Skip to content

DEVA İKTİDARININ SAĞLIKTA ATILIM EYLEM PLANI

Koruyucu sağlık hizmetlerini önceliklendireceğiz


Hakkındaki Videoyu Oynat Sağlıkta Atılım Eylem Planı

SAĞLIK HİZMETLERİNİN HERKES İÇİN ERİŞİLEBİLİR VE ADİL OLMASINI SAĞLAYACAĞIZ.

Her yıl ilgili tüm paydaşlarla geniş katılımlı Sağlık Şurası düzenleyeceğiz. Sağlık hizmetlerine erişimde coğrafi farklılıkları ortadan kaldırmak üzere bir uygulama planı yapıp uygulamaya koyacağız; ilerlemeyi her yıl izleyeceğiz.

İLKELERİMİZ

• Öncelikle halkı hastalıklardan koruyan

• Hasta olana en kaliteli tedaviyi sağlayan

• Bunu yaparken de sağlık çalışanlarının hakkını gözeten

• Herkes için erişilebilir ve adil bir sağlık sistemi yaratmak.

HEDEFLERİMİZ

• Koruyucu sağlık hizmetlerini önceliklendireceğiz.

• Tanı ve tedavi kalitesini artıracağız.

• Sağlık iş gücüne yatırım yapacağız.

• Sağlıkta bilimsel gelişmeyi, sanayi ve teknolojiyi yatırımlarını destekleyeceğiz.

Ne yazık ki sağlık sistemi çöktü.

Türkiye; alınamayan randevuların, konulamayan teşhislerin, yapılamayan ameliyatların, bulunamayan ilaçların ve göç eden hekimlerin ülkesi haline geldi. Ne yazık ki sağlık sistemi çöktü.

İnsanlar, sağlığa erişemiyor. 

Bu gidişatı durdurmak en temel önceliklerimiz arasında. Çünkü sağlık sistemi güçlü olmayan bir ülke, sosyal devlet niteliğini kaybetmeye yüz tutar. İnsanlar mutlu ve sağlıklı yaşam haklarından mahrum kalır. 

Elinizdeki Sağlıkta Atılım Eylem Planımız, herkes için erişilebilir ve adil bir sağlık sisteminin müjdecisidir.  İlk hedefimiz, insanların sağlıklı kalmasıdır. Bu hedefimize ulaşmak amacıyla koruyucu sağlık hizmetlerini güçlendirmeyi, aile hekimliği sistemini halk sağlığının merkezine yerleştirmeyi esas aldık.Hastalığa yakalanan vatandaşlarımızın ise sağlıklarına hızla kavuşmaları için tanı ve tedavi kalitesini artıran çözümler geliştirdik. Türkiye’de hekimlik yapmanın külfet haline getirildiğini ise üzülerek görüyoruz. Bu sorunu çözmek için önce yetişmiş insan gücümüzle kavga eden zihniyeti devlet yönetiminden çıkartacağız. Tüm sağlık çalışanlarımızın hem gelirini hem de çalışma koşullarını iyileştiren düzenlemeleri derhal hayata geçireceğiz.Ayrıca ülkemizin, sağlıkta en ileri teknolojilerin kullanıldığı ve geliştirildiği bir seviyede olması gerekir. Bu amaçla sağlık endüstrisine yapacağımız yatırımlarla ülkemizi sektörde uzmanlığıyla anılan bir kademeye taşıyacağız. Elbette hayalimizdeki sistemin istikrarını sağlamak amacıyla finansman modelini de yeniden yapılandırmamız gerekiyor. Bu bağlamda ele aldığımız sağlık ürün ve hizmetlerinde fiyatlama ve geri ödeme sistemini sürdürülebilir yapıya kavuşturacak çözümlerimizi de ilerleyen sayfalarda bulacaksınız. Sağlıkta Atılım Eylem Planımız sağlık sektörünün tüm paydaşlarının mutlu olduğu bir sistem önermektedir. Çünkü sağlık sisteminin reçetesi, DEVA Partisi’dir.

Okumaya Devam Et Küçült

Ali BABACAN

DEVA Partisi Genel Başkanı

Aysun Hatipoğlu

Deva Partisi Sağlık Politikaları Başkanı

5 DAKİKALIK DEĞİL 5 x 5 SAĞLIK HİZMETİ 


İnsanlık tarihi boyunca tüm sınırları aşan en önemli ortak konu sağlıktır. Sağlıklı yaşam sürülmesi, hastalıkların önlenmesi ve şifa arayışı tarihin her döneminde toplumların en önemli çabalarından biri olmuştur.

Tarım toplumundan, sanayileşmeye ve en son bilgi teknolojileri çağına geçişle birlikte yaşam biçimleri sürekli olarak değişmektedir. Değişmeyen tek şey ise, salgın hastalıklar, doğal afetler, iklim değişikliği ve diğer çevre problemlerinin insan hayatı üzerindeki etkileri nedeniyle sağlık arayışıdır. 

Ülkemiz sağlıklı toplum yaratma çabasını cumhuriyetin ilk yıllarından beri sürdürmektedir. 3 Mayıs 1920’de TBMM’de sağlık bakanlığı görevinin ilk kez ihdas edilmesinden bugüne kadar geçen yüzyılı aşkın zaman içerisinde, Türkiye güçlü bir sağlık sistemi yaratmak için çalışmıştır.

Ancak son yıllarda sağlık politikalarında ve karar verme süreçlerindeki eksiklikler ve kaynakların etkin dağıtılamaması nedeniyle sağlığa erişimde önemli sorunlar meydana gelmeye başlamıştır. Bunu özellikle Covid-19 salgınının tüm dünyayı kasıp kavurduğu, siyasi sınırları -bir anlamda- ortadan kaldırdığı dönemde somut olarak hissettik.

Sağlık sistemleri tüm dünyada birbiriyle ilintili pek çok bileşeni olan son derece karmaşık yapılardır. Ancak bu bileşenler “bütünsel” bir yaklaşımla yönetildiği takdirde başarılı olabilir. Türkiye’de 2000’li yılların başında Sağlıkta Dönüşüm Programı kurgulanırken tüm bu bileşenler belirlenmiş olsa da, takip eden dönemde sinerji yaratacak şekilde hayata geçirilemedi. Bu nedenle yapı sağlam bir temele oturmadı. Pek çok politika kağıt üzerinde kaldı. Yakalanan başarılar sürdürülebilir olmadı.  Bugün Türkiye’de sağlığın pek çok alanında ciddi sorunlar ile karşı karşıyayız. Aylar süren randevu bekleme süreleri, beş dakikaya sıkışmış muayeneler, yapılamayan ameliyatlar, bulunamayan ilaçlar, istifa eden hekimler, beyin göçü, sağlıkta şiddet, şehir hastanelerinin durumu, tıp eğitimindeki aksaklıklar derken, ülkemizin gündemine her gün pek çok problemli konu giriyor.

Bu durumun sebeplerini anlayabilmek için sağlıkta dönüşüm programının arka planına bakmak faydalı olacaktır. 2003 yılında başlatılan program hekime ve ilaca erişimi artırmaya odaklı bir yapı olarak kurgulanmış, ilk yıllarında sayısal olarak kayda değer artışlar sağlanmıştır. Ancak sağlık hizmetlerine olan talepteki hızlı artışa karşın, kaynakların verimli kullanılamaması sonucu sistem son yıllarda kendisini finansal ve operasyonel olarak çeviremez hale gelmiştir.

Hizmet arzı ile talep dengesi kurulamayınca, sistemin finansmanında ve sağlık çalışanlarının iş yükünde ciddi sorunlar yaşanmaya başlamıştır. Türkiye gibi büyük nüfusa ve geniş coğrafyaya sahip bir ülkede, güçlü bir koruyucu sağlık yapısı oluşturmadan, sürekli artan sağlık talebini karşılamak mümkün değildir. 

İktidar bugüne kadar sağlığa erişimi hekime ve ilaca erişim olarak tarif etti; sistemin başarısını muayene ve reçete sayısıyla ölçtü. Etkinliği sadece nicelikle ölçen, niteliği göz ardı eden bu yaklaşım nedeniyle sağlık hizmetlerinin kalitesi sürekli olarak düşmektedir. 

Artık “sağlık hizmetini alanın da sunanın da memnun olmadığı” bir durum ile karşı karşıyayız.

Türkiye’de hekim başına düşen hasta sayısı 498 iken, OECD ortalaması 341’dir. Benzer şekilde, hemşire başına düşen kişi sayısı 413 iken, OECD ortalaması 102’dir. Bu dengesizliğin sonucu olarak ülkemizde hekimler hastalarına beş dakikadan fazla süre ayıramamaktadır. Oysa Dünya Sağlık Örgütünün muayene süresi için koyduğu standart asgari 20 dakikadır. Bugün sağlık sisteminde, “tedaviye erişim” zannettiğimiz kavram aslında “hasta yığılması”dır. Halkımız tanı ve tedavi ihtiyaçları için doğru sağlık kuruluşuna, doğru zamanda yönlendirilememekte, hasta yeterli seviyede sağlık hizmeti alamamaktadır. Sistemin yükü “ucuz işgücü” haline getirilen sağlık çalışanlarının omuzlarına yüklenmektedir.Sağlık harcamalarında ve kaynak dağılımında da benzer bir olumsuz tablo ile karşı karşıyayız. Gayrisafi milli hasıladan devletin sağlık harcamalarına giden pay Türkiye’de yüzde 4.6 iken, OECD ortalaması yüzde 8.8’dir. Bu oran gelişmiş ülkelerde yüzde 10’un üzerine çıkmaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın 2019 yılı bütçesinin yaklaşık yüzde 45’i sağlık personeline aktarılıyordu. Ancak bu oran pandeminin en ağır olduğu 2020 yılında yüzde 41’e, 2021’de 39’a 2022’de ise yüzde 34’e kadar düştü. Bu sayılar sağlık çalışanlarının emeğinin ne kadar değersizleştirildiğini somut olarak ortaya koymaktadır. Demokrasi ve Atılım Partisi olarak sağlığın temel bir insan hakkı olduğu bilinç ve sorumluluğu ile, ülkemizi sağlık alanındaki bu açmazın içinden çıkartacağız. Koruyucu sağlık hizmetlerini merkezine alan, yapının diğer tüm unsurlarını sinerji içinde çalıştıran yeni bir sağlık yönetim modeli yaratacağız. Bunun için ortaya koyduğumuz vizyon; “Öncelikle halkı hastalıklardan koruyan; hasta olana ise en kaliteli tedaviyi sağlayan; bunu yaparken de sağlık çalışanlarının hakkını gözeten; herkes için erişilebilir ve adil bir sağlık sistemi yaratmak. ”Bu vizyonu gerçekleştirmeye rehberlik etmesi için “Sağlıkta Atılım” Eylem Planını hazırladık. Tespit ettiğimiz beş ana başlık altında ulaşılması gereken 55 somut hedef belirledik:

• Koruyucu sağlık hizmetlerini önceliklendireceğiz,

• Tanı ve tedavi kalitesini artıracağız,

• Sağlık işgücüne yatırım yapacağız,

• Yaşam bilimlerinde sanayi, teknoloji ve bilimsel yatırımları destekleyeceğiz,

• Sisteminin sürdürülebilirliği için finansman ve yönetim modelini günümüz ihtiyaçlarına göre yeniden tasarlayacağız.

Amacımız “Beş dakikalık muayeneye” sıkışmış sağlık sistemini 5×5 Yaklaşımı ile yeniden inşa etmek; böylece “sağlık hizmetini alanın da sunanın da mutlu olduğu” bir Türkiye yaratmak. 

Okumaya Devam Et Küçült

Aile hekimliği sistemini halk sağlığının temeli hâline getireceğiz.

Aile hekimi başına düşen nüfusu azaltacağız. Bürokratik işlem yükünü hafifleteceğiz. Yardımcı sağlık personeli ile hizmet kapasitesini artıracağız. 
Halihazırda hizmet veren Aile Sağlığı Merkezlerinin fiziki koşullarını ve teknik donanımlarını iyileştirip, uygun şartlarda olmayan merkezleri standartlara uygun hale getireceğiz.

Sevk zinciri ve randevu sistemini yeniden yapılandırıp etkin çalışır hale getireceğiz.

Anne-bebek sağlığı izlemelerini daha güvenli ve yaygın hâle getirerek ileri seviyeye taşıyacağız.

Gebelik takibinin ülke genelinde homojen sunulabilmesi için temel sağlık hizmetini geliştireceğiz. Merkezi gebe izlem uygulaması yapacağız.  Gebelerin eğitimi ve bilgilendirmelerini sağlamak için dijital ve interaktif “Gebelik Okulları” kuracağız. Gebe ve çocuk sağlığı konusunda ileri tetkik ve tedavi uygulanabilecek bölgeselleşmiş perinatal merkezler kuracağız ve aile hekimliği sistemi ile entegrasyonunu sağlayacağız.

Salgın hastalıkların erken dönemde tespiti ve kontrol altına alınması için bölgesel sürveyans yapısı oluşturarak uluslararası ajanslarla entegrasyonu sağlayacağız.


Avrupa Birliği’nin Health Emergency Response Agency (HERA) organizasyonu ile entegre bir Sağlık Acil Durum Ajansı kuracağız. 
Erken uyarı sistemi yolu ile hızlı bir şekilde test, ilaç ve aşıların zamanında temin edilmesini sağlayacağız.

Dijital teknolojileri destekleyeceğiz.

Aşı ve ilaç alanında AR-GE yatırımlarını destekleyeceğiz.

Biyogüvenlik Ulusal Ajansı kuracağız ve KBRN (Kimyasal-Biyolojik-Radyolojik-Nükleer) tehditlere karşı önlem alacağız.

Epidemiyoloji alanında yatırımları artıracağız.

90 ve 360 gününde uygulanacak eylem planları hiç duydunuz mu?

DEVA iktidarının ilk 90 ve 360 gününde uygulanacak eylem planları

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp
Telegram
Email
Print