesi, diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla olan iş ve işlemlerin koordine edilmesi ve sonuçlandırılması elzemdir.

Bu yolla, danışmanlık hizmetleri veya herhangi nam altında maruz kalınan rüşvet ve yolsuzluk olaylarının önüne geçilmelidir. Riskli ve pahalı bir yatırım alanı olan madencilikte projelerin finans kaynağı bulabilmesi siyaset temaslı değil aksine şeffaf süreçler sayesinde mümkündür. Sektörün gelişmesi şeffaflık ve öngörülebilirliğe bağlıdır.

Enerji maliyetlerini düşürerek tarım ve sanayi sektörlerine ivme kazandıracağız

Etkin piyasa mekanizmaları ve vergi indirimleri ile enerji maliyetlerini düşürerek, tarım ve sanayinin ivme kazanmasını ve rekabet güçlerinin artmasını sağlayacağız. Böylece enerji sektöründe yatırımlar ve üretim artacak, rekabetçi yapı sayesinde tarım ve sanayi ürünlerinde tüketici fiyatları daha uygun hale gelecek, cari açık olumlu yönde etkilenecek.

Tarımsal kullanımda mazottan ÖTV almayacağız. Rekabetçi piyasa yapısıyla elektrik üretiminin artması ve kaynaklarının çeşitlendirilmesi ile maliyet düşüşleri sağlayacağız.

Vergi sisteminin gözden geçirilerek fiyat mekanizmalarını bozucu etkilerini en aza indireceğiz. Hidrokarbon arama ve sondaj faaliyetlerini çevre politikalarımız çerçevesinde hızlandıracağız.

Elektrik kesinti sayılarını Avrupa Birliği standartlarına getireceğiz

Elektrik dağıtım şirketlerinin yatırım, bakım ve arızaya müdahalede yaşattığı zafiyetleri gidereceğiz.

Ticari temelli uygulamalarının aynı zamanda hizmet kalitesi temelli uygulamalara etkin ve uygulanabilir şekilde dönüşümünü sağlayacağız.

Dağıtım şirketlerinin elektrik kesinti performansına göre ödül/ceza mekanizmalarını hayata geçireceğiz.

90 ve 360 gününde uygulanacak eylem planları hiç duydunuz mu?

DEVA iktidarının ilk 90 ve 360 gününde uygulanacak eylem planları

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp
Telegram
Email
Print
Skip to content