Kültür ve sanatın gücüyle bir gelecek hayal etmek.
Kültürel Demokrasiyi, temel olarak tüm vatandaşlarımızın kültürel faaliyetlere eşit ve adil biçimde ulaşabilmesi anlamında tanımlıyoruz. Kültürel demokrasinin iki boyutu bulunmaktadır. İlk olarak günümüzde bölgesel ve yerel düzeyde sosyoekonomik farklılaşmalar nedeniyle kültür ve sanat faaliyetlerine eşit ölçüde erişim mümkün olamamaktadır. DEVA Partisi olarak, dezavantajlı kesim ve bölgeleri önceleyerek, bu farklılaşmayı gidermeyi ve tüm yurttaşlarımızın kültür ve sanat faaliyetlerine en az zahmetle ve uygun ücretler karşılığında ulaşabilmesini önemsiyoruz. İkinci olarak, kültürel demokrasi, kültür ve sanat üretimi imkanlarına adil biçimde erişilebilmesi anlamına gelmektedir. Bu noktada öne çıkan ana husus, vatandaşlarımızın kamu tarafından sağlanan destek ve imkanlardan eşit, şeffaf ve ölçülebilir kıstaslar çerçevesinde faydalanabilmelerini sağlamaktır. Maalesef günümüz Türkiye’sinde kültür ve sanat alanına ilişkin sağlanan kamusal destekler siyasi değerlendirmeler ve objektif olmayan ölçütlerle keyfî biçimde dağıtılmaktadır. DEVA Partisi olarak geliştirdiğimiz çözüm önerilerimizle buradaki adil olmayan durumu kısa süre içinde çözeceğiz.
Sanat toplumun birleştirici gücüdür. Bu minvalde sanatçılar, toplumun ortak değerler üretmesinde, bir arada yaşama iradesi geliştirmesinde, kültürel değerlerin yaşatılmasında büyük bir misyon üstlenmektedirler. Ne var ki, bugün sanatçılarımızın üstlendikleri rolleri gerçekleştirmede büyük sorunlarla baş başa kalmışlardır. Özellikle sanatsal ifade özgürlüğünün önündeki engeller nedeniyle, özgür bir biçimde sanatsal üretim yapılamamaktadır. Sanat ancak özgür olduğu noktada, üretken olabilir. Bu nedenle DEVA Partisi olarak önceliğimiz yasakçı zihniyete dur diyerek, sanatın ve sanatçının alanını serbestleştirmektir. İkinci olarak sanatçılarımız, sosyal güvenlik ve emeklilik şartları konusunda büyük bir mağduriyet yaşamaktadırlar. Birçok sanatçı alanı dışında ek işler yaparak geleceğini güvence altına almaya çalışmakta ve hatta sanat faaliyetlerini sona erdirerek başka alanlara yönelmektedir. Bu hususta, meslek tanımlarının net olmaması ve güvencesiz çalışma koşullarının yaygınlığı sanatçılarımız için en temel sorunlardır. Buradaki sorunları ivedilikle çözerek, sanatçılarımızın insan onuruna yaraşır biçimde yaşamlarını idame ettirmelerini mümkün kılacağız.
Ülkemizin üzerinde kurulu olduğu coğrafya birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, büyük bir kültürel mirasa sahiptir. Bu mirasın tüm yönleriyle ortaya çıkartılması, tanıtılması ve titizlikle korunarak gelecek nesillere aktarılması büyük bir öneme sahiptir. Oysaki günümüzde kültürel mirasımızın yeterince güçlü biçimde korunamadığına birçok örnekte şahit olmaktayız. Denetimsiz ve rehbersiz biçimde gerçekleştirilen restorasyonlar, kültür varlıklarında artan kaçakçılık vakaları, tahrip edilen veya imara açılan sit alanları sıkça gündeme gelmektedir. Kapsamlı ve bilinçli biçimde oluşturulmuş kültürel mirasa ilişkin politikamız ile alanın kronikleşmiş problemlerine DEVA olacağız. Müzeler, soyut ve somut kültürel varlıklarımızın korunması, tanıtılması ve gelecek nesillere aktarılması açısından büyük bir işlevi yerine getirmektedir. Bunun yanı sıra, çağımızın gelişen koşulları ile müze tanımı da genişlemiştir. Sosyal hayata ve toplumsal gelişime katkı sağlayan eğitim, çalışma ve eğlenme mekanları olarak kabul görmeye başlamışlardır. Hali hazırda yetersiz kaynaklar ve iyi planlanmamış projeler nedeniyle birçok müzemiz, çağdaş uluslararası standartların bir hayli gerisinde kalmıştır. DEVA partisi olarak mevcut müzeleri çağdaş standartlara ulaştıracak ve toplumumuzun eğitim/sosyal hayatının bir parçası olmasını sağlayacak güçlendirme ve revizyon çalışmaları yapacağız. Ayrıca tematik müzeler oluşturarak mevcut profili çeşitlendirecek, yerel yönetimler ve özel müze işletmeleri ile iş birliği içerisinde müze sayımızın artmasını sağlayacağız.
Dijital çağın gelişmiş araç ve yöntemleri sayesinde sınırların aşındığı bir dünyada, ülkelerin kültür ürünleri ve kültür girişimleri ile ekonomik anlamda büyük değerler yarattığı bir süreçteyiz. Turuncu ekonomi olarak adlandırılmaya başlayan bu alanda ülkemizin de ilerlemesi çok kritik bir önem taşımaktadır. Hem zengin kültür yapımızın sağlayacağı avantajla, hem genç, üretken nüfusumuzun verdiği güç ile bu alanda söz sahibi olmak ulaşılması zor bir hedef değildir. Bu hedefe, ancak kültür girişimcilerimizin kapasite ve rekabet güçlerini arttırarak ulaşılabilir. Bu kapsamda, girişimcilerimize kurumsal yapılanma, altyapı ve markalaşma alanında hızlandırma, kümelenme, eğitim ve finansmana erişim olanakları sağlayacağız. Ayrıca endüstriyel miras alanlarımızı hem ülkemizin endüstri tarihinin ortaya koyulduğu ve toplumsal hayata entegre edildiği hem de kültür endüstrilerimizin gelişimine hizmet eden merkezler olarak yeniden düzenleyeceğiz. Kültürel Diplomasi Kültür çeşitliliğimizin ve zenginliğimizin uluslararası kamuoyunda tanıtımı, Türkiye’nin uluslararası alanda yumuşak bir güç haline gelmesinde büyük bir önem arz etmektedir. Kültürel diplomasiyi bu anlamda önemsiyor ve Türkiye’nin uluslararası imajının güçlendirilmesi hususunda etkili tanıtım faaliyetlerini ve projelerini hayata geçireceğimizi beyan ediyoruz. Son söz olarak belirtmek isteriz ki, bugüne değin hak ettiği değeri göremeyen ve kronikleşmiş problemlerle boğuşan kültür sanat alanında yaşanan sorunlar bir kader değil, yanlış yönetim anlayışı ve buna bağlı uygulamaların bir sonucudur. Bu olumsuz tabloyu tersine çevirmek ve kültür-sanatı hak ettiği değere ulaştırmak amacıyla çalışmalarımızı tamamladık. Kültür ve sanatın birleştirici gücü ile yeni bir geleceği hayal eden, bu hedefte birleşen ve başaran bir Türkiye için biz hazırız, DEVA hazır.
VİZYONUMUZ
Özgür, Eşit ve Yaygın Kültür-Sanat Yaşamıyla Kalkınan bir Türkiye: “Üretken Toplum, Öncü Sanatçı”
HEDEFLERİMİZ
•Tanımlayan değil tanıyan bir anlayışla özgür, eşit ve erişilebilir bir kültür-sanat ortamı sağlamak;
•Yerelden evrensele, katılımcı ve kapsayıcı kültür politikaları geliştirmek;
•Sanatçılarımızın insan onuruna yaraşır yaşam ve üretim koşullarını güvence altına almak; •Geleneksel değerleri korurken, çağdaş yorumlara alan açmak;
•Zengin kültürel mirasımızı kapsayıcı bir yaklaşımla koruyarak, gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak;
•Kültürel zenginliğimizi uluslararası platformlarda hem geleneksel hem de çağdaş formlarıyla sergileyerek dünya barışında söz sahibi Türkiye’nin saygınlığına katkı sağlamak;
KÜLTÜR VE SANAT ALANINA AKTARILAN MALİ KAYNAKLARI ARTIRACAĞIZ
2022 yılı bütçesinde Kültür ve Turizm Bakanlığına ayrılan pay, tüm bütçe içinde binde 4’tür. Kültür ve sanat alanında gelişim kaydedilebilmesi için öncelikle mali kaynakların artırılması gerekmektedir
KEYFÎ SANSÜR UYGULAMALARINA SON VERECEĞİZ
Sanatsal ifade özgürlüğünün ve ana dilinde kültürel-sanatsal üretimin önündeki engellerin kaldırılması amacıyla, kanun ve yönetmeliklerde yer alan ilgili maddelerin muğlak ifadelerden arındırılması ve istismara açık olmayacak biçimde düzenlenmesi gerekmektedir.
FESTİVAL VE KONSER GİBİ KÜLTÜREL ETKİNLİKLERİN KEYFÎ KARARLARLA ENGELLENMESİNE SON VERECEĞİZ
Uzunca bir süredir sanat alanında benimsenen yasakçı anlayış son dönemlerde özellikle konser ve festival yasakları ile daha görünür hale gelmiştir. Mesnetsiz gerekçelerle ve keyfî karalarla yapılan festival ve konser yasaklamalarına son vereceğiz.
ÜLKEMİZDE TEHLİKE ALTINDA BULUNAN DİLLER KONUSUNDA ÇALIŞMALAR YAPILMASINI TEŞVİK EDECEĞİZ
UNESCO’nun “Tehlike Altındaki Diller Atlası” verilerine göre ülkemizde 18 dil yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunmaktadır. Çok kültürlülüğün önemli bir göstergesi olarak bu dillerin korunması ve bu dillerde kültürel/sanatsal üretimin sağlanması için gerekli tüm çalışmalar, akademik destekler alınarak yürütülecektir.
TÜRKİYE’NİN ÇOK KÜLTÜRLÜ YAPISININ KORUNMASI VE GELİŞTİRİLMESİNE YÖNELİK FON VE DESTEK MEKANİZMALARI OLUŞTURACAĞIZ
Türkiye coğrafyası çok sayıda farklı kültüre ev sahipliği yapan kadim bir coğrafyadır. Türkiye coğrafyasındaki tüm kültürlerin korunması, yaşanması, temsil edilmesi ve tanıtımı için kamusal destekler sağlanmalıdır. Ayrıca gelecek nesillere aktarılmasına zemin yaratmak için vatandaşların ihtiyaç duydukları imkanlar adil kıstaslarla oluşturulmalıdır.
KİTAP FİYATLARINI DÜŞÜRECEĞİZ
Günümüzde fiyatlar nedeniyle vatandaşlarımızın kitaplara erişimi oldukça zor hale gelmiştir. Vatandaşlarımızın kitapları daha uygun fiyatlarla satın alabilmesi için kitap maliyetinin en büyük kalemini oluşturan kâğıt ve matbaa hizmetlerinde hâlihazırda % 18 olarak uygulanan KDV oranını düşüreceğiz.
“KÜLTÜR KART” UYGULAMASINI BAŞLATACAĞIZ
Kültür ve Sanat alanında harcanmak kaydıyla, yıllık ve geri ödemesiz olarak belirlenecek destek bedeli 18-25 yaş arası gençlerin kullanımına sunulacaktır. Ayrıca gençlerimizin sosyal sorumluluk projelerine katılımı karşılığında ekstra bütçelere ulaşabilmelerini mümkün kılacağız.
SANATÇILARIN SOSYAL GÜVENLİK VE EMEKLİLİK ŞARTLARINI DÜZENLEYECEĞİZ
Sanatçılarımızın yaşamlarını sanatçı kimliğine ve insan onuruna yakışır şekilde sürdürmelerine olanak sağlamak için etkin ve kalıcı bir sosyal güvenlik sisteminin oluşturulması elzemdir. Bu amaçla, esnek zamanlı çalışma modellerini sanatçılar için sosyal güvenlik sistemi ile uyumlu hale getireceğiz. İcrası yaşla ve bedensel fonksiyonları ile ilgili olan sanat icracılarını sosyal güvenlik sistemine dahil eden bir düzenleme yapacağız. Sosyal güvenlik primlerini belirli bir süre ödemiş olan sanatçılarımızın işsizlik ödeneğinden faydalanmasını sağlayacağız. Ayrıca sigortasız geçen geçmiş hizmetlerin telafi edilmesi amacıyla sanatçılarımıza yeni bir borçlanma hakkı verilmesinin yasal zeminini oluşturacağız.
MALİ DESTEKLER İÇİN ADİL, ÖLÇÜLEBİLİR VE ŞEFFAF KRİTERLER BELİRLEYECEĞİZ
Sanat ve kültür alanında varlık gösteren bağımsız kuruluşlar için kamusal mali destekler hayati önemdedir. Ne var ki ideolojik ön yargılara dayalı olarak günümüzde dağıtılan kaynaklar şeffaf ve denetlenebilir olmayan kriterler çerçevesinde keyfî olarak dağıtılmakta ve muhalif olduğu düşünülen sanat çevreleri bu yolla cezalandırılmaktadır. Söz konusu mali destek dağıtımının objektif ve ölçülebilir kıstaslarla düzenlenmesi elzemdir.
KRİZ VE SALGIN DÖNEMLERİNDE SANATÇILARIMIZA SAĞLANAN DESTEKLERİ PROAKTİF BİR YAKLAŞIMLA DÜZENLEYECEĞİZ
Koronavirüs salgınında bakanlık tarafından sanat kurumlarına ve sanatçılara sağlanan desteklerin hem çok yetersiz hem de çok geç yapıldığı görülmüştür. Yaşanan salgın sürecinde kültür sanat alanında yaşanan ağır tahribat, hızlı ve etkin bir destekleme mekanizmasının hayati önemini ortaya koymuştur. Bu kapsamda, yeni bir krizle yüz yüze gelmeden önce, proaktif bir yaklaşımla sürekli güncellenen bir sanatçı veri tabanın oluşturulması ve asgari destek bütçesinin garanti altına alınması gerekmektedir.
İKİLİ ULUSLARARASI ANTLAŞMALARLA SANATÇI VİZELERİNİ KOLAYLAŞTIRACAĞIZ
Sanatın ve sanatçının gelişiminin ana kaynaklarından biri de uluslararası platformlarda farklı kültürlerle, sanatçılarla etkileşim ve iletişim içinde bulunabilmeleridir. Ayrıca sanatçılarımızın uluslararası sergi, bienal, fuar gibi etkinliklerde yer alması Türkiye’nin uluslararası arenada görünürlük ve prestijinin de artırılmasına yönelik önemli bir unsurdur. Bu kapsamda sanatçılarımızın uluslararası dolaşımını kolaylaştırmak adına ülkeler arası her türlü anlaşma ve iş birliği süreçlerinde sanatçı vize uygulamalarının başlatılması için girişimlerde bulunacağız.
MESLEK BİRLİKLERİNİN ALTYAPILARININ GÜÇLENDİRİLMESİ KONUSUNDA DESTEK MEKANİZMALARI OLUŞTURACAĞIZ
Meslek birlikleri, politika üretici ve uygulayıcıları üzerinde önemli birer danışma unsuru ve kontrol mekanizmasıdır. Ayrıca meslek birlikleri, meslek gruplarının statü ve haklarının savunulması açısından kritik bir rol oynar. Meslek birliklerini destekleyerek meslek gruplarının statü ve haklarının kurumsal bir çerçevede temsilini güçlendirileceğiz.
TELİF HAKLARI AJANSI’NI KURACAĞIZ
• Ajans, telif hakları ve bağlantılı hakların toplu takibi ve korunması amacıyla hak ihlallerini tespit etmek ve bunların ekonomik etkisine yönelik niceliksel çalışmalar yürütecektir.
• Kültür endüstrisi ürünlerinin yurtdışı tanıtım faaliyetlerine destek sağlayacaktır. Ülkeler arası iş birliğinin geliştirilmesi amacıyla kültürel ortaklık anlaşmalarının ve iş birliği protokollerinin arttırılması yönünde çalışmalar yapacaktır.
• Üye eser sahiplerinin ve bunların üye oldukları Meslek Birlikleri vasıtasıyla edinilen güncel kayıtların düzenlenmesi, mevcut istatistiklerin çeşitlendirilmesi ve bu kayıtların uluslararası veri tabanlarına aktarılmasına destek sağlayacaktır.
• Kamunun ve diğer ilgili paydaşların, telif hakları konusunda farkındalık kazanması amacıyla eğitim, çalıştay, sempozyum vb. etkinlikler düzenlenmesine destek sağlayacak ve mevcut eğitim/bilgilendirme faaliyetlerini çeşitlendirecektir.
• Hak sahibine ulaşılamayan “öksüz eserlerin” kamunun kullanımına sunulması amacıyla tespit çalışmaları yürütecektir.
TÜRKİYE ZANAAT AJANSI’NI KURACAĞIZ
Zanaat becerilerinin ve bilgisinin geleneksel ve çağdaş yorumlarla güçlenmesini sağlamak büyük önem arz etmektedir. Bu doğrultuda, usta-çırak programları oluşturulması, tasarımcılarla ortak çalışma platformları yaratılması, üretici-iş dünyası buluşmaları, yaratıcı kent rehberleri ve rotaları üretilmesi, zanaat öğrenme kursları açılması, zanaat tabanlı işletme veri bankası oluşturulması, koleksiyonlar yaratılarak sergiler açılması, ulusal ve uluslararası istatistik takibi yapılması gibi birçok çalışmalar tek çatı altında organize edilebilecektir. Böylelikle el sanatları üreticilerine ve işletmelerine eğitim ve rehberlik desteği vermek amacıyla programlar/projeler oluşturulması planlanmaktadır. Bu sayede alana ilgi duyan zanaatkarlar ve girişimciler desteklenerek ülkemizde zanaatın yerel kalkınmanın bir unsuru olarak gelişmesine katkı sağlanacaktır.
PLATO KENTLER PROJESİNİ BAŞLATACAĞIZ
Türkiye’nin doğal plato özelliğini ön plana çıkarmak, yerli ve yabancı film yapımcılarının ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve sinema sektörünün yerel kalkınmaya katkısını arttırmak amacıyla “Plato Kentler” projesini hayata geçireceğiz. Bu amaçla şehirlerin özellikli bölgeleri seçilecek ve yerel yönetimlerle iş birliği içinde; çevre düzenlemesi, restorasyon, sağlıklaştırma ve temizlenmiş bölge çalışmaları gerçekleştirilecektir.
BÜYÜK PROJE ALANLARINDA YER ALAN KÜLTÜREL MİRAS VARLIKLARININ KORUNMASINA DAİR MEVZUATI DÜZENLEYECEĞİZ
• Projelendirilmiş ya da henüz planlama aşamasında olan baraj, yol, köprü ve altyapı çalışma alanlarında yer alan kültür mirasların korunması amacıyla var olan mevzuat kültür varlıklarının korunması lehine güncellenmelidir.
• Ayrıca son yıllarda, koruma kavramının içeriği genişlemiş, modern mimarlık mirası, Cumhuriyet Dönemi mirası, su mirası gibi, zaman, mekân ve nitelik bağlamında yeni tanımlar terminolojiye eklenmiş, yeni miras alanlarını da içine alan daha kapsayıcı ve bütüncül koruma yaklaşımları ortaya çıkmıştır. 2863 sayılı Koruma Kanununun ve ilişkili yönetmelik ile ilke kararlarının bu bağlamda güncellenmesi önemlidir.
l. DERECE ARKEOLOJİK SİT ALANLARINI KAMULAŞTIRACAĞIZ
Özel şahıs mülkiyetinde bulunan l. Derece Arkeolojik Sit Alanları’nda tahribatın tamamıyla engellenmesi mümkün olmamaktadır. Mevcut halde sınırlı düzeyde kamulaştırma faaliyeti yürütülmektedir. Bu hususta hem söz konusu alanların korunması hem de mülkiyet sahiplerinin mağdur bırakılmaması adına, öncelikle bilimsel kazı yapılan alanlardan başlamak üzere, bu kapsamdaki taşınmazların kamulaştırılması için çalışma başlatılacaktır.
AKTİF VE YOĞUN OLARAK KULLANILAN ANITSAL KÜLTÜREL MİRASIMIZIN ETKİN KORUNMASINI SAĞLAYACAĞIZ
Ayasofya Camii, Selimiye Camii, Sultanahmet Camii ve Süleymaniye Camii gibi tarihi ve anıt vasfı taşıyan kültürel miras yapılarımızda, aşınmaların azaltılması ve daha etkin korunarak gelecek nesillere aktarılması amacıyla bakanlık bünyesinde çalışmalar yapılacaktır.
TÜRKİYE DİJİTAL KÜLTÜREL MİRAS MÜZESİ OLUŞTURACAĞIZ
Müze envanterlerinden seçilen özel koleksiyonlar sanal ortama aktarılarak bir dijital müze oluşturulacaktır. Dönemsel küratöryel çalışmalarla oluşturulan sanal sergiler MEB ile iş birliği çerçevesinde eğitim modülleriyle desteklenecektir. Bu kapsamda kültürel mirasımız ücretsiz olarak sanal ortamda geniş kesimlere ulaştırılırken aynı zamanda eğitim amaçlı kullanımı mümkün olacaktır.
GELENEKSEL MÜZECİLİK ANLAYIŞINI ULUSLARARASI STANDARTLAR ÇERÇEVESİNDE GENİŞLETEREK TEMATİK MÜZELERİ YAYGINLAŞTIRACAĞIZ
Geleneksel müze tanımı daha çok arkeolojik, etnografik ve sanatsal objeler üzerine kurulmuştur. Tematik müzecilik anlayışıyla endüstriyel tarih müzeleri, doğa tarihi müzeleri, müzik müzeleri, yerel tarih müzeleri, Müze evler kapsam dahiline alınmalı ve Milletlerarası Müzeler Konseyi (ICOM) tanımının en güncel haliyle benimsenmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, geleneksel müze anlayışını genişleterek tematik müzeleri yaygınlaştıracağız.
KÜLTÜR ELÇİLERİ PROGRAMI BAŞLATACAĞIZ
Kültür ve sanat alanında yaptığı çalışmalarla öne çıkan ve kendi alanlarında önemli katkılarda bulunmuş isimlerin, ülkemizin kültür markasını uluslararası kamuoyunda tanıtması ve uluslararası etkinliklerde temsil etmesi amacıyla kültür elçileri programı başlatılacaktır.
EUROVİSİON ŞARKI YARIŞMASINA YENİDEN KATILIM SAĞLAYACAĞIZ
Kültürel diplomasinin önemli bileşenlerinden biri olan Eurovision şarkı yarışmasına katılım sağladığımız yıllarda birincilik dahil elde ettiğimiz başarılar, ülkemiz için önemli bir tanıtım öğesi olmuştur. Bu vesile ile 2013’te çekilme kararı alınan Eurovision’a tekrardan katılım sağlayacağız.
•Özgür, Eşit ve Yaygın Kültür-Sanat Yaşamıyla Kalkınan bir Türkiye: “Üretken Toplum, Öncü Sanatçı”
•Tanımlayan değil tanıyan bir anlayışla özgür, eşit ve erişilebilir bir kültür-sanat ortamı sağlamak.
•Yerelden evrensele, katılımcı ve kapsayıcı kültür politikaları geliştirmek.
•Sanatçılarımızın insan onuruna yaraşır yaşam ve üretim koşullarını güvence altına almak;
•Geleneksel değerleri korurken, çağdaş yorumlara alan açmak.
•Zengin kültürel mirasımızı kapsayıcı bir yaklaşımla koruyarak, gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak.
•Kültürel zenginliğimizi uluslararası platformlarda hem geleneksel hem de çağdaş formlarıyla sergileyerek dünya barışında söz sahibi Türkiye’nin saygınlığına katkı sağlamak.
Çok sesliliğin, çok dilliliğin ve çok kültürlülüğün yarattığı kültür ve sanat alanındaki hazinemiz ise maalesef yönetim zihniyetinin baskısının altında eziliyor.
Türkiye, her alanda zihniyet dönüşümünü hak ediyor. Sansürcü, baskıcı ve bireyleri kendi siyasi duruşuna göre yetiştirmeyi misyon edinmiş iktidarlar nedeniyle, ülkemiz uluslararası sanat dünyasında potansiyelinin çok altında temsil şansına sahip olabiliyor. Elinizdeki Kültür ve Sanat Eylem Planımız, tanımlayan değil tanıyan bir anlayışla eşit ve erişilebilir bir kültür-sanat ortamını hedeflemektedir. Eylem planımız, özgürlükleri esas alan, bireyin önde olduğu, kültür varlıklarımızı ve tarihi birikimimizi koruyup sonraki nesillere çevre ve doğa zenginliklerimizle birlikte aktarmayı hedefleyen bir zihniyet dönüşümünün habercisidir.
Sanatı ve sanatçıları engelleyen bir yönetim anlayışına son verip, kriz dönemleri de dahil olmak üzere, sanatçılara destek olacak düzenlemeleri hayata geçirerek sanatçılarımızın insan onuruna yaraşır yaşam sürmelerini ve üretim yapmalarını güvence altına almamız gerekmektedir. Elinizdeki kitapçık; “Plato Kentler” ve “Kültür Kart” projelerinden “Dijital Kültürel Miras Müzesi”ne, tehlike altında bulunan dilleri yaşatmaktan, çok kültürlü yapıyı geliştirmek için oluşturacağımız fon ve desteklere varana dek pek çok vaadimizi “Özgür, eşit ve yaygın Kültür-Sanat yaşamıyla kalkınan bir Türkiye” hedefiyle ortaya koyuyor. Kültür ve sanat alanında gerçekleştireceğimiz atılım, özgür bireylerle, zengin ve mutlu Türkiye hayalimize atılmış büyük bir adımdır.
Kültür kavramı, en geniş anlamıyla insan hayatının hemen her alanını kapsayan, toplumun gündelik yaşamından, ekonomik kalkınmasına değin uzanan, hayatın her bileşeninde izi olan kapsamlı bir alana işaret eder
Kültürel faktörler, ekonomik davranışı, siyasal katılımı, sosyal dayanışmayı, ortak değer oluşumunu etkiler. Bu özellikleriyle kültür, insani gelişmişliğin ve siyasal/ekonomik kalkınmanın zemini olması; ayrıca barışın temelini oluşturması sebebiyle toplumsal hayatın önemli ve ayrılmaz bir parçasıdır. Sanat ise, genel bir bakış açısıyla kültürel değerlerin, estetiğin ve bireysel yaratıcılığın bir ifade biçimi olarak tanımlanabilir. Sanat, kültürel değerlerden doğrudan beslenen ve aynı zamanda onu besleyen, kültürün ayrılmaz bir parçasıdır. Bu karşılıklı ilişki nedeniyle, sanat ve kültür birbirini etkileyerek geliştirir ve ifade çeşitliliği sağlayarak toplumsal anlam üretir. Ne var ki, ülkemizde kültür-sanat alanına bugüne değin hak ettiği değer verilmemiştir. Geçmişten bugüne ülkemizin gelişmesi ve kalkınmasında öncelik verilen politika alanları belirlenirken kültür ve sanatın önemi ıskalanmış; adeta kendi haline bırakılmıştır. 2021 bütçesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’na aktarılan miktar, toplam bütçe içinde binde dörttür. Bu oran ülkemizde kültür ve sanata verilen değerin ve ayrılan kaynakların hacmini yansıtması bakımından önemli bir göstergedir.
Öte yandan, son dönemlerde kültür-sanata ilişkin konuların gündeme gelmesinin maalesef en belirgin biçimi festival ve konser yasaklamalarıdır. Yasakçı zihniyet nedeniyle, insanımızın bir araya gelmesi, eğlenip güzel vakit geçirmesi engellenmektedir. Yeterli ve etkin desteklerin sağlanamadığı pandemi döneminden hemen sonra söz konusu keyfî yasaklamalar nedeniyle ilgili sektörden kazanç elde eden binlerce insan geçimini sağlamakta yeniden büyük zorluklarla baş başa bırakılmaktadır. Kültür-sanat alanının yalnızca kendi dinamiklerine hapsedilmesi ve yasakçı bir anlayışla değerlendirilmesi büyük bir talihsizliktir. Zira kültür, hayatın tüm alanlarına etkisi olan kapsayıcı bir kavramdır. Bu minvalde, insani gelişmişlik düzeyi çerçevesinde ekonomik kalkınmanın ve demokrasi gelişiminin temelini oluşturduğu unutulmamalıdır. Dahası kültür, bir arada yaşama iradesinin sacayaklarından birini oluşturmaktadır. Bir arada yaşama iradesi ise ancak toplumsal hoşgörü ve farklılıklarından güç alan bir anlayışla inşa edilebilir ve güçlendirilebilir. Ne var ki bugünkü durumda, popülist politikalarla toplumsal kutuplaşma arttırılmakta, farklı kültür ve yaşam biçimleri ötekileştirilmektedir. Halbuki esas zenginlik farklılıkların ötekileştirilmesi ile değil, farklılıkların bir arada barış ve mutluluk içinde yaşayabilmesi ile elde edilebilir. Mevcut durumda mali yetersizlikler ve keyfî yasaklamalar çerçevesinde büyük problemlerle boğuşan kültür sanat alanında eylem planımızı oluştururken kapsayıcı ve çözüm odaklı bir yaklaşımı baz aldık. Bu kapsamda mevcut problemlere ürettiğimiz çözümlerimizi beş tematik başlık altında topladık: Kültürel Demokrasi, Sanatçılar ve Sanat Üretimi, Kültür Endüstrileri, Kültürel Miras ve Müzeler, Kültürel Diplomasi.
Kültür ve Sanat alanında harcanmak kaydıyla, yıllık ve geri ödemesiz olarak belirlenecek destek bedeli 18-25 yaş arası gençlerin kullanımına sunulacaktır. Ayrıca gençlerimizin sosyal sorumluluk projelerine katılımı karşılığında ekstra bütçelere ulaşabilmelerini mümkün kılacağız.
Günümüzde fiyatlar nedeniyle vatandaşlarımızın kitaplara erişimi oldukça zor hale gelmiştir. Vatandaşlarımızın kitapları daha uygun fiyatlarla satın alabilmesi için kitap maliyetinin en büyük kalemini oluşturan kâğıt ve matbaa hizmetlerinde hâlihazırda % 18 olarak uygulanan KDV oranını düşüreceğiz.
Sanatçılarımızın yaşamlarını sanatçı kimliğine ve insan onuruna yakışır şekilde sürdürmelerine
olanak sağlamak için etkin ve kalıcı bir sosyal güvenlik sisteminin oluşturulması elzemdir. Bu amaçla, esnek zamanlı çalışma modellerini sanatçılar için sosyal güvenlik sistemi ile uyumlu hale
getireceğiz. İcrası yaşla ve bedensel fonksiyonları ile ilgili olan sanat icracılarını sosyal güvenlik sistemine dahil eden bir düzenleme yapacağız. Sosyal güvenlik primlerini belirli bir süre ödemiş olan sanatçılarımızın işsizlik ödeneğinden faydalanmasını sağlayacağız. Ayrıca sigortasız geçen geçmiş hizmetlerin telafi edilmesi amacıyla sanatçılarımıza yeni bir borçlanma hakkı verilmesinin
yasal zeminini oluşturacağız.
© 2022 Copyright @ Tüm Haklar Deva Partisi’ne aittir.
Veri Güvenliği ve Çerez Politikamız
Erişilebilirlik Araçları