DEVA Partisi olarak, üniversitelerin faaliyetlerini özgür biçimde gerçekleştirmesini sağlayacağız. Üniversiteleri dışarıdan müdahalelere karşı koruyacağız.
• Yeni nesil üniversite modelinin önünü açacağız ve yaygınlaştıracağız.
• Üniversitelerimizde doğru ve liyakatlı kadroların göreve gelmesini ve görevde kalmasını sağlacağız.
• Akademisyenlerin ifade hürriyeti ve siyaset yapmaları önündeki engelleri kaldıracağız.
• KYK kredi ve burslarının dağıtım süreçlerini şeffaf hale getireceğiz
• Burs ve kredileri Eğitim Destek Banka Kartı’na yatıracağız.
• Yükseköğretimde haberleşme ve bulut alt yapısına yatırım yapacağız.
• YÖK’ü kaldıracağız. Üniversitelerin idari, mali ve bilimsel özerkliğini tesis edeceğiz.
• Üniversiteye giriş sınavlarında fırsat eşitliğinin ve adaletin tam tesisini hedefleyeceğiz.
• Üniversite kampüslerinin halka açık olmasını destekleyeceğiz. Akademisyenlerin onayı doğrultusunda halkın derslere katılımının önünü açacağız.
Türkiye, üniversitelerindeki nitelikli eğitim sayesinde yarınlara emin adımlarla ilerleyecek. Tam da bu inançla önümüze somut eylemler koyduk. Yeni dünyanın dinamiklerini iyi kavrayan, üniversite sistemini gelişmiş standartlara göre yenileyen ve dünyaya bilgi ihraç eden bir Türkiye hedefiyle yola koyulduk.
Bir yandan çağı yakalama yönünde hamleler planlarken, diğer yandan da ülkemizin sorunlarına çözüm üreten bir anlayışla elinizdeki eylem planını hazırladık.
Başarının kapısını açacak anahtarın özgürlük olduğunu biliyoruz.
Öncelikle geçtiğimiz yıllarda kaybolan eğitimde fırsat eşitliğini geri kazanacağız.
YÖK gibi askerî darbe kalıntısı vesayet kurumlarının Türkiye’nin yarınlarında yerinin olmadığını düşünüyoruz.
Üniversiteleri özgürleştiren, akademik özgürlükleri sonuna kadar genişleten ve eleştirel düşüncenin önünü açan bir yaklaşımla hareket ediyoruz.
Öte yandan yükseköğretim ile kalkınma hedefleri arasındaki kopukluğun giderilmesini ülkemiz açısından stratejik bir mesele olarak ele alıyoruz. Eğitim alanında yapacağımız atılımla Türkiye’yi orta gelir tuzağından çıkarma kararlılığımızı koruyoruz.
Bu doğrultuda eğitim hayatı ile çalışma hayatı arasında uyumu öngören bir yenilik tasarlıyoruz. Üniversiteleri çağın ihtiyaçlarına paralel olarak hayat boyu eğitim veren kurumlara dönüştürmeyi amaçlıyoruz.
Elinizdeki eylem planında rektöründen öğrencisine, akademisyeninden teknolojik altyapısına dek bir üniversitenin tüm unsurlarını çerçeveleyen gerçekçi çözüm önerileri bulacaksınız.
Türkiye’yi bilgi üreten kurumlarımızın niteliğini yükselterek kanatlandıracağız.
Transistörün keşfi ile gelen minyatürleşme ve beraberinde getirdiği mikro elektronik devrimi ile gerçekleşen hesaplama, saklama ve haberleşme teknolojilerinin yarattığı inovasyon değer zinciri bütün dünyayı içine alarak dönüştürmektedir.
Son yüz yıldır dünyanın teknoloji temelli dönüşümü belli başlı üniversiteler ile başlamıştır. Üniversiteler, bu süreçte ülkelerinin insan sermayesini yetiştirmiş ve ekonomik kalkınma dinamosu olarak katkı vermiştir. Yaratıcılık ve inovasyon merkezleri olarak küresel rekabet gücünü arttırmıştır. Yetenekli ve başarılı insanları bölgelerine çekmiştir. Uluslararası bağlantıların artmasını sağlamış, oluşturdukları sinerjiyle yaratılan değerleri katlayarak büyütmüştür.
Üniversiteler, bunlara ek olarak bulundukları şehrin yaşam kalitesini arttırmış, toplumsal sorunlara çözüm aramış, güçsüz kesimlerin toplumun bir parçası olması için çalışmalar yapmış ve demokrasi için okul olmuştur.
Bugün ülkeler, hayatın her alanındaki teknolojik ilerlemelerin yarattığı etkilerin üst üste binmesiyle oluşan dijitalleşme, otomasyon ve ölçeklenme gücüne karşı ulusal inovasyon sistemlerini yenilemek için çalışmaktadır. Bu süreçte dijitalleşme, bilgiyi, girişimciliği ve finansmanı sınırlardan bağımsız hale getirmiş; otomasyon meslek tanımlarını hızla değiştirmiş; ve ölçek ekonomileri kazananın her şeyi aldığı monopol ekonomisinin önünü açmıştır.
Dünyada üniversite anlayışı bu devinimin ritmini yakalamak için yenilenmektedir. Üniversiteler bu zamana kadar sırasıyla bilgi, formasyon ve sosyal ağ sağlarken şimdi bu sıralama bilginin hızla ulaşılır olmasıyla tersine dönmeye başlamıştır. Sosyal ağlar ve formasyon anlamında öğrencilerini hazırlayan ve gerekli bilgi ve beceriyle donatan üniversitelerden mezun olan öğrencilerin, meslek hayatlarına daha hazır ve istihdam garantili şekilde başlaması beklenmektedir. Ülkeler, yeni dünyanın getirdiği ölçek ve çarpan etkisini yakalayabilecek insan kaynağı ihtiyacına, üniversitelerini hayat boyu eğitim veren kurumlara dönüştürerek cevap vermeye çalışmaktadır.
DEVA Partisi olarak yükseköğretim stratejimizin, ülkemizin teknoloji dalgalarıyla şekillenen yeni dünyada yerini alması için “yeni üniversite modeli” ile yapılanması gerektiğini düşünüyoruz. Yeni dünyanın anlayışı, sanayi toplumunun katı disiplininden ziyade çeşitliliğe, sübjektif karar vermeye ve insana değer vererek pırıltısını çıkarmaya dönüktür. Yeni üniversite modeli bu anlayışın ülkemizde tesisini hedeflemelidir.
Yeni üniversite modeli, bugünkü genç nüfusun sebep olduğu sayısal artışın getirdiği plansızlığa, üniversite eğitiminin ülkelere özgü olmaktan çıkmasının yarattığı dijitalleşme ile ölçeklenerek sınırları aşabilen küreselleşme tehlikesine, yönetimsel olarak aşırı merkeziyetleşmenin getirdiği asgari müştereklerde buluşmanın getirdiği vasatlaşmaya ve diploma kalitesinin istihdam yaratmada işlevsizliğine çözüm olmalıdır.
Yeni yapılanma ile üniversiteler, otomasyonun mesleklerin geleceklerini değiştirmesini, yeni ekonominin getirdiği ‘gig’ ekonomisini, yeni teknolojilerin bütün meslekler için kritik hale gelmesinin beraberinde getirdiği geleceğin mesleklerini, temel araştırma ile araştırmaların ticarileşme potansiyelinin dengeli dağılımını dikkate almalıdır.
Üniversiteler, pandemi ile birlikte çevrimiçi hayata olan direncin kırılmasını, küresel tedarik zincirlerinin sorgulanarak geliştirilen kampsal yedekleme stratejilerini, Çin ve Trump’ın ikinci soğuk savaşı teknoloji alanında başlatmasını, Brexit ile AB araştırma yapısının değişmesini, Rusya-Ukrayna savaşı ile oluşan beyin göçünü dikkate almalıdır.
Bunların ışığında üniversiteler, dünyanın yeni endüstri modeli olan monopol ekonomisine aday şirketlerimizi, elektrikli araç ve 5G gibi teknoloji inisiyatiflerini, yeni nesil savunma sanayi sektörümüzü ve oyun sektörü gibi ülkemizin öncülüğünü yapabileceği tematik ekosistemleri geliştirmek ve büyütmek için gerçek anlamda üniversite-sanayi iş birliğini fırsat pencereleri kaçmadan hızla tesis etmelidirler.
Bu dinamikler çerçevesinde, üniversitelerimizin temel olarak yeni bilgi ve yeni alanları kapsayacak bir programı çevik
ve dinamik bir şekilde oluşturabilmesi gerekmektedir; mezunlarımızın dünya çapında iş bulabilmesi hedeflenmelidir; araştırmada ise bilginin bölgesel, ulusal ve küresel kalkınmaya belli oranlar dahilinde katkıda bulunması hedeflenmelidir.
Bu minvalde, üniversite yönetimi, geçmişten geleceğe uzun vadeli bakabilen ve kısa vadeli aksiyon alabilen bir anlayışı içselleştirmelidir. Üniversiteler, yönetsel kararlarında, rasyonel, duygusal ve sübjektif bakış açılarını tesis edebilmelidir. Üniversiteler, araştırmalarını temel araştırma, merak temelli araştırma ve uygulamalı araştırma şeklinde dengeli kurgulayabilmelidir. Üniversiteler, diploma ve istihdam başarısı için kısa ve uzun vadeli müfredat ve programları hızla güncelleyebilmelidir.
Ve her üniversite bu vizyonu tesis ederken kendine özgü değişkenleri dikkate almalıdır. Bu değişkenler, öncelikle üniversitenin akademik kadrosudur, idari yetkinlikleridir, alt yapı imkanlarıdır, bulunduğu bölgedir, öğrencilerinin kalitesidir ve mezunlarının başarısıdır… Dolayısıyla, her üniversite için vizyon ve yönetim oluşturulurken üniversitenin değişkenlerini dikkate alan en optimum kurgu yapılmalıdır.
Yeni üniversite modeli bir anlamda bu gerçekleri dikkate almalı; geleceğe bakan ve hızlı koşanın daha hızlı koşacağı bir yapıyı tesis edebilmeli; üniversiteleri asgari müştereklerde eşitlemekten kaçınmalı ve uzun vadeli bir vizyonu üniversitenin DNA’sına göre tesis edebilmeli ve hatta ötesinde korumalıdır.
DEVA Partisi olarak dokuz yüz yılık bir kurum olan üniversiteyi, insanlığın en önemli kültürel miraslarından biri olarak görüyoruz. Günümüze kadar olan gelişiminde uzun vadeli, mantıklı ve soğukkanlı değerlendirmelerin hâkim olduğu böyle bir kuruma, bugünkünden çok daha uygun bir yönetim tarzını hedefliyoruz.
Bu vizyonda, üniversitelerin idari, mali ve bilimsel özerkliğini sağlamayı ve böylelikle üniversitelerin bizi, bilinmezlerle dolu bu dünyanın beraberinde getirdiği yarışa hazırlamalarını amaçlıyoruz. Orta gelir tuzağından çıkmak ve “yükselen Türkiye” için atılım yapmak üzere üniversitelerimizi daha öte bir anlayışla ve ekonomi, kalkınma, teknoloji, kültür planlarımızla eşgüdümlü ele almamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu vizyonumuzun ilk adımı olarak 90 ve 360 günlük eylem planımızı bilgilerinize sunarız.
Üniversitelerin faaliyetlerini özgür biçimde gerçekleştirmesini sağlayacağız. Üniversiteleri dışarıdan müdahalelere karşı koruyacağız.
Yükseköğretim kurumlarını ülkemizin ekonomik ve toplumsal kalkınması hedefi doğrultusunda yenileyeceğiz. Bilim dünyasını yarına atılım için seferber edeceğiz.
Üniversitelerimizi, dünyadaki başarılı öğrenciler için bir cazibe merkezi haline getireceğiz. Öğrencilerin nitelikli eğitim almalarını sağlayacağız.
© 2022 Copyright @ Tüm Haklar Deva Partisi’ne aittir.
Veri Güvenliği ve Çerez Politikamız
Erişilebilirlik Araçları